Dünya
Dünya > Dünya'dan Başlıklar > Suriye krizi: Batı'nın askeri seçenekleri neler?Suriye krizi: Batı'nın askeri seçenekleri neler?Washington ve Londra'dan gelen bütün sinyaller Suriye'ye askeri müdahalenin güçlü bir olasılık olarak ortaya çıktığına işaret ediyor.Peki askeri müdahale için düşünülen seçenekler neyi içeriyor? Riskleri neler? Ve belki de en önemlisi, Batı'nın hava saldırıları Suriye'de krizin çözümüne herhangi bir katkı sağlayacak mı? ASKERİ YIĞINAK ABD:
İNGİLTERE:
FRANSA:
Kara harekatının 'gölgesi' Washington ve Londra'nın önündeki seçenekler kısa ve nokta atışı içeren hava saldırılarından (şu an en olası görünen senaryo), asker çıkarmayı da içeren kapsamlı ve uzun bir müdahaleye dek uzanıyor.
Kara harekatının şu an düşünüldüğüne dair en ufak bir işaret olmasa da, perde arkasında bu seçeneğin gölgesi de var. Askeri müdahaleye karşı olanlar, hava saldırılarının kaçınılmaz olarak tırmanacağını ve Suriye topraklarına Batılı askerlerin postallarının eninde sonunda basması gerekeceğini savunuyor, Irak ve Afganistan'ı örnek gösteriyorlar. ASKERİ SEÇENEKLER Amerikan Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey bu konuda en detaylı bilgiyi Temmuz ortasında Senatör Carl Levin'e bir mektupla bildirdi. Şu an Suriye konusunda kamuya açık olan en ayrıntılı ve üst düzey imzası olan belge bu. Bu seçenekleri değerlendirirken, birbirlerinden tamamen ayrı tutulamayacaklarını akılda tutmalı. 1. Sınırlı nokta operasyonları Buna cezalandırıcı saldırılar da denilebilir. Amaç, Cumhurbaşkanı Esad'ı gelecekte "kimyasal silah saldırıları" düzenlemekten caydırmak. Hedefler arasında Esad rejimi ile yakından alakalı askeri tesisler, örneğin elit askeri birimlerin karargahları ya da kışlaları yer alabilir. Füze üretim tesisleri vurulabilir. Kimyasal silah üretim merkezleri ise tehlikeli hedefler, çünkü zehirli maddelerin sızarak çevreye zarar vermesi riskini taşıyor. Hava savunma ve komuta merkezleri de, ileride tekrar askeri müdahaleye ihtiyaç duyulursa Batılı ülkelerin gücünü göstermesi açısından hedef alınabilir. Bu seçeneğin çekici yanı hemen hayata geçirilebilmesi ve Batılı kuvvetler açısından sınırlı can kaybı riski taşıması. Bu seçenekte akla gelen ilk silah, Amerikan savaş gemilerinden ve hem Amerikan hem de muhtemelen İngiliz denizaltılarından fırlatılacak olan Tomahawk Cruise füzeleri. Havadan fırlatılan silahlar da bu seçeneğe dahil edilebilir. Fakat bunlar da Suriye hava sahasının bir hayli dışından fırlatılacaktır. 2. Suriye muhalefetine takviye Genelkurmay Başkanı Dempsey'nin mektubunda ilk bahsettiği seçenek buydu. Amaç, Esad'a karşı savaşan kuvvetlere askeri eğitim ve muharebe dışı destek sağlamak, ki bu yönde zaten halihazırda çalışmalar var. Bu seçenekteki sorun, Suriye muhalefetinin kendi içindeki çatlakların giderek büyümesi nedeniyle etkinliğini şimdiden yitirmeye yüz tutması. Ayrıca Batılı ülkeler, muhalif savaşçılar arasında en çok El Kaide bağlantılı grupların öne çıkmasından endişe duyuyor. 3. Uçuşa yasak bölge Bunun amacı Suriye hükümetinin isyancıları havadan vurma yeteneğini ortadan kaldırarak ülkenin ücra köşelerine ikmal yapmasını engellemek. Bu seçenek muhtemelen Suriye'nin hava savunma sistemlerinin bertaraf edilmesini gerektirecektir. Ayrıca Suriye'nin uçuşa yasak bölgeyi ihlal etmesi durumunda karşılık verecek kuvvetlerin devamlı hazır durması gerekecek. Uçuşa yasak bölge bir yılı aşkın süredir üzerinde tartışılan bir plan ve birçokları tarafından rafa kaldırıldığını söylemek yanlış olmaz. Sovyet döneminden kalma çok sayıda silahın yanısıra, daha modern Rus sistemlerine de sahip olduğu söylenen Suriye'nin hava savunma sisteminin iyi entegre edilmiş, güçlü bir ağ oluşturduğu düşünülüyordu.
Fakat iç savaş başladığından beri bu sistemin etkinliği soru işaretleri uyandırıyor. İsyancıların toprak kazanımları, Esad'ın bazı kilit önemdeki tesislerini kaybetmesi anlamına geliyor. İsrail hava kuvvetleri de Suriye içindeki hedefleri kolaylıkla vurabildiğini kanıtlamış bulunuyor. Emin olunan bir şey varsa, uçuşa yasak bölgeler oluşturulmasının Amerika ve müttefikleri açısından çok daha riskli bir seçenek olduğu. Ayrıca kayda değer bir askeri gücün Suriye sınırları dışında hazır durmasını gerektiriyor. 4. Tampon bölge oluşturulması Suriye toprakları içinde, muhtemelen Türkiye ve Ürdün sınırları yakınında isyancıların operasyonları ertesinde çekilebileceği ve mültecilere koruma sağlayacak bir tampon bölgenin oluşturulması da geçmişte tartışılmış bir seçenek. Böyle bir tampon bölge, sınırlı bir uçuşa yasak bölgenin ilan edilmesini de gerektirebilir. Tampon bölgenin nasıl korunacağı ise beraberinde ciddi sorular getiriyor. Örneğin, Suriye kuvvetleri tampon bölgeye ateş ederse, kim nasıl bir karşılık verecek? 5. Suriye'nin kimyasal silah stoklarının kontrolü Bu seçenek ABD güçlerini yoğun biçimde Suriye'ye çekecek ve Amerikan askerlerinin kara harekatını da gerektirecektir. Amerikan kuvvetleri Suriye'nin stoklarını imha ederek, hareketini engelleyerek ya da kilit önemdeki tesisleri ele geçirerek kontrol sağlayabilir. Fakat Genelkurmay Başkanı Dempsey'nin mektubunda öne çıkan hissiyat, askeri müdahaleye hiç istekli görünmemesi. Ama bu mektubun kimyasal silah kuşkuları gündeme gelmeden önce kaleme alındığı unutulmamalı. Şu an için en olası senaryo birinci seçenek gibi duruyor. Kısa süreli ve belirli hedeflere odaklanan hava saldırılarıyla Suriye rejimine güçlü bir mesaj vermek. Fakat her türlü askeri müdahalenin ortaya attığı cevapsız sorular var. AKILLARDAKİ SORULAR: YA SONRA?
BBCTurkish.com, 28.08.2013
Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız. |