Dünya

 Dünya'dan Başlıklar 

 Dünya > Dünya'dan Başlıklar > "El Arabiya belgeleri sahte çünkü..."

"El Arabiya belgeleri sahte çünkü..."
Avrupa İslam Üniversitesi Kurucu Başkanı ve İstanbul Üniversitesi İslam Medeniyeti Tarihi Profesörü Ahmet Ağırakça, Dubai merkezli Suudi televizyonu El Arabiya’nın Doğu Akdeniz’de düşürülen Türk keşif uçağıyla ilgili yayınladığı belgelerin sahte olduğunu söyledi.

Suriye istihbaratına ait olduğu ileri sürülen ve Türk pilotların Rusya’nın emriyle Esad güçleri tarafından öldürüldüğünü iddia eden şok belgeleri değerlendiren Prof. Dr Ağırakça şöyle konuştu:

“30 yılı aşkın bir süredir Arap dünyasıyla ilişkilerim var. Birçok üst düzey yetkili ile yazışmalarımız oluyor. Tecrübelerime dayanarak konuşuyorum. El Arabiya belgelerini inceledim, iki ayrı makamdan çıkmış iki belgedeki mühür ve imza aynı. bir belgede mühür imza ve isim var, diğerinde isim yok. Bir belge ‘Suriye Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Sarayı Dış İstihbarat Teşkilatı’, diğeri ‘Suriye Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Sarayı Güvenlik ve Yönlendirme Teşkilatı çıkışlı ama mühür ve imzalar aynı. Sadece buradan bakınca bile bu belgelerin uydurma olduğu anlaşılıyor.”

"BÖYLE BİR HATA YAPMAZLAR"

“Hiçbir ülkenin İstihbarat servisi, üst düzey kişilere özel böyle kozmik bilgiye haiz belgeleri ‘çok gizli’, ‘gizli’ gibi ibarelerle ve ‘açık yazım’ şekliyle göndermez,  bu tür yazışmalar şifreli ya da kriptolu yazılır. Kaldı ki Arap dünyasının en güçlü istihbarat servisi olan ve Soyvetler Birliği dönemi KGB gizli servisi şimdiki adıyla FSB istihbarat teşkilatı tarafından eğitilen uzmanların yer aldığı Suriye istihbaratı, kesinlikle böyle bir hata yapmaz” diyen Ağırakça, “Belgeler büyütülüp detaylar anlaşılmasın diye çok düşük kalitede scan edilmiş, yazılardaki başlıklar ve hitap şekli bir Cumhurbaşkanlığı Sarayı İstihbarat ya da güvenlik biriminin üslubu değil, siz hem bir emir vereceksiniz ve bunun ‘Cumhurbaşkanlığından ‘ çıkmadığına ve derhal imha edilmesine özen göstereceksiniz hem de bunu herhangi bir kurumdan çıkan bir belge gibi ‘gizli’ ibaresiyle yazacaksınız, böyle bir şey mümkün değildir” ifadesini kullandı.

Profesör Ağırakça sözlerini şöyle sürdürdü:

“Belgelerde, ‘22 Haziran’da Akdeniz’e düşen Türk keşif uçağındaki iki pilotu Suriye ordusu sağ buldu. Suriye Hava Kuvvetleri İstihbaratı’nın savaş esiri muamelesi yaptığı pilotlar, Moskova’dan geldiği öne sürülen emirle doğal yollardan öldürülüp cesetleri deniz dibine yerleştirildi’ notu var. Bir defa Suriye böyle bir operasyonu yapacak teknik donanıma sahip değil. Ayrıca hava ve deniz sahası olarak devamlı kontrol altında olan bir bölgede pilotları denizin dibine yerleştirme çalışmalarını yapmak bu kadar kolay mı?”

Ağırakça; Türkiye, Rusya ve ABD tarafından da inandırıcı bulunmayan belgelere ilişkin değerlendirmelerini şu sözlerle tamamladı:

“İç savaş halindeki Suriye’nin lehine çevrilecek bir durum esirlerin öldürülüp atılmaları değil, pazarlık kozu olarak canlı tutulmaları olmalıdır. Sadece bu açıdan düşünüldüğünde bu Suriye’ye bir şey kazandırmıyor. Hadi Suriye bunu yaptı diyelim Rusya gibi bir ülke böyle bir hata yapar mı? Bu uydurma belgelerin Türkiye’nin savaşa dahil olması, Rusya ve İran’la bozuşması için düzenlendiği ve servis edildiği bellidir. Zaten Türkiye bu belgelere inansaydı, hükümet bu kadar sessiz kalmazdı.”

Hürriyet, 02.10.2012


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.