Gündem
Gündem > Siyasi Gündem > İzin verin IŞİD’i tükürüğümüzle boğalımİzin verin IŞİD’i tükürüğümüzle boğalımHalkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Türkiye’ye sınır Suriye’nin Kürt kenti Kobani’ye saldıran Irak Şam İslam Devleti’ne (IŞİD) karşı savaşmak için on binlerce genç olduğunu belirterek “Yalvaracak bir konuma gelmişiz. Onları orada tükürüğümüzde boğarız dedik, buna izin vermediler” dediDemirtaş, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada Türkiye’nin yıllardır Suriye’deki aşırı dincileri desteklemesi nedeniyle bu günlere gelindiğini, bu desteğin, uluslararası medya ve bütün dünya tarafından bilindiğini anlattı. Demirtaş, geçen hafta çeşitli illerde yapılan Kobani eylemlerinin daha tehlikeli bir mecraya girmemesi için İmralı’da hükümlü PKK lideri Abdullah Öcalan ile yaptıkları görüşmenin ayrıntılarını da verdi. Demirtaş, Öcalan’ın gönderdiği mesajın tam metnini okudu. Biz Suriye’de iç savaşın başladığı günden bu yana bu kürsüden her hafta uyarı yaparken altını çize çize belirttik. Başbakan diyor ya, sessiz kaldılar. Yahu sen bilmiyor olabilirsin, dünya kadar danışmanınız var, maaş alıyor. BDP, HDP ne demiş, Suriye’deki hangi katliama sessiz kalmış. SİLAHLAR KONUSUNDA UYARDIK Siz Suriye’de mezhepçilik yaptınız. Buradan TIR’lar dolusu silah gönderdiniz, kime gönderdiniz, halklara mı gönderdiniz, Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) adı altında kümelenmiş radikallere mi gönderdiniz? Gönderdiğiniz yardımlar silahlar çetelerin El Nusra’nın eline geçiyor dedik, bunun belgeleri var. Sınırdan geçiş yapıyor izin vermeyin dedik. Biz size Suriye’de olup bitene sessiz kalın mı dedik, bu barbar çetelere sessiz kalmayın dedik. Bunlar Antalya’da, Urfa’da, Antep’te toplantı yapıyorlar. Bu radikal unsurlar Türkiye’yi lojistik üs olarak kullanıyorlar. Türkiye’yi aktarma istasyonu olarak kullanıp Suriye’ye gidiyorlar, bunu durdurun dedik. BU ÇETELERDEN 2 ŞEY İSTİYORDUNUZ Durdurmadınız, beslediğiniz çetelerden iki şey istiyordunuz. Bir Esad’a karşı savaşın, Kürtlerin statü elde etmesine izin vermeyin. Bunları iki buçuk yıl size anlattık. Bu yanlışlar gelip sizi vurabilir dedik. Bugün pohpohladığınız çetelerin ahlakı yok. Bugün sizin yarın başkasının tetikçisi bunlar. Afganistan’da Pakistan’da yaptılar. Sınırlarımızda yapıyorlar. Aynı hatayı yapmayın dedik. BÜTÜN DÜNYAYA TEK TEK BİZ Mİ SÖYLEDİK Kobani 30 günlük mevzu değil ki. Başbakan, görüşmemizde şunu söylüyor bize. Siz bizi IŞİD yanlısı gibi gösterdiniz. Siz New York’a BM toplantısına gittiğinizde bütün dünya ülkeleri IŞİD’i desteklediğinizi söyledi. Bütün dünyayı tek tek biz mi söyledik. Zannediyor musunuz ki sizin yaptığınız gizli kaldı da, biz söyleyince. Zannediyorsunuz ki IŞİD’e giden TIR’lardan hiçbirinin haberi yok. Bütün dünya biliyor sizin haberiniz yok. Uluslararası yardımlar, silah ve lojistik yardımlar Türkiye üzerinden gönderildi. Koordinasyonunu Türkiye yaptı. KOLLEKTİF GÜVEN DUYGUSU KÜRTLER DÜŞMAN DEĞİL Kürtler düşman değil, orada Rojava’da yaşayan Arabı, Ermenisi Süryanisi düşman değil, o bölgeyi dost bir ittifak gücü olarak görün ilişkiye geçin dedik. Ama el atından bütün o silahların Nusra’ya gitmesini engellemediniz. İlk defa Kobani’de Rojava’da savaş olmuyor ki, iki yıldır saldırıyor. Bütün bu olup bitenleri bu ülkenin yurttaşı izliyor. Kürdü izliyor, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu diye soruyorlar bize. Bunun yaratacağı kırılmayı 30 gündür değil iki yıldır anlatıyoruz. İkna etmeye çalışıyoruz. Fakat kalın kalın kitaplar yazmışlar ya zannediyorlar ki her şeyi onlar biliyorlar. Hayat sizin yazdığınız kitaplardaki gibi değil. Hiç kitapta olmayan dersleri bu bölgenin halkları bu bölgenin halkları bütün siyasetçilere verecek güçtedir. Egemen otoriter ağa baba tavırları siyaset yapılamayacağını görmediniz mi hala? Suriye’deki bölgedeki süreçteki hatalarınız bunları hala ispatlayamamışsa yazdığınız kalın kitapların hiçbir anlamı yok. Kendi yazdığınız derinlikte boğulmak üzeresiniz. Ama sonra Apo tehdit etti diye yalaka medyasına manşet attırıyor. Niye tek birini ciddiye almıyorsunuz? Saatlerce İmralı’da Ankara’da konuştuğumuz çocuk oyuncağı mı? Halk bunu izliyor, oyalamalarınızı aldatmalarınızı kandırmalarınızı izliyor. Sadece sizin yönetebildiğiniz aldatabildiğiniz bir kamuoyu yok. İşte bu kamuoyu olup bitenleri yüreğinde hisseden kamuoyu olarak günü gelir bütün siyasetçilere hesap sorar. Kandıramadığınız aldatamadığınız kamuoyudur. Ne zamana kadar? Kobani’ye kadar. Kobani nereden bizim iç işimiz oluyor dediler. Yahu sen Diyarbakır’la Bosna’nın alakasını kurdun Kobani’nin nasıl kuramıyorsun ya? Somali’de? Fakat Kobani’de yaşayan öz kardeşimizdir ya, amcamızdır, annemizdir ya. Aynı soyadı taşıyoruz aileler olarak. Bak senin o itiraz ettiğiniz anlaşmayla bir sabah uyanınca saçma sapan sınırla bölünmüş halktan bahsediyoruz ya. Kobani iç işi değilse o zaman biz Türkiye’de yaşamıyor demektir. Benim öz kardeşim tecavüzcü barbar ordusunun tehdit altındayken orası bizim iç işimiz değil diyorsa sen de bizim hükümetimiz değilsin. Sen de bizim hükümetimiz olamazsın. Sen Suruç’taki Urfa’daki Kürt’ten vergi almıyor musun? Silah tank top almıyor musun? Alıyorsun. Peki onlara ne yapıyorsun? El Nusra’ya, IŞİD’e ulaştıracak şekilde döndürüp dolaştırıyorsun, Kobani benim iç işimiz değil diyorsun. Kürdün öfkesi budur işte. İki yıldır insanlar bunu izliyor. Sen sadece 15 gün önce IŞİD terör örgütüdür diyebildin BM’de zorlamayla söyleyebildin. İki yıldır asla tehdittir diyemedin. Ama PYD tehdittir dedin Rojava tehdittir dedin. Şimdi öyle bir noktaya geldin ki, aynı masada olduğun kişiler benim için IŞİD’le aynıdır dedin. Aynıysa iki yıldır niye görüşüyorsun? İki yıldır çözüm adına bu kadar zahmeti bu heyetler niye çekiyor? Bu kadar hatanın üstüne bir doğru yapalım diye çaba sarf ettik. Kobani IŞİD’in eline geçerse hem orada barbarlık yaşanacak, hem Türkiye destek gitmesine izin vermediği için hükümet sorumlu olacak, vicdanı onurlu olan herkesin büyük bir kırılma yaşamasıyla karşılaşacağız ve içerideki süreç tümden bitecek. Oluşacak güvensizlikte süreci yürütmek imkansız hale gelecek. Bütün bu kaygılarla biz hükümetle diyalog yürüttük. SENİN ANLAYACAĞIN DİLDEN ANLATAYIM Hepimizin felaketi olacak farkında değiller biz yine de gidelim. Önemini zaruretini anlatmaya çalışalım, halen anlamamışlar. Biraz önce milliyetçi muhalefet lideri gücünüz yetiyorsa gidin IŞİD’e karşı savaşın diyor. Hala anlamamış. Senin anlayacağın dilden anlatayım. Türk ordusu orada, gitsin IŞİD’e karşı savaşsın demedik. TEK BİR HAKARET, TEHDİT, TEK BİR ŞİDDET ÇAĞRIMIZ OLDU MU Kobani düşmeyecek, yardımı yapıyoruz diyenleri de teşhir etmek istedik. Yaptığınız şu kadarcık yardım için bile burun kıvırmadık, teşekkür ettik. Görüşmeler olumludur dedik, çözeceğiz dedik. Bunları yapmadık mı? Tek bir hakaret, tehdit, tek bir şiddet çağrımız oldu mu? Bütün bu süre zarfında açıklamalarımızı izlediniz. Ne yaptık? Çözüm olsun diye muhalefet iktidar el ele verelim diye yapmamız gereken ne fedakarlık varsa sonuna kadar yaptık. HER HALKIN SABRI TAHAMMÜLÜ BİR YERE KADARDIR Ölümden öte köy var mı? Ölümlerin en acısını yaşattınız. Neyle tehdit ediyorsunuz bizi neyle? Dersim’i yaktınız, Maraş’ı, faili meçhul cinayetleri KCK operasyonlarına varıncaya kadar. Ne kaldı, boyun eğdik mi? Çözüm barış olsun dedik, masaya oturalım dedik. Ne kaldı uygulamadığınız? Kime nasıl bedel ödeteceksiniz? Ölümden öte köy yoktur, her birimizin canı Allah’ın emriyle halkımıza bin defa kurban olur. VURUN KIRIN ÖLDÜRÜN ÇAĞRISINI NE YAPTIK NE ÖRGÜTLEDİK BİZİ KATİL İLAN EDEMEZSİN Sen bu dört istihbarat örgütüne rağmen bilmiyorsan HDP nasıl bilecek? Biz miyiz sorumlusu? Madem provokasyon var, neden HDP ile el ele verip sorunu çözmedin de, sınıra gidip Kobani düştü düşüyor açıklamalarını yaptınız. Bingöl’de sizi tuzağa düşürdülerse bilelim. Ama biz sanki vurun yakın öldürün emrini vermişiz gibi bizi katil ilan edemezsin. BERABER ÇALIŞALIM BU KATLİAM GİRİŞİMLERİNİ DURDURALIM DİYORDUK Taraf, 14.10.2014 Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız. |