Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > Türk hukukuna güvenmeyen yabancı yatırımcı İsviçre'de tahkimin yolunu tutuyor

 Türk hukukuna güvenmeyen yabancı yatırımcı İsviçre'de tahkimin yolunu tutuyor
Sadece 2013'de 12.6 milyar dolarlık doğrudan yabancı yatırım çeken Türkiye'de yabancı yatırımcının hukuka güveni azalıyor. Özellikle 17 Aralık süreci sonrasında başlayan hükümetin hukuka müdahale ettiği yönündeki tartışmalar, yabancı yatırımcının duvarlarında "Adalet Mülkün Temelidir" yazılı Türk mahkemelerine gitme eğiliminin düşmesine neden oldu. Bağımsızlık ve hız isteyen tedirgin yatırımcının gözdesi: Uluslararası tahkim.

Uluslararası yatırımcılarla çalışan avukatlara göre özellikle 17 Aralık süreci sonrası yaşanan hakim atamalarının ve bu hakimlerin basına verdiği demeçlerin ardından yabancı yatırımcı sürece dair endişe duymaya başladı. Lokal ve uluslararası şirketlere hukuk servisi veren Göksu Avukatlık'ın kurucusu Noyan Göksu'ya göre yabancı yatırımcıların idrak eşiği bizimkinden farklı. Göksu "Yargıdaki kitlesel görev yeri değişimlerini bir kaç ay geriden de olsa görüyorlar. Tam anlamıyorlar ve anlamadıklarından korkma tepkisi veriyorlar. Siyasetin hukuka müdahalesi sıkça soruluyor diyebilirim" dedi.

Yabancıların en çok sorguladıkları konuların yargıdaki atamaların siyasi olup olmadığı, hakim ve savcı güvencesi gibi noktalarda olduğunu dile getiren Göksu "Deneyimli hukuk müşavirleri olan yabancı şirketlerin kendilerini Türk mahkemelerinin emin ellerine teslim ettiğine pek rastlamıyoruz. Onlar tahkimin tarafsız ve uzman hakemlerce yargılanma, dil, üslup ve usul bakımından esneklik, tanık ve bilirkişileri sorgulamada özgürlük, hızlı tebligat, 150'den fazla ülkede tenfiz imkanı gibi görece üstünlüklerini tartışmıyorlar bile" diyor.

TÜRK MAHKEMESİ YILMIŞLIK VE ISRARLA SEÇİLİYOR

Göksu Türk mahkemelerinin yetkili kılındığı durumlarda bunun en yaygın sebeplerini aynı taslak sözleşmeye onlarca saat bakmış olmaktan ötürü yılmışlık ya da ticari bileği kuvvetli Türk tarafın ısrarı olarak belirtiyor.. "15 yıla yaklaşan tahkim uygulamacılığım boyunca her geçen sene tahkim sayısı ve türlerinin hiç durmadan arttığına şahit olageldim" diyor.

Çalışma alanı çoğunlukla yabancı fon ve şirketlerin Türkiye'deki şirket satın almaları/birleşmeleri ile genel danışmanlık alanında olan Avukat Ahmet Güran ise son 1 yılda yabancı yatırımcının Türkiye'de hukuka dair daha soru sorma eğiliminin her zamankinden fazla olmadığını, ama seçim sonuçlarının etkileri konusunda meraklı olduklarını söyledi. "Torba yasa kapsamında nelerin olduğu ve mecliste bekleyen tasarılar hakkında görüş almayı tercih ediyorlar" dedi.

TÜRK ŞİRKETLER DE DOĞU BLOK'U ÜLKELERİNDE TAHKİM İSTİYOR

Sorunların Türk mahkemeleri veya tahkimde çözülmesinin yabancı yatırımcıdan yatırımcıya değişen bir konu olduğunu ifade eden Güran "Eğer Türkiye'de faaliyet gösteren bir Anonim Şirket ya da Limited Şirket şeklinde bir tüzel kişiliğe sahip yatırımları var ise, ihtilaflarını yasalardan gelen hükümler doğrultusunda Türk Mahkemelerinde çözüyorlar. Ancak, Türkiye'de bir tüzel kişiliği bulunmuyorsa, yapılan işin niteliğine göre tahkim şartı talebi bulunmakta. Hatta, bazı Türk şirketleri de eski doğu bloğu ülkelerinde iş yaparken tahkim şartının konmasını talep ediyor" diye konuştu.

Özel sektörün dahil olduğu ihtilaflarda özellikle Türk tarafının tahkime gitmekten kaçınmakta olduğunu dile getiren Güran "Fakat, yabancı yatırımcılar ile iş yapabilmek için sözleşmelerdeki tahkim şartını kabul etmek zorunda kalıyorlar. Yabancıların baskısı nedeniyle tahkim şartını daha sık görmek mümkün" dedi..

Yabancıların tüm ticari iş ve sözleşmelerinde dikkat ettikleri öncelikli konulardan birinin faaliyette bulunulan ülkenin hukuk siteminin yatırımcıyı koruyup korumadığı meselesi olduğuna dikkat çeken Avukat Umut Metin ise "Hiçbir şirket hukuki anlamda güvende olduğunu hissetmediği bir ülkeye yatırım yapmaz. Bu manada hukuki güvenliğin yabancı yatırımcılar için olmazsa olmaz bir zemin" dedi.

Türkiye'de yargı için ayrılan bütçede son yıllarda önemli artış olduğunu belirten Metin "Bu artışın yoğun olarak yeni adliye binalarının yapımından kaynaklanıyor. Oysa, yabancıların aradığı husus - yeni adliye binalarından önce- adaletin bağımsız, tarafsız, hızlı şekilde dağıtıldığı hukuk merkezlerinin varlığı" dedi.

Son dönemde hukuk güvenliğinin tartışılır hale gelmesi ve bazı yargıçların siyasi aktörler tarafından baskılandığını dillendirmesinin sonucunda yabancıların hukuk konusundaki endişelerinin arttığını ifade eden Metin "Türkler ile iş yapan, Türkiye'ye yatırım yaban yabancıların imzaladıkları ticari sözleşmelerde Türk Hukuku yerine, kendi ülke hukuklarının tercihi yönünde ısrarcı olduklarını gözlemlemekteyim" diye konuştu.

Metin uyuşmazlık çözümü için, yine tahkim merkezlerinin Türkiye dışında (İsviçre), LCIA (Birleşik Krallık), SIAC (Singapur) yönünde tercihlerde yabancılarca ısrarcı olunduğunu da dile getirdi. İsviçre ve Londra'nın açık ara talep gören tahkim merkezleri olduğunu söyledi.

Bu ısrarcılığın bir sebebini de Türkiye'deki hukuki güvenliğinin tartışılır bir dönemden geçiyor olması olarak açıklayan Metin, "Diğer bir önemli nedeni ise alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinden milletlerarası ticaret açısından en uygulanabilir olan tahkim yönünden Türkiye'de şuan için uluslararası ticaret açısından tercih edilebilir bir tahkim merkezinin var edilememiş olması gerçeğidir" diye konuştu.

Aslında konu sadece uluslararası yatırımcıyı değil, Türk iş dünyasını da tedirgin ediyor. Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Dinçer, geçen hafta Ankara temasları sonrası yaptığı basın toplantısında "Dış ya da iç güçler, hangi nedenle olursa olsun, Türkiye büyük bir itibar kaybetmiştir. Vatandaşın hukuk düzenine güveninde ciddi bir erozyon vardır" diye konuşmuştu.

wsj.com.tr, 10.09.2014

 


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.