Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Erdoğan: Hem yasamayız hem yürütmeyiz

Erdoğan: Hem yasamayız hem yürütmeyiz
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Sakarya Üniversitesi'nde katıldığı toplu açılış töreninde "Bizim iki özelliğimiz var, hem yasamayız hem yürütmeyiz. Ben şuna inanıyorum; egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, egemenlik kayıtsız şartsız yargının değildir. Ama kalkıp yargı, 'Egemenlik kayıtsız şartsız benimdir diyorsa' bunu da bilelim. O zaman da adımlarımızı ona göre atarız. Yeni Türkiye'de egemenlik kayıtsız şartsız yargının olamaz, eskisinde de yenisinde de egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" dedi.

Erdoğan, Sakarya Üniversitesi Kültür Merkezi'nde, teknokent binası ile yapımı tamamlanan tesislerin açılışı ve fahri doktora tevdi törenine katıldı. Başbakan Erdoğan, burada yaptığı konuşmada “olmamış şeyler varmış gibi gösterilirse, örneğin Enerji Bakanlığımızda mesela termik santralleri filanca filancaya verildi. Eline diline dursun ya. Henüz böyle bir ihale dahi yapılmadı. Böyle bir verme işlemi yok. Bakanım yapacak gerçi açıklamasını. Şu anda hepsinin tarihleri açıklanmış, 2014 içerisinde yapılacak ihaleler bunlar. Neye göre sen bunu 'verildi' diyorsun? Bunu sen neye göre bu şekilde açıklayabiliyorsun. Buna benzer baştan aşağı safsata” değerlendirmesinde bulundu. Erdoğan, şözlerini şöyle sürdürdü:

"Bir savcı adliyenin önünde basın mensuplarına bildiri dağıtır mı ya? Böyle birşey olabilir mi? Ve böyle bir savcı, bizim için adaletin yüz karasıdır, yüz karası. Sen nasıl böyle bir şey yapabiliyorsun? Sen nasıl kalkarsın da orada çıkıp adliyenin önünde, adalet sarayının önünde bildiri dağıtırsın? Bunu başkaları yapıyor. Demek sende de bu tür esintiler var. Böyle kalmış bazı esintiler var. Bunun tabii ki milletim, kararını en güzel şekilde verecektir. İnanıyorum ki, bu konuyla ilgili de burada suç duyurusunu yapıyorum. HSYK, sen bu zatla ilgili ne yapıyorsun veya ne yapacaksın? Burası çok önemli. Tabii bizim iki özelliğimiz var, hem yasamayız hem yürütmeyiz. Ben şuna inanıyorum; 'egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, egemenlik kayıtsız şartsız yargının değildir.' Ama kalkıp yargı, 'egemenlik kayıtsız şartsız benimdir diyorsa' bunu da bilelim. O zaman da adımlarımızı ona göre atarız. Yeni Türkiye'de 'egemenlik kayıtsız şartsız yargının olamaz', eskisinde de yenisinde de 'egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.'

"TÜRKİYE İKİ SEÇENEKTEN BİRİNİ TERCİH EDECEK"

Başbakan Erdoğan, dünyada iddiası olan, itibarı olan, süreçlerde aktif rol alan, küresel meselelerde söyleyecek sözü olan her zaman hakkı savunan, adaleti savunan bir ülke olmak için 'yeni Türkiye' dediklerini belirterek, şöyle konuştu: Tekrar ediyorum. Türkiye şu anda işte bu tercihi yaparak bu iki seçenekten birini tercih ederek yoluna devam edecek. Ya eski Türkiye'ye dönüş yapılacak ya da yeni Türkiye'nin inşaası hız kazanacak. Bakın ben önceki gün yaşadığımız süreci yeni Türkiye'nin 'istiklal mücadelesi' süreci olarak tanımladım. Zira şu anda yeni Türkiye ideali, eski Türkiye ve onun destekçileri tarafından çok ciddi bir saldırıya maruz kalmış durumda. Eski Türkiye'nin siyaseti, yeni Türkiye karşısında direniyor. Eski Türkiye'nin alışkanlıkları, yeni Türkiye karşısında direniyor. Eski Türkiye'yi özleyenler, eski Türkiye'den ciddi manada rant devşirenler şu anda yeni Türkiye karşısında direniyor. Yeni Türkiye'ye karşı hem içeride direniş var hem dışarıda direniş var. Ama bu direniş emin olun son direniştir. Son kez saldırıyorlar. Son kez ellerindeki tüm imkanları, tüm kozları, tüm güçlerini sahaya sürüyorlar. Son bir taarruz yapıyorlar. Son bir huruç hareketine yelteniyorlar. Allah'ın izniyle, milletimizin desteğiyle biz bu direnişi de yerle yeksan edecek, bu taarruzları gögüsleyecek inşallah eski Türkiye'nin kapısını tamamen kapatacağız.

Erdoğan, 11 yıldır ülkenin istikametini milletin çizdiğini belirterek, "Yeni Türkiye'de de istikamet çizen sadece millet olacak" dedi. "Bakın defalarca ifade ettim. Sergilenen direnç ve yapılan taarruzlar sadece benim şahsıma, sadece partime, sadece hükümetimize yönelik değildir. Direnç ve saldırı, topyekün milli iradeyi, topyekün milleti, siyaset kurumunu, topyekün Türkiye'nin istikbalini ve istiklalini hedef almaktadır" diye konuşan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"YARIN AYNI SALDIRI BAŞKA PARTİYE YÖNELİK TEKRARLANACAK"

"Altını kalın çizgilerle çiziyorum. Bugün bizim partimize, bizim hükümetimize yönelen bu saldırı, Allah korusun başarıya ulaşacak olsa, herkes bilsin ki yarın aynı saldırı bir başka partiye, bir başka hükümete yönelik olarak yine tekrarlanacaktır. Çünkü burada rant var. Bu saldırı başarısız olursa, Türkiye'de siyaset, milli irade, sandık bundan sonra hiçbir zaman tehdit edilmeyecek, milletin iradesi hiçbir zaman yara almayacaktır. Kardeşlerim; Türkiye'de meşruiyetin kaynağı millettir. Millet dışında, milletin iradesi dışında hiçbir meşruiyet kaynağını kabul etmiyoruz. Çok açık söylüyorum. Eğer milletimiz, bize 'git' derse gideriz. Hiç burada tereddüt yok. Çünkü bizim saygı duyduğumuz makam orasıdır. Ama millet 'kal' derken birilerinin 'git' demesine de hiç ama hiç kulak asmayız.

Biz milletin emanetine sımsıkı sahip çıkacağız. İnanıyorum ki milletimiz de kendi iradesine sımsıkı sahip çıkacak. Bu süreçten millet olarak, ülke olarak çok daha güçlenmiş olarak çıkacağız. Emin olun birçok engelin artık ortadan kalktığı, birçok tehdidin ortadan kalktığı, anlamsız dirençlerin yok olduğu umut verici bir süreçte 2023'e ilerleyeceğiz. Faiz lobisi kaybedecek, yine söylüyorum, terör lobisi kaybedecek, Türkiye ekonomisi kazanacak, kardeşlik kazanacak. Bu arada kaos lobisi kaybedecek, inşallah istikrar ve güven zemini pekişecek."

2012'de sadece 2 teknoparklarının bulunduğunu hatırlatan Erdoğan, şu anda 37'si faal olmak üzere 52 teknoparkın olduğunu söyledi. Teknoparkların şu ana kadar 900 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdiğine işaret eden Erdoğan, bunların üniversite sanayi işbirliğiyle olduğunu, 735 tane küresel ölçekte dikkat çeken projeye destek sağladıklarını bildirdi. TÜBİTAK'ın tarihinin en parlak ve en faal dönemini yaşadığını ifade eden Erdoğan, 4 bin firmanın 8 bin projesinin TÜBİTAK tarafından 2,5 milyar liralık bir kaynakla desteklendiğini söyledi.

Savunma sanayinde milletçe herkesi gururlandıran gelişmelere şahit olduklarını anlatan Erdoğan, şunları belirtti: “2011'de ilk yerli uydumuz RASAT'ı biliyorsunuz ki uzaya göndermiştik. RASAT'ın iki boyutlu Türkiye haritası tamamlanmak üzere ve yakında internet üzerinden kullanıma sunulacak. GÖKTÜRK-2 uydumuzu biliyorsunuz uzaya fırlattık ve görüntü almaya başladık. ALTAY tankımız, ATAK helikopterimiz, ANKA insansız hava aracımız, MİLGEM projelerimiz başarılı bir şekilde ilerliyor. Herhalde bugün gazetelerde okumuşsunuzdur, 'HÜRKUŞ' adını verdiğimiz ilk milli uçağımız bu yıl uçuşlara başladı. Dün HÜRKUŞ uçağımızın seri üretimi ile ilgili anlaşma imzalandı. Bunun yanında milli savaş uçağımızın ilk kavramsal tasarımları da tamamlandı. 'KİRPİ' adını verdiğimiz askeri araçları, seyir füzelerini, tank savar füzelerini, güdümlü roketleri kendimiz üretir hale geldik. 'HİSAR' adını
verdiğimiz füzelerin ilk atış denemelerini yaptık. Cumhuriyet tarihimizde ilk
kez bir piyade tüfeğinin tasarımı yapıldı, üretimine başladık.

"KAYDETTİĞİMİZ GELİŞMELER SON SALDIRIYI AÇIKLAMAYA YETİYOR"

2023 için bu alanda daha büyük hedeflerinin olduğunu belirten Erdoğan, kendi uydusunu uzaya fırlatabilen, kendi uçaklarını, denizaltılarını imal eden, dünyaya teknoloji ihraç eden Türkiye'ye doğru emin ve kararlı adımlarla yürüdüklerini vurguladı. Erdoğan, “Sadece savunma sanayinde sadece bilim ve teknolojide kaydettiğimiz bu gelişmeler bile işte Türkiye'ye yönelik son saldırıyı açıklamaya yetiyor. Bakın dikkat edin son saldırıda demiryolu var, niye yüksek hızlı treni yaptık ya onun için. İnanın bunlar bizi hala eski kara tren, katar, bunlarla gidin gelin, yük vagonlarının içinde ikinci üçüncü sınıf vatandaş olarak gidin gelin, bizi bununla görmek istiyorlar. Bunlar yüksek hızlı trenle yaşayan bir Türkiye, bir Türk evladı görmek istemiyorlar. Onun için çılgına döndüler ve orayı hemen öne sürdüler” şeklinde konuştu.

Türkiye'nin 11 yıl önce savunma ihtiyaçlarının yüzde 80'ini yurt dışından karşılarken, kendilerinin şu anda bu oranı yüzde 50'ye kadar çektiklerini vurgulayan Başbakan Erdoğan, “2023 itibariyle de savunma ihtiyaçlarımızın en az yüzde 80'ini yerli milli kaynaklarla karşılıyor olacağız, bütün bunlarla birlikte tabi özgüven içinde 76 milyon hep birlikte inşallah güzel yarınlara ulaşacağız” dedi.

Sakarya Üniversitesine, şahsına tebliğ ettikleri fahri doktora ünvanı için teşekkür eden Erdoğan, teknopark ve diğer eserlerin üniversiteye, Sakarya'ya hayırlı olmasını diledi. Üniversitenin bütün mensuplarına, hocalarına, öğrencilere, eğitim öğretim dönemlerinde başarılar dileyen Erdoğan, “geleceğiniz, geleceğimiz aydınlık olsun” diyerek sözlerini tamamladı.

Hürriyet, 28.12.2013

Başbakan Erdoğan: Millet bu HSYK'yı yargılayacak
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Sakarya'da gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi.

İşte o konuşmadan satırbaşları

- Türkiye ’yi tarihi reformlarla çok farklı yerlere ulaştırdık. İstikrar ve güven. Hiç kuşkusuz bu 11 yılın sır kelimeleri bunlardır. Son 11 yılda istikrar ve güvenin önde olduğu dönemlerde Türkiye’nin başarılarını görüyoruz, 1960 ve 1980 dönemlerinde Türkiye başarılar elde etmişti. Öte yandan koalisyon ya da tek partili istibdat dönemlerinde Türkiye’nin yerinde saydığını ya da geri gittiğini görüyorsunuz.

- Mevcut uluslararası sistemde özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler gelişiyorsa biliniz ki bir kazanan ve bir kaybeden vardır. Türkiye’nin kaybettiği dönemlerde birileri muhakkak kazanmıştır, Türkiye’nin büyüdüğü kazandığı dönemlerde birileri kaybetmiştir. Somut örneklerini çeşitli vesilelerle verdim. Faiz bunun en somut örneğidir.

- Bir ülkenin borçlanma faizi yüksekse o ülke kaybediyordur. 2002 yılında Türkiye bütçesinin yüzde 45’ini faiz ödemelerine ayırıyordu. Şimdi yüzde 13’ünü. 642 milyar kaybedecekti Türkiye 2002’de kalsaydı.

- 11 yılda sadece faizleri düşürmenin Türkiye’ye kazandırdığı 642 milyar olmuştur. Bu Türkiye’nin bütçesinin iki yıllık bütçesine eşdeğerdir.

- 11 yılda 117 Marmaray yapacak kadar para kazandırdık. İşte bu kazandığımız parayla yollar inşa ettik. Biz 10 yılda 17 bin km bölünmüş yol sığdırdık. Üniversiteler, okullar, barajlar inşaa ettik. Türkiye bu 642 milyarı kazanırken birileri de 62 milyarı kaybetti. Bu parayı kaybedenlerin istikrarlı ve güvenli bir ülke istemeleri düşünülemez. Burada bir şey söyleyeceğim, bize hep şunu öğrettiler ekonomi eğitiminde emek, istihdam, tüketim, üretim ama ben başarının tek sırrının insan olduğunu söylüyorum. İnsan olmadan bunlar olamaz. O zaman bizim yatırım yapmamız gereken insandır ve burada kalifiyeyi arttırmak gerekir. O yüzden Sakarya üniversitesi rektörünün dediğin gibi ülkemizin yarınlarını aydınlatacak gençler yetiştirmek gerekir. 

- Türkiye 30 yıldır terör ile mücadele ediyor. Her gün bu terörü bitirmek için istişareler yaptık. Ama terör bizim çözüm sürecini başlatmamıza kadar sona ermedi. Biz terörün sadece güvenlik boyutuyla çözülemeyeceğini söyledik. Kültürel, ekonomik, psikolojik unsurları bir de uluslararası rant çevrelerini sevindiren unsuru var. Terör olmazsa silah satılamaz.

- Libyalı bir dostumla uzunca dertleştik. Şu anda Libya’da 22 milyon silah vardı dedi. Halkta olan silah bu orduda olan değil. Libya’nın nüfusu 6 milyon. Bu Libya'nın çok ciddi tehdit altında olduğu anlamına gelir. Libya'nın fitilin ateşlenmesinde demokrasiye geçiyoruz derken çok şeyi kaybeder. Teröre varsa turist Türkiye'ye gelmez. Terör varsa güven ve istikrar olmuyor ve faizler artıyor. Meselenin bu bataklıktan beslenen boyutunu da çözmek lazım. Türkiye böyle bir yol ayrımına geldi. Ya eski Türkiye gibi Türkiye kaybedecek birileri kazanacak ya da yeni Türkiye kurulup kazanacak ve birileri kaybedecek. Şu an Türkiye’nin önünde böyle bir yol ayrımı var.

- Zira bu ülkede hemen her nesil eski Türkiye’yi gördü. Eski Türkiye yeniden yasak, baskı, yolsuzlukla, içerde ve dışarda acziyetle devam etmek demek oluyor. Eski Türkiye boynu bükük şekilde uluslararası alanda boy gösteriyor. Ayrıca eski Türkiye’nin gündemi belirler. Ancak yeni Türkiye gündem belirler ve istikrar ile güven içinde büyür. 2023 için kararla ilerler. Yeni Türkiye yoksulluğu daha da azaltmış, yasakların olmadığı özgür bağımsız her kesin kardeşlik içinde yaşadığı bir ülke adına geliyor. Yolsuzluk için başlayan operasyonlar yeni Türkiye'ye karşı yapılıyor. 

- Bir çok şey gündeme gelecek. Hepsi ortada. Burada yolsuzluğa bulaşanlar ortaya çıkar. Birileri yetimin malını alıp söğüşlüyorsa onun hesabını önce biz sorarız. Ancak şunu da ortaya koyayım, iftira at tutmazsa izi kalır mantığıyla olmayan şeyleri iddia edenleri ifşa etmekte bizim görevimizdir.

- Şu anda bazı medya organlarına gizlilikle esaslı dosyaları servis eden, hukuk öğrencileri var. Suç duyurusunda bulunuyorum. HSYK suç işledi. Adli kollukla ilgili Danıştay’da dava sürerken bir açıklama yaptılar ve Anayasa’nın 138’e karşı geldiler. Kim HSYK’ya karşı gelecek. Yetkim olsa HSYK’yı ben yargılarım. Kim yargılayacak peki, millet yargılayacak.

- Son günlerde iki şey söyledim, ya millet ya zillet. Burada milletin maşeri vicdanı çok önemlidir. Olmayan şeyi varmış gibi göstermek bunun üstünden medyaya baskı ya da servis yaparak ülkenin tertemiz iş adamlarını zan altına sokmaya kimin hakkı var.

- Biz hukuktan yanayız, kanundan yana değiliz. Kanu8n hukuka karşı düşüyorsa orada sıkıntı vardır. Bizim de eksiklerimiz vardır. Kanun hukuk ile bütünleşmiyorsa oraya nefsi tecavüzler oluyorsa ciddi sıkıntılar vardır. Olmamış şeyler varsa, örneğin enerji bakanlığında santraller şuna verildi gibi olmayan şeyler söyleniyor. Bunu neye göre açıklıyorlar. Zaten bakanım bunları açıklayacak. 

- Bir savcı adliyenin önünde basın mensuplarına bildiri dağıtır mı? Böyle bir şey olabilir mi? Böyle bir savcı bizim için adliyenin yüzkarasıdır.

Egemenlik milletindir, yargının değil 

Bu zatla ilgili sen ne yapacaksın. Bizim iki özelliğimiz vardır, yasama ve yürütmeyiz. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Yargının değil. Ancak benimdir milletin değil dersen ona göre adım atalım. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Süreçlerde aktif rol olan, söyleyecek sözü olan bir ülke olmak için yeni Türkiye olmaya çalışıyoruz. Türkiye ya eskiye dönecek ya da yeni için hız kazanacak.

Önceki gün yaşanan süreci yeni Türkiye’nin kurtuluş savaşı dedim. Yeni Türkiye çok ciddi saldırıya uğramış durumunda. Eski Türkiye alışkanlıkları direniyor, rant sağlayanlar direniyor. Bunlar hem içerde hem dışarda yeni Türkiye’ye direniyor. Son kez saldırıyorlar. Son bir taarruz yapıyorlar. Allah’ın izniyle biz bu direnişle bu taarruzları engelleyecek ve eski Türkiye’nin kapısını tamamen kapatacağız. 11 yıldır istikameti millet çiziyor, Yeni Türkiye’de yine millet çizecek. Yapılan saldırılar sadece bana, hükümete ve bakanlara değil, topyekun millete karşıdır. 

Millet kal derken birilerinin git demesine hiç kulak asmayız!

Bu saldırı başarısız olursa sandık bundan sonra hiçbir zaman tehdit edilmeyecek. Milletin iradesi hiçbir zaman yara almayacak. Millet dışında, milletin iradesi dışında hiçbir meşruiyet tanımayız. Eğer milletimiz git derse gideriz. Hiç tereddüt etmeyiz. Millet kal derken birilerinin git demesine de hiç kulak asmayız. 

Biz milletin emanetine sımsıkı sahip çıkacağız. Bu süreçten millet olarak, ülke olarak çok güçlenmiş olarak çıkacağız. Anlamsız süreçlerin olmadığı 2023’e gideceğiz. Faiz ve terör lobisi kaybedecek. Türkiye ve kardeşlik lobisi kazanacak. Şu güzel gelişmeleri hatırlatmak istiyorum 2002’de 2 tekno parkımız vardı şimdi 52 tekno parkımız var. Şu ana kadar 900 milyon dolar ihracat yaptık tekno parklardan. Üniversite ve sanayi işbirliğiyle oldu bu. TÜBİTAK en faal dönemini yaşıyor. 4000 şirketin 8000 proje Tübitak tarafından destekleniyor. 

Göktürk 2’den görüntü alıyoruz. Diğer projeler başarıl şekilde ilerliyor. Hürkuş isimli milli uçağımız ilk uçuşunu yaptı ve seri üretim anlaşması yapıldı. Kirpi adını verdiğimiz araçları, güdümlü füzeleri yaptık, cumhuriyet tarihinde ilk piyade tüfeğini yaptık. Kendi uçak ve denizaltılarını üreten Türkiye için emin ve kararlı adımlarla yürüyoruz. 

Sanayi ve bilim alanında yaptığımız ilerlemeler bile son saldırıyı açıklıyor. Demiyolu var son saldırıda, niye? Hızlı treni yaptığımız için. Katarlı tren ile git, 2. 3. Sınıf trenlerle git. Bunlar gelişmiş Türkiye’nin evlatlarını görmek istemiyorlar. Ondan bunu öne sürdüler. Savunma ihtiyaçlarımızın yüzde 50’sini dışardan alıyoruz 2023’te savunmanın yüzde 80’ini biz üreteceğiz.

 


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.