Gündem
Gündem > Siyasi Gündem > Meğer Erbakan’ı seviyorlarmışMeğer Erbakan’ı seviyorlarmışDarbe döneminin MGK Genel Sekreteri Kılınç, “Erbakan ve Çiller çok başarılıydı. Erbakan’ın askerle arası çok iyiydi, hiç sorun yoktu” dedi Eski Orgeneral İlhan Kılınç, Bakanlar Kurulu Kararnamesi’yle göreve atandığına ve sicil amirinin başbakan olduğuna vurgu yaparak şunları söyledi: “Bana Genelkurmay Başkanı dahil başkası emir veremezdi. Suç varsa üstleniyorum, ama MGK’da hükümeti çalıştırmama gibi bir suçlamayla hiçbir ilgimiz yoktur. Askere değil, hükümete bağlı çalıştım. Türkiye’de psikolojik harekât konusundaki yetkili kişi, tek patron başbakandır. Psikolojik harekât planlarını bizzat başbakan imzalar. Başbakan dışında kimse bunu imzalayamaz. Bazı örtülü işler vardır; başbakan imzalı kâğıt verir; iş bitince kâğıdı geri alır. Bana başbakan ve cumhurbaşkanı dışında genelkurmay başkanı dahil kimse emir veremez. Başbakan’ın müsadesi olmadan faaliyette bulunamam. Bizim dönemimizde Erbakan ve Çiller çok başarılı görev yaptılar. Sayın Erbakan’ın askerle arası çok iyiydi. Askerle bir sorunu yoktu. Benim tek şanssızlığım amirimin ölmüş olması. Eğer rahmetli olmasaydı, o da bunları anlatırdı.” Tutuklu sanıklardan emekli Orgeneral Çetin Doğan ise kendi yaptıkları suçsa AKP döneminde devam ettirilen aynı işlemlerin de suç kabul edilmesi gerektiğini savunarak şunları söyledi: “28 Şubat döneminde Başbakanlık’tan irticayla mücadele için 61 genelge yayınlanmıştır. BÇG ve 28 Şubat iddianamesi adıyla açılan dava, Ergenekon ve Balyoz türevindendir. Buna fırsat veren kesintisiz güç kaynağı hep aynı merkezdir. İrticayla mücadele için dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan’ın da katıldığı toplantılar yapılmıştır. Dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir’in avukatı Vefa Toklu, Genelkurmay’daki çalışmaların yasal zeminde gerçekleştiğini savundu: “Bütün faaliyetler, hükümetin talimatları ve bilgisi doğrultusunda yapılmıştır. Bu çalışmalar, Refahyol’a karşı değil, iç tehdit olan irtica faaliyetine karşı yapılmıştır.” Davanın tek sivil sanığı olan dönemin YÖK Başkanı Kemal Gürüz de üniversitelerdeki fişleme iddialarını, “Onlar fiş değil fihristtir. YÖK Başkanı tüm üniversitelerin sicil amiridir. Bir takım bilgilerin bulunması son derece doğaldır” savunmasıyla reddetti. Sanıklardan Çetin Dizdar ise iddianamede PKK’nın eski komutanlarından Şemdin Sakık’ın kendisiyle ilgili bazı suçlamalarına yer verildiğini anımsattı ve “Şemdin Sakık kimdir ya. Kimdir bu adam? Ben kimim Şemdin Sakık kim” diye sordu. Bazı sanıklar da tahliye isterken gözyaşlarına boğuldu. Mahkeme, 36 tutuklu sanığın beyanlarını dinledikten sonra 9’unun tahliyesine karar verdi. Sağlık ve yaş durumları nedeniyle tahliye edilen sanıklar şunlar: Eski MGK Genel Sekreteri İlhan Kılınç, eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz, eski Kara Kuvvetleri Komutanı Hikmet Köksal, eski Hava Kuvvetleri Komutanı Ahmet Çörekçi, emekli Korgeneral Hakkı Kılınç, emekli Orgeneral Kamuran Orhon, emekli Tuğgeneral Abdullah Kılıçarslan, dönemin Genelkurmay İstihbarat Başkanı Çetin Saner, Sincan’da tankları yürüten eski Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanı İzzet İyigün. Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız. |