Gündem

Kürt açılımına destek veren MGK sonrası CHP lideri, Genelkurmay Başkanı’nı tehdit etti: Sürecin parçası haline sakın gelme

BAYKAL, BAHÇELİ GİBİ KONUŞTU
MGK kararını tanımadığını açıklayan Bahçeli’den sonra Baykal da, MGK’nın Kandil’le birlikte “bölünme sürecinin parçası” haline geldiğini savundu ve Genelkurmay Başkanı’nı uyardı: Göz yuman kişi ve kurum vebal altındadır.

BAŞBUĞ’A TARİHÎ VEBAL UYARISI
BAYKAL şöyle konuştu: Bilmeden o sürece angaje olmak olmaz. Birileri bu süreci desteklemiş olabilirler, şartlar oraya getirmiş olabilir. Ama senin o lâflarından güç alıyorlar. Bu sürecin parçası olma. Vebal altında kalırsın.

Hükümetin yürüttüğü Kürt açılımı çalışmalarının destek veren Milli Güvenlik Kurulu (MGK) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın eleştiri oklarının hedefi oldu. Baykal, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, “MGK bildirisi kaygılarımızı gidermedi. Bilmeden bu sürece katkı vermek yanlıştır. MGK çalışmanın içeriğini biliyor mu? Yapılan sürecin nereye gideceği belli değil. Bu olayın götürülüş tarzı çok değişik anlayışlara sahip insanları sürecin parçası haline getirme teşebbüsüdür. Birileri süreci desteklemek zorunda kaldı” dedi. 

‘Tarihi vebal’ uyarısı
Bir gazetecinin ‘’MGK, bu sürece yayımladığı bildiriyle destek verdiğini açıkladı. Siz ise ‘vahim bir süreç’ dediniz. MGK’nın bu vahim sürece destek verdiğini söyleyebilir miyiz’’ sorusuna Baykal, “MGK tartışmaları gizlidir, orada kim ne söyledi, bilmiyoruz. Bizi ilgilendiren yapılan resmî açıklamadır. Resmi açıklamada birilerinin MGK’da milli birlik ve bütünlük konusunda ısrarlı vurgu yaptıkları anlaşılıyor’’ yanıtını verdi. Baykal, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“MGK, bu açıklamayı yaptığı halde kaygılarımız var. Şimdi ben soruyorum; etnik dilde devletin, milli eğitimin, etnik eğitim yapmaya yönelmesi kabul edilebilir mi? MGK’nın açıklamasında bu hedefe yönelik bir destek var mı yok mu? Burada sorun şu, süreç öyle tarif edilmiş ki MGK da sürecin bir parçası haline geldi. Kandil’de resmî temaslar yapan gazeteci de sürecin parçası haline geldi. Toplumun değişik kesimleri de sürecin parçası haline geldi.”
‘Tarihî  vebal’ uyarısı yapan Baykal “O adımları kimlerle birlikte attığı elbet günün birinde ortaya çıkacaktır. Bu sürece göz yumanlar, bu sürecin sorumluluğunu üstlenmeyi içlerine sindirenler bilmelidir ki tarihi bir ayıbın vebalını üstlenmektedirler’’ dedi.

Yugoslavya oluruz
Kürt açılımıyla ilgili çalışmaların Anayasa’daki Türk milli anlayışını ortadan kaldıracağını belirten Deniz Baykal, bunun ardından üniversitelerde kürsüler oluşturulacağını ve ilkokullara seçmeli ders konulacağını söyledi. Bu çalışmaların bölünme projesi olduğunu savunan Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu sürecin sonucunda çatışma çıkar, Irak’ta ne çıktıysa, Yugoslavya’da ne çıktıysa, burada da o çıkar... Bu tarzda çıkılacak yolun sonu hüsrandır. Bizi terör bölemez, bizi bölerse dil böler. Bütün işaretler ayrışma noktasını işaret ediyor. Bu çok vahim bir projedir. Bunun bizim milli beraberliğimizi, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel siyasi kimliğini tahrip edecek tehlikeli bir proje olduğundan hiç şüphe duymuyorum.”

Atlantik Konseyi hazırladı
Baykal, Kürt açılımı çalışmalarının uzun süredir uluslararası ilgi ve katkı ile şekillendirilmiş bir proje olduğunu da ileri sürdü. Söz konusu projenin ABD’de geçen haziranda yapılan bir toplantıda şekillendirildiğini belirten Baykal, “Atlantik Konseyi” adlı ABD’li bir kuruluşun ise bu toplantının sonuçlarını rapora dönüştürdüğünü savundu. Toplantıda Norveç’in
Washington Büyükelçisi’nin de bulunduğunu belirten Baykal, Türkiye’den toplantıya katılan Açık Toplum Enstitüsü temsilcilerinin Anayasa’nın Türklükle ilgili maddesinin kaldırılmasını, PKK’ya af çıkarılmasını ve yargının
hizaya getirilmesini istediklerini iddia etti. Söz konusu toplantıda Türkiye’ye yönelik bir yol haritasının çıkarıldığını dile getiren Deniz Baykal, “Hükümet de buna girmiştir. Cumhurbaşkanı’nın kastettiği de budur. ‘Biz kendimiz harekete geçmezsek, başkaları geçer’ dediği budur” dedi.