Dünya

 Dünya'dan Başlıklar 

 Dünya > Dünya'dan Başlıklar > Münih'te Rusya-Batı çekişmesi

Münih'te Rusya-Batı çekişmesi

Münih Güvenlik Konferansı'na Ukrayna, Suriye, İran ve casusluk skandalı gölgesindeki transatlantik ilişkiler damgasını vurdu. Konferans, Rusya ile Batı arasında çekişmeye sahne oldu.

Bu yıl ellincisi düzenlenen Münih Güvenlik Konferansı’nda aralarında 20 devlet ve hükümet başkanı ile elli dışişleri ve savunma bakanının da bulunduğu 400’ü aşkın uluslararası konuk görüş alışverişinde bulundu. Konferans, Rusya ile Batı arasındaki çekişmeye sahne oldu. Bu konuların başında Ukrayna'daki siyasî kriz geldi. İki taraf arasındaki derin görüş ayrılıkları söz düellosuna dönüştü. Amerikan Dışişleri Bakanı John Kerry, Ukraynalıların kendi geleceklerini kendilerinin tayin etmeye hakları olduğunu söylerken, Rus mevkidaşı Sergey Lavrov Batı’yı, ‘Ukrayna halkına Avrupa’dan başka seçim şansı tanımamakla’ suçladı.
Amerikan Dışişleri Bakanı Kerry, insanların geleceğinin tek bir ülkeye bağlı olamayacağını ve bunun dayatılamayacağını belirterek, “ABD ve AB bu mücadelede Ukrayna halkının yanındadır” dedi.Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise Batı’nın tutumunu yanlı olmakla eleştirdi ve “Hükümet binalarını işgal edenler, polise saldıran ya da ırkçı, anti-semitist Nazi sloganları atanlar niye kınanmıyor?” sorusunu yöneltti.
Konferansa davet edilen Ukraynalı muhalif politikacı, dünya eski boks şampiyonu Vitali Kliçko pek çok liderle görüşme yapma fırsatı buldu. Ukrayna Dışişleri Bakanı Leonid Kojara ile de bir panele katıldı, ancak beklendiği üzere bir yakınlaşma gözlenmedi.

'Herşeye rağmen işbirliği' mesajı
Ancak Rusya ile Batı arasındaki tek pürüzlü konu Ukrayna değil. Avrupa’ya kurulması planlanan Amerikan füze savunma sistemi ile ilgili tartışma da sürüyor. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, NATO’yu ülkesini tehdit etmekle suçladı. Amerikan mevkidaşı Kerry bunu yalanladı ve ekledi: Tehlikede olan bizim değerlerimiz ve çıkarlarımızdır.” Batılı politikacılar tüm anlaşmazlıklara rağmen işbirliğinin önemini vurguladı ve Suriye ya da İran gibi sorunların Moskova olmadan çözülemeyeceğinin altını çizdi.
Konferansta Suriye konusunda da bir ilerleme kaydedilemedi. BM’nin Suriye Özel Temsilcisi El Ahdar el-İbrahimi, “Şu ana kadar hiçbir şeye ulaşılamadı” derken, BM’nin Mülteciler Yüksek Komiseri Antonio Guterres, “Şu an Suriye’de en azından Ruanda’dan beri görmediğimiz en ağır insanî kriz yaşanıyor” uyarısında bulundu. BM Genel Sekreteri Ban ki Moon iki tarafı da ciddiyetle görüşmelere devam etmeye çağırdı. Ban tarafları açık bir dille uyardı ve şöyle konuştu:
“Ben ve El İbrahimi iki tarafı da, 10 Şubat’ta görüşmeler için daha büyük bir ciddiyetle ve durumun aciliyetinin farkında olarak gelmeye çağırdık. Müzakereler, çatışmanın sonunu geciktirmeye yönelik bir taktik olarak kullanılmamalı. Bu krizin askerî çözümü yoktur.”

İran: Daha yapacak çok iş var
Münih Güvenlik Konferansı'nın bir diğer önemli konusu İran'ın nükleer programı konusunda Tahran ile Batı arasında yaşanan diyalog süreciydi. İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevat Zarif uluslararası toplulukla aralarındaki nükleer anlaşmazlığı gidermeye hazır oldukları sinyalini verdi. Amerikan mevkidaşı John Kerry ile de bir araya gelen Zarif, “Bu tarihî bir fırsattır. Ancak daha yapacak çok iş var” diye konuştu.
Amerikan Ulusal Güvenlik Kurumu NSA’in müttefik ülkelerdeki casusluk faaliyetleri nedeniyle gerilen transatlantik ilişkiler de konferansın gündemindeydi. Amerikan dışişleri ve savunma bakanları ekonomik ve askerî alanda transatlantik ilişkilerde bir Rönesans çağrısı yaparken NSA konusunda en azından kamuoyu önünde tek kelime etmediler.

dw.de, 02.02.2014


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.