Dünya

 Dünya'dan Başlıklar 

 Dünya > Dünya'dan Başlıklar > Irak'ta şiddet çığrından çıkıyor

Irak'ta şiddet çığrından çıkıyor
Irak'ta terör kurbanlarının sayısı hızla artıyor. Sünniler ve Şiiler arasındaki düşmanca gerilim giderek büyüyor. Yaklaşan seçimler öncesindeki kampanya sürecinde durumun daha da vahimleşmesinden endişe ediliyor.

Irak’ın başkenti haftasonunda tekrar kana bulandı. Pazar günü otomobillere konulan bombalarla düzenlenen 10 saldırıda 40’tan fazla kişi hayatını kaybetti, 110’un üzerinde kişi de yaralandı. Daha çok Şii nüfusun yaşadığı mahallelere yönelik saldırıların arkasında radikal Sünnilerin olduğu tahmin ediliyor.

Ülkenin farklı noktalarında aynı gün düzenlenen diğer saldırılarda da 20 kişi öldü. Son aylarda dinî veya siyasi motifli saldırılarda ölenlerin sayısında hızlı bir artış var. Birleşmiş Milletler Irak Yardım Misyonu’nun (UNAMI) verilerine göre nisan ayından eylül sonuna kadar saldırılarda 5 bin 200’den fazla kişi hayatını kaybetti. Alman Friedrich Naumann Vakfı’ndan Irak uzmanı Falko Walde, ülkenin, Saddam Hüseyin’in 2003 yılında devrilmesinden bu yana sürekli saldırılara sahne olduğunu ancak kurulan bombalı tuzakların, otomobillere konulan bombaların ve cinayetlerin sayısının son aylarda, beş yıldır görülmeyen bir düzeye çıktığını söylüyor. Walde, bu yıl farklı olan noktaların ise, durumun giderek kötüleşmesi, kurban sayısı, saldırıların sıklığı, ülkenin çeşitli noktalarına yayılması ve gözlemlendiği kadarıyla giderek daha iyi koordine edilmesi olduğunu belirtiyor.

Uçurum derinleşiyor

Şiddet dalgası, ülkeyi giderek daha büyük bir kaosa sürüklüyor. Şii mahallelerinden birinde patlayan her bomba ve Sünnilerin temsilcilerine yönelik her cinayet, iki grup arasında zaten derin olan uçurumu daha da derinleştiriyor. Saddam Hüseyin’in diktatörlüğü sırasında dışlanan Şii çoğunluk, şimdi iktidarın kontrol noktalarını ele geçirmiş durumda ve artık kendini dışlanmış hissedenler Sünniler. Birçok kilisesi yakılan Hrıstiyanlar da iki taraf arasında sıkışıp kalmış durumda. Ülkenin kuzeyinde daha fazla özerklik mücadelesi veren Kürtler ise mezhep çatışmalarının dışında kalmaya çalışıyor.

Ülkedeki dinî motifli gerilimin önemli aktörlerinden biri de Şii Başbakan Nuri El Maliki. Sünni rakiplerine karşı hareket ederken, kendi hükümetinin üyesi olmalarına bile aldırmayan Irak Başbakanı, Interpol’ün eski Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık El Haşimi hakkında kırmızı bültenle yakalama emri çıkartmasını sağladı. Türkiye ise ülke dışında bulunan Sünni siyasetçiye oturma izni verdi. Maliki, Sünni Maliye Bakanı Rafi El İsavi'nin çalışanlarını ise, terör saldırılarına karıştıkları suçlamasıyla tutuklatmış, hakkında idari ve malî ihlaller nedeniyle soruşturma açılan bakan da mart başında görevinden istifa etmişti.

"İktidarı ele geçirdik ve hiç bırakmayacağız"

Bir süre Arap-Avrupa Araştırma ve İletişim Enstitüsü’nün de yöneticilğini yapmış olan ve şu anda Berlin’de yaşayan Iraklı ekonomi profesörü Kadim Habib, Maliki'yi Saddam Hüseyin'e benzetiyor. "Maliki’nin Saddam Hüseyin’den bir farkı yok aslında. Sadece mezhebi değişik, Şii. Bir despot ve iktidarı elinde tutmaya çalışıyor." diyen Habib, Maliki'nın bir süre önce kullandığı bir ifadeyi hatırlatıyor: "İktidarı ele geçirdik ve hiç bırakmayacağız."

Habib, tahminen üst düzey Şii ve Sünni politikacıların doğrudan bombalı saldırılar ile ilgisi olmadığını ancak toplumda artan gerilimi, mezheptaşları arasında oy toplamak için kullandıklarını belirtiyor. Dış ülkelerin de ülke içindeki olaylara müdahale etmesinin gerilimi artırdığına dikkat çeken Habib, Türkiye, Suudi Arabistan ve bazı Körfez ülkelerinin Sünnileri, İran’ın ise Şiileri desteklediğini hatırlatıyor.

Güç dengelerinde Suriye'deki iç savaşın rolü

Komşu Suriye’deki kriz de Irak’taki durumu güçleştiriyor. Friedrich Naumann Vakfı’ndan Irak uzmanı Falko Walde, "Suriye'deki içsavaş, aslında bölgedeki Sünni-Şii güç dengesi için de temsilî bir savaş ve bu savaşın sonucu tabloyu önümüzdeki onyıllar boyunca etkileyebilir." değerlendirmesinde bulunuyor.

Iraklı Sünniler, Suriye'deki rejim karşıtlarına destek verirken, Şii ağırlıklı Bağdat yönetimi Şam'da olası bir yönetim değişikliğine şüpheyle yaklaşıyor. Suriye hükümeti, Şii İran'ın sıkı bir müttefiki konumunda.

Irak uzmanı Walde şiddet kısırdöngüsünü durdurabilmek için hükümetin dinî ve etnik azınlıkları dışlamak yerine, siyasi sürecin içine katmak zorunda olduğunu belirtiyor. 2014 Nisanında yapılacak parlamento seçimleri öncesinde parti programlarının içeriğinin tartışılması gerektiğini söyleyen Walde, böylece farklı etnik kökenli ve farklı mezhepten seçmenlere de hitap edilerek, ülkenin istikrarı için somut bir fırsat oluşabileceğini kaydediyor.

dw.de, 29.10.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.