Dünya

 Dünya'dan Başlıklar 

 Dünya > Dünya'dan Başlıklar > 'Vaatler yerine getirilmiyor'

'Vaatler yerine getirilmiyor'
Türkiye ve Uyum Araştırmaları Merkezi Vakfı'ndan Yunus Ulusoy, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yapacağı Almanya ziyaretini değerlendirdi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkent Berlin’deki yeni Türkiye Büyükelçiliği binasının açılışını yapmak üzere Almanya’ya geliyor. İki günlük ziyareti sırasında Erdoğan’ın Almanya Başbakanı Angela Merkel ile de buluşacağı açıklandı. İkili görüşmede Almanya’daki T.C. vatandaşlarının sorunlarının dile getirilmesi, dış politikada PKK’ya karşı işbirliği, Suriye krizi gibi konuların gündeme getirilmesi bekleniyor…

DW Türkçe Servisi’nden Çelik Akpınar, merkezi Essen kentinde olan Türkiye ve Uyum Araştırmaları Merkezi Vakfı uzmanlarından Yunus Ulusoy'a Türkiye-Almanya ilişkilerinde mevcut duruma ve iki lider arasındaki olası görüşme gündemine ilişkin görüşlerini sordu:

DW: Sayın Ulusoy, üçüncü buluşma öncesinde, bize biraz Türkiye-Almanya ilişkilerinin geldiği durumdan bahseder misiniz?

Yunus Ulusoy: Şöyle söyleyebiliriz. Almanya Türkiye için, Türkiye Almanya için vazgeçilemeyecek bir ülke. Almanya’da yaşayan 3 milyon Türk, Türk-Alman siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkilerinde çok önemli bir faktör. Dolayısıyla Türk-Alman ilişkilerini klasik dış ilişkiler çerçevesinde değerlendirmemek gerekiyor. Sonuçta kadersel anlamda iki ülke birbirine bağlı… Ekonomik ilişkilerde sorun olmadığını görüyoruz. Almanya eski konumunu ve önemini yitirse bile, Türkiye için çok önemli bir ticarî partner. Almanya için de tersi geçerli. Siyasi ilişkilere baktığımız zaman, onlar gündeme göre, dış politikadaki gündeme göre, Türk-Alman ilişkilerinde veya Almanya’daki Türkler ile, göçmenlerle ilgili sorunlara göre bazen atmosfer değişiklikleri yaşasa bile, sonuçta stratejik iki ortak ülkeden bahsediyoruz. O anlamda da çok büyük ve aşılamayacak sorunlar ufukta gözükmüyor.

DW: Erdoğan-Merkel buluşmasında Türkiye-Almanya ilişkileri açısından ne gibi konuların gündeme gelmesi bekleniyor? Biraz spekülatif olacak ama, çünkü daha önce bir açıklama yapılmadı bu konuda. Türk vatandaşlarının vize sorunu, yavaşlayan AB süreci gibi konular gündeme gelebilir mi?

Yunus Ulusoy: Türkiye açısından baktığımız zaman mutlaka Suriye sorunu, Türkiye’ye gelen Suriyeli mülteciler sorunu, güvenlik sorunu, yani onlar haliyle dile gelecek konular. Almanya için de çok önemli. Ama bahsettiğiniz iki konu da çok önemli Türkiye için. Bir taraftan AB, Avrupa’ya vizesiz seyahati birçok ülkeye tanırken, örneğin Balkan ülkelerine, Türkiye’ye yönelik verilen vaatler ve söylemler yerine getirilmiyor. Bu konuyla ilgili Türkiye daha özgüvenli, daha baskın bir duruş sergiliyor, ondan dolayı Türkiye’nin bu konuyu masaya taşıyacağını düşünüyorum ama sonuç alıp alamayacağından şüpheliyim.

Diğer bir konu, Türkiye için yine şu andaki iç politik nedenlerden dolayı güvenlik konusu, iç güvenlik konusu, PKK terörü önemli bir yer tutuyor. Dolayısıyla Almanya’da PKK’ya sempati duyan, dolaylı veya doğrudan destek veren çevrelerin var olduğundan hareket ederek, bu konuyla ilgili Türkiye'nin sıkıntılarını dile getireceğini düşünüyorum. Sonuç alabilir mi, yine aynı şekilde şüpheliyim. Onun dışında Almanya için Türkiye’nin AB sürecindeki yavaşlayan tutumu belki gündeme gelir. Öbür taraftan (Alman) hükümetinin ve Başbakan Merkel’in Türkiye’nin AB süreci ile ilgili temel yaklaşımını dikkate aldığınızda, yani bu konunun bile Almanya için çok önemli olmadığını düşünmek gerekiyor. Sonuçta Türkiye ne kadar yavaş hareket ederse, şu andaki siyasi çoğunluk için o konu bir sorun teşkil etmeyecek. Yeter ki Türkiye Avrupa ekseninden tamamen kaymasın.

DW: Almanya tarafının da Türkiye’de ifade özgürlüğü konusunu masaya getirmesi tabii olası… Sayın Ulusoy, Başbakan Erdoğan’ın Almanya’ya her ziyaretinin sonunda küçük gerginlikler yaşanıyordu… Son gelişinde "Entegrasyona evet, asimilasyona hayır" demiş, Almanya’daki genç Türk nesil asimile olmasın, önce Türkçeyi iyi öğrensinler gibi ifadeler kullanmıştı, bu da tabii Alman tarafında yadırganmıştı… Sizce bu görüşme nasıl geçecek?

Yunus Ulusoy: Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin artan siyasi ağırlığını, dış politikada da, ikili ilişkilerde de kullanmaya çalışan birisi. Özellikle Almanya’da bu tür söylemleri dile getirerek, Almanya’daki uyum sürecini değiştirebileceğini düşündüğünü tahmin etmiyorum ama kendisi için, Türkiye’deki iç siyaset için puan topladığını düşünüyorum. Ondan dolayı her zaman Erdoğan bu tür sürprizlere açık bir lider...

dw.de, 29.10.2012

Büyükelçiliğin açılışını Erdoğan yapacak
Berlin Büyükelçiliği kançılaryası salı günü Başbakan Erdoğan’ın yanı sıra çok sayıda davetlinin katılacağı törenle açılacak. Büyükelçilik, böylelikle tarihî bir arazi üzerine inşa edilen binada hizmet verecek.

Türkiye'nin en büyük dış temsilciliği konumundaki Berlin Büyükelçiliği, yeni binasına kavuşuyor. 30 Ekim Salı günü yapılacak törene, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Alman mevkîdaşı Guido Westerwelle ile siyasetçi, iş adamı ve sivil toplum örgütü temsilcilerinden oluşan çok sayıda davetlinin katılması bekleniyor.

Tarihî araziye yeni bina

Berlin Büyükelçiliği kançılaryası, Tiergarten semtinde bir çok ülkenin büyükelçiliğinin bulunduğu bölgede yer alıyor. Yeni büyükelçilik kançılaryası, İkinci Dünya Savaşı sırasında bombalanarak yıkılan Türkiye Cumhuriyeti'nin eski büyükelçilik binasının bulunduğu arsaya inşa edildi.

Büyükelçilik'ten edinilen bilgiye göre, Türkler ile Almanlar arasındaki diplomatik ilişkilerin, Ahmed Resmî Efendi'nin Osmanlı Devleti tarafından 1763 yılında Berlin'e gönderilmesi ile başladığı kabul ediliyor. Osmanlı Devleti'ne ait ilk Büyükelçilik binasının ise 1918 yılında satın alındığı belirtiliyor. İnşası tamamlanan yeni büyükelçilik kançılaryasının bulunduğu arsada yer alan bu bina, Osmanlı Devleti'nin ardından Türkiye Cumhuriyeti'nin Berlin Büyükelçilik Kançılaryası olarak 1943 yılına kadar hizmet verdi. Bina, İkinci Dünya Savaşı sırasında bombalanarak yıkıldı.

Savaş sonrasında Almanya'nın bölünmesiyle, Türk Büyükelçiliği 1950-1999 yılları arasında Federal Almanya'nın başkenti Bonn'da faaliyet gösterdi. 1999'da başkentin Berlin'e taşınmasıyla birlikte, Türk Büyükelçiliği de Berlin'de 13 yıl boyunca kiralık, geçici bir binada hizmet verdi.

Binanın mimarîsi

Berlin Büyükelçiliği, başkentin Berlin'e taşınmasından 13 yıl sonra Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne ait yeni binasında hizmet verecek. Büyükelçiliğin, halen hizmet verdiği binadan taşınması ise önümüzdeki günlerde tamamlanacak.

Binanın mimarî projesini Alman mimarlar Felipe Schmidt, Volkmar Nickol ve Thomas Hillig üstlendi. 2007 yılında yapılan 143 mimarlık bürosunun katıldığı iki aşamalı uluslararası proje yarışmasında Felipe Schmidt ve Volkmar Nickol üçüncülüğü elde etti. Türkiye'nin tercihi de Schmidt ve Nickol'un projesi oldu. 2008 yılında ise ekibe Thomas Hillig'in katılmasıyla NSH adını alan Berlin merkezli mimarlık bürosu, projenin hayata geçirilmesi için çalışmalara başladı. Titizlikle üzerinde çalışılan proje, Doğu ve Batı'nın birleşmesini sembolize ediyor.

Yeni büyükelçilik kançılaryası, Türk motiflerinden izler taşıyor. Selçuklu motiflerini barındıran binada ayrıca Bonn Büyükelçiliği'nden getirilen parçalar da bulunuyor. Binanın ana giriş kapısında yer alan bakırlar, Bonn Büyükelçiliği'nden getirildi. Ayrıca, ünlü sanatçı Bedri Rahmi Eyüpoğlu'nun 9 parçadan oluşan vitray çalışması da yeni binaya yerleştirildi.

Bina iki yılda tamamlandı

Büyükelçilik binasının temelleri 2010 yılının kasım ayında atıldı. 2011 yılının temmuz ayında ise eski Berlin Büyükelçisi Ahmet Acet döneminde sembolik temel atma töreni düzenlendi. Proje, bu dönemde Osnabrück merkezli Köster inşaat firması tarafından yürütüldü. Büyükelçilik yetkililerinin verdiği bilgiye göre, bina 23 ay süren inşaat çalışmalarının ardından tamamlandı. Kapalı alanı 10 bin metrekare olan binada, 500 ve 110 kişilik iki konferans salonu, yaklaşık 100 araçlık kapalı garaj bulunuyor. Ayrıca konferans salonu, yaklaşık 2 bin kişiye hizmet verecek resepsiyon salonuna dönüştürülebilecek.

dw.de, 29.10.2012


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.