Yazı DizileriYazı Dizileri > Mehmet Altan'dan Kıbrıs Yazı Dizisi > KKTC'de Kim Cumhurbaşkanı Olacak?KKTC'de Kim Cumhurbaşkanı Olacak?Kıbrıs için yazdığım yazıların haddi hesabı yoktur. Hatta vaktiyle “Kıbrıs Diye Bir Ada” isimli bir kitap da yayınlamıştım . Dünkü yazımın sonunda, ”toplum yaşamı keşfediyor ama ülkenin siyasal ve ekonomik yapılanması hep eskisi gibi” cümlesini yazarken gene ister istemez ta ilk başlara, KKTC’nin sosyo-ekonomik yapısı ile ilgilenip şaşırdığım ilk yıllara geri döndüm. Çünkü KKTC benim dünyada gördüğüm en siyasi toplum ve en bürokratik devlet yapısına sahipti. Toplum tamamen üretimden kopmuş ya da koparılmış, memurlaştırılmıştı. Neredeyse herkes devlet memuruydu ve devletten maaş alıyordu. Kırk yıldır Türkiye’de iktidara, askerinden siviline, laikinden muhafazakarına kadar gelmeyen kalmamış ama KKTC’deki ekonomik yapı ve Türkiye ile parasal ilişkiler pek değişmemişti. Öğlen yemeğinde İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye ve Siyaset Bilimi Kürsüsü’nden mezun olan Başbakan Özkan Yorgancıoğlu’na bütçedeki “transfer harcamalarının oranını” sordum, “yüzde 86” diye yanıtladı. Transfer harcamaları, bilindiği üzere “devletin veya kamu yönetim organlarının, bir mal veya hizmet alımı olmaksızın yaptığı harcamalar. Bir başka deyişle mal ve hizmet üretimine katkısı olmayan kişi ve kuruluşlara devlet bütçesinden yapılan ödemeler”. Bu cevaptan sonra sohbet, ekonomi ve KKTC –Türkiye ekonomik ilişkileri üzerinde yoğunlaştı. xxx Döndüğümde Wikipedia’ya “kktc” yazdım, şunlar çıktı: “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (kısaca KKTC) veya Kuzey Kıbrıs, Akdeniz'de bulunan en büyük üçüncü ada ve Anadolu yarımadasının 65 km güneyindeki Kıbrıs adasının kuzey kısmında yer alan bağımsız devlet. Bağımsızlığı Türkiye dışında hiçbir ülke tarafından tanınmamaktadır. Bugün devlet, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği gibi uluslararası kuruluşlar tarafından adanın sadece güneyini kontrol altında tutan Kıbrıs Rum Yönetimi toprakları içerisinde kabul edilmekte, Kuzey Kıbrıs ise de facto olarak nitelendirilmektedir. Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi'ne göre, Türkiye'nin işgali altındadır. Bağımsızlık ilanından bu yana Türkiye tarafından ekonomik, siyasi ve askerî olarak desteklenmektedir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, kendisine uygulanan ambargolardan dolayı ekonomik olarak Türkiye'ye bağımlı hale gelmiştir. 2010 yılı itibarıyla 2.66 milyar TL olan devlet bütçesinin %32.6'sını Türkiye'nin ekonomik yardımları oluşturur.” Bugün de Türkiye’nin KKTC’ye yıllık yardımı 300 milyon civarında, ancak Ada’nın kendi ayakları üzerinde duracağı, üretime yönelik bir özendirme yok. Bu yaklaşım oldum bittim hep aynı. xxx Transfer harcamaları üzerinden Kıbrıs’ı denetleme fikri hiç değişmiyor, değişen tek şey AKP’den öncekiler KKTC halkını “daha fazla Türk” yapmaya uğraşırken, AKP “daha fazla Müslüman” yapma peşinde. Adanın insanlık birikiminden süzülerek gelen kültürel simgelerinin hemen yanı başına, onlarla yarıştırma üzerine devasa camiler yapmak ya da diyanet üzerinden yüksek ivmeli faaliyet, bu gayretin göze batan girişimleri. Kısacası, Ada halkını rahat bırakmak yerine sürekli bir ayar verme işgüzarlığı. xxx KKTC’de siyaset kurumu, hem iktidar, hem de muhalefet cephesinde ciddi bir şekilde sancılı. İhtiyaç duyulan radikal değişimi akıldan ziyade hayat yapıyor sanki, kervan yolda düzülüyor. Bir karmaşa ve hengame var, bunun getirdiği çarpıcı ittifak aranışlarına, şaşırtıcı hesaplara, alışılmadık çatışmalara rastlanıyor. Bu tablo içinde KKTC haziranda belediye seçimleri, ardından da gelecek yıl cumhurbaşkanlığı seçimi yapacak. İktidar koalisyonunun büyük partisi CTP, muhalefetin kendi içindeki ciddi zorlukları nedeniyle daha şanslı gözüküyor. Zaten CTP’nin hedefi de 28 Belediyenin yarısından fazlasını kazanmak. Belediye seçimleri, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin kaderini çok büyük ölçüde belirleyecek. Şimdiki Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, iktidarın küçük ortağı DP ile de işbirliği yaparak, bu hedefe şimdiden kilitlenmiş. Cumhurbaşkanı Eroğlu ile CTP Hükümeti sanki keskin muhaliflermiş gibi görüntü verirken, Eroğlu ile hükümetin küçük ortağı DP can ciğer kuzu sarması gibi. Eroğlu-CTP zıtlaşması her alanda fazlasıyla yaşanıyor. Eroğlu, bir yandan da çözüm sürecine karşı daha katı, milli mukavemet teşkilatı geleneğine daha yakın, mevcut halin değişmesinden haz etmeyen güvenlik bürokrasisi ile de daha içli dışlı. CTP Kanadında ise eski Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat hareketlenmiş gözüküyor. xxx Siyasetin rutin çilesinden ve güncel siyaset mutfağından gelen Başbakan Yorgancıoğlu ile konuşurken biraz bu yarışlara değinmek istedim. Tecrübeli manevralarla konuyu savuşturdu. Ancak herkesin geçici bir mutabakat ismi olarak bakmak istediği başbakanın, belediye seçimlerinden ciddi bir CTP başarısı ile çıkması halinde, cumhurbaşkanlığı yarışında sürprizler yaşanabileceği gibi bir hisse de kapıldım. Belli ki cumhurbaşkanlığı seçimi şaşırtıcı durumlara da açık. xxx Her şey her an değişiyor… Hatta zamanımızda biraz daha fazla ve hızlı değişiyor. KKTC de bundan nasibini alıyor. Yaşam normalleşirken, diğer kurumlar ve Türkiye’nin Ada’ya bakışında fazla değişiklik yok. Bu değişime uyum sağlamakta en büyük zorluğu ise siyaset kurumu çekiyor, o cenahta ortalık toz duman. Sancıların adı ise farklı adlar ve etiketler taşısa da, hayat uyumsuz olan her şeyi yontuyor. xxx Söyledim… Kıra kıra yenilen taze çiğ baklalar, toprağından koparılan enginarlar, ağaçlardan toplanan portakallar, Zivaniyası, Kıbrıs konyağı, humus, şeftali kebabı….. Oldum bittim, Akdeniz’e ve dolayısıyla Kıbrıs’a bayılırım… Ada’ya,doğasına,küllenen dipteki yerel kültürüne meftunum. Ve Kıbrıs için çok umutluyum. İçerdeki bütün siyasi çalkantılara rağmen “dış” gelişmelerin ve yaşamın kendi dinamiğinin bu Ada’ya yeni ve parlak bir gelecek çizeceğini umuyorum. gazete360, 30.05.2014 Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız. |