Medyada 2. Cumhuriyet > AKP’nin hedefi açık

AKP’nin hedefi açık

Takıyyenin okulu olsa gerek. Hitler rejimi dışında halka farklı görünmekte ve propagandada AKP iktidarının benzeri herhalde görülmemiştir... Boş bir “açılım” sloganıyla medya aylardır oyalanıyor. “Kürt açılımı” Habur’da çökünce “demokratik açılım” gündeme düşüyor. Bakıyorlar, açılım zokası yutturulabiliyor. Anında “Alevi açılımı” piyasaya sürülüyor. Rejimin yılmaz savunucuları Alevilerin önderleriyle toplanılıyor. Hükümet Alevileri yanına çekmeye, ilgileniyor görüntüsü vermeye çabalıyor. Somut bir sonuç beklemiyor. Ama gündemi dolduruyor.

Erzincan skandalı patlayıp hükümetin Bakan Çiçek aracılığıyla cemaat üyelerini kollamaya çalıştığı ortaya çıkınca, Gül imdada yetişip yargı reformundan söz ediyor. Yüksek yargıçlara yemek veriyor. R. T. Erdoğan da şaşırtmaca yaparak arabesk şarkıcılarla muhabbeti koyulaştırıp, demokratik açılıma alaturka destek istiyor. AKP hem sekiz yılda yarım yamalak sürdürdüğü uyduruk duble yol ve dağıttığı kömür, bakliyat dışında dişe dokunur bir icraatı olmadığını unutturmaya çalışıyor, hem de R. T. Erdoğan, muhalefeti AKP’nin ürettiği yapay gündemlerin dümen suyunda tutmaktan keyif alıyor...

 

***



Can derdindeki vatandaş bu şovlarla ilgilenmiyor. Ama gerçekten eziyet çekmiş solcular, demokrasi gönüllüsü iyi niyetliler, kendilerine ikinci cumhuriyetçi nitelemesiyle paye verenler, ülke koşullarından habersiz görünen sözde liberaller, çıkarcı yandaş ve yalaka kadrolar, bu uydurma “demokratik açılım” masalını sahipleniyorlar. Özledikleri demokratikleşmenin aslında AKP’nin zihniyetiyle bağdaşmadığını dikkate almıyorlar. Bu dönemde askerin hırpalanmasının demokratikleşmeye ivme kazandırmayacağını algılamıyorlar. Üzerinde oturdukları dalın kesildiğini fark edemiyorlar!..

Oysa şu beyanlar yeterince uyarıcıdır:

R. T. Erdoğan anlayışını daha başbakan olmadan önce açıklamıştır. “Demokrasi araçtır! Hedefe varınca demokrasi tramvayından ineceğiz!” demiştir. İktidara geldikten sonra da herhalde yapmayı tasarladıklarından kendisi bile ürktüğünden, “kefenimiz hazır” sözleriyle efelenmiştir...

R. T. Erdoğan gibi “her şeyi göze aldığını” vurgulayan Bülent Arınç, cemaatleri soruşturan Erzincan Başsavcısı’nın tutuklanmasında taraf görünmekten kaçınmamış, din sömürüsüne dayalı illegal gizli tarikat örgütlenmelerini överek “tarikatlar Allah’a yakınlaşmanın yoludur!” cümlesiyle dine ve yasaya karşı suç işlemiştir.

Yine engin avukatlık deneyimine dayanarak yargı bağımsızlığından söz eden yeni Adalet Bakanı’nın “HSYK darbe yapmıştır! Yetkisini aşmıştır!” şeklindeki değerlendirmesi pervasızlığın doruk noktasıdır!..

“Kırk yıldır bizi fişliyorlardı, şimdi sıra bizde!” sözleri ve “kanı bozuklar” tanısıyla kinlerini ortaya döken AKP’li milletvekilleri Avni Doğan ve Ahmet Aydoğmuş’un intikam mesajları temsil ettikleri zihniyetin derin planlarıyla ilişkili değilse, AKP neden telaşla soruşturma başlatmıştır?.. Salt bu açıklamalar üzerine faşizmin yolunu döşemek ve laik devleti yıkmayı planlamaktan Ergenekon savcıları soruşturma başlatsa garipsenmez!..

 

***



Cumhurbaşkanı Gül’ün, sempatik ve olgun devlet adamı görüntüsüne bürünerek, hükümetin yüksek yargıyı denetleme planlarına zemin hazırlamaya başlaması dikkat çekmiyor mu? İlginçtir, Gül tam zamanında hükümetle paralel düşünüyor! Yargı reformunun gerekliliğini vurguluyor. Üstelik reformun AB normları çerçevesinde düzenlenmesini istiyor. Ama nedense yaklaşım takıyye izlenimi veriyor. Çünkü hükümetin yargı reformundan anladığı, yargının bağımsızlığı değil, yüksek yargı organlarının AKP Grubu ve Hükümeti tarafından seçilmesini sağlamak! Rejimin ayara getirilemeyen son kalesi olan yüksek yargıyı ele geçirmek!..

AKP’nin iktidara sahipken rüyalarını gerçekleştirmek istemesi doğaldır. Ama demokrasinin korunması ve geliştirilmesini isteyen gerçekten samimi kişilerin, laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu hükme bağlanmış, dolayısıyla demokrasinin vazgeçilmez laiklik ilkesini benimsemediği saptanmış AKP’yi umut görmelerinin açıklaması yoktur...

Onur Kumbaracıbaşı, Vatan

26.02.2010

Konu ile ilgili sayfalar...
7/3/2017 - 15 Temmuz’un ilk entelektüel sonucu ...
9/20/2016 - Garip ilişkiler...
8/16/2016 - Mehmet Altan: Türkiye, 'İkinci Cumhuriyet' kavramına mecburen geri dönecek...
8/12/2016 - Batı’nın “Yeni Türkiye” kuşkusu ...
4/25/2016 - Siyasal İslam ve İkinci Cumhuriyet ...
Bütün başlıklar için tıklayınız