Medyada 2. Cumhuriyet > Bakan Babacan’la toplantı

Bakan Babacan’la toplantı

Dünya borsaları haftayı çok kötü geçirdi. Ezeli ve ebedi soru biliniyor. Düşük faizlerin yarattığı varlık balonu nihayet sönüyor mu? Yoksa borsada düşüş geçici mi? Yakın geçmişte bir kaç kez “Tamam, yükseliş bitti” deyip yanıldım. Sütten ağzım yandı, bu kez susuyorum.

Başkan Obama nihayet Wall Street’in devlerine savaş açmaya karar verdi. Partisinin Massachusetts seçim mağlubiyeti bardağı taşırmış. Zehir zemberek konuşması dün medyada yer aldı. Bence biraz gecikti. Mali kesime yaklaşımda kritik bir dönemeçtir.

Taraf’ın yayınladığı gazeteci listeleri medyayı karıştırdı. Muhalifler arasında sayılmamak canımı sıktı. Yıllardır ikinci cumhuriyeti savunuyorum. Sonra iki listede de iktisatçı kimliği öne çıkar yazar olmadığını farkettim. Askerin iktisattan anlamadığının bir başka kanıtıdır.

İstişare toplantısı

Perşembe akşamı Başbakan Yardımcısı Babacan gelenek haline getirdiği yemekli toplantılardan birini daha gerçekleştirdi. Yemeğe katılan “mutad zevat” olayı köşelerine taşıdı. Haberleri medyada yer aldı.

Bakanla birlikte ekonomi yönetimi de geliyor. Hazine Müsteşarı Çanakçı oradaydı. Başkan Yılmaz yurtdışında olduğundan Merkez Bankası’nı Başkan Yardımcısı Yörükoğlu temsil etti.

Babacan “istişare” sözcüğünü kullanıyor. Kavramı sevimli buluyorum. Samimi bir sohbet oluyor. Önce yönetim anlatıyor. Sonra bizler konuşuyoruz. Eleştirilerimizi yapıyoruz. Hem kendi aramızda hem yönetimle fikir ayrılıkları netleşiyor. Tartışıyoruz.

Açılışta Babacan küresel ekonomide bir ufuk turu yaptı. Özetle en kötünün geride kaldığını ancak dünya ekonomisinin düzlüğe çıktığını söylemek için erken olduğunu belirtti. Riskleri saydı. Bu durumun Türkiye için de geçerli olduğunu anlattı.

Gündemde iki madde vardı. Bir: hükümetin Orta Vadeli Program çerçevesinde getirmek istediği Mali Kural’ın parametreleri. İki: IMF anlaşması. Benim için çok öğretici ve yararlı bir toplantı oldu. Beyti’nin olağanüstü yemeklerini de zikretmeliyim.

İzlenimler

Üçbuçuk saat süren sohbetin ayrıntılarına girecek yerim yok. Az sayıda genel ama önemli gördüğüm izlenimi aktarmakla yetineceğim.

Bence en önemlisi, hükümetin bütçe disiplini konusundaki kararlılığıdır. Babacan’ın anlattığı ekonomik stratejinin belkemiğini özel kesim yatırımları oluşturuyor. Bu da sıkı maliye politikasını zorunlu kılıyor. Çok kritik bir gelişmedir.

Diğeri iktisat politikası tartışmalarının oturmaya başladığı yeni zemindir. Toplantıda çok ilginç “ilk” gerçekleşti. Önerilen maliye politikasına “fazla sıkı” eleştirisi getirildi. Yani “Keynesci-tutucu” ayrışması belirginleşti.

Sonuncusu IMF anlaşmasına bakışta değişimdir. Anlaşmaya destek beklediğimin altında çıktı. TL’nin değer kazanmasının sanayi ve istihdam açısından yol açacağı hasarlara duyarlılığın yaygınlaşmasına özellikle sevindim.

Bunlar tek paragrafla geçiştirilecek konular değil; her biri birden fazla yazı gerektiriyor. Fırsat buldukça geri döneceğim.
 

Asaf Savaş Akat, Vatan

24.01.2010

Konu ile ilgili sayfalar...
7/3/2017 - 15 Temmuz’un ilk entelektüel sonucu ...
9/20/2016 - Garip ilişkiler...
8/16/2016 - Mehmet Altan: Türkiye, 'İkinci Cumhuriyet' kavramına mecburen geri dönecek...
8/12/2016 - Batı’nın “Yeni Türkiye” kuşkusu ...
4/25/2016 - Siyasal İslam ve İkinci Cumhuriyet ...
Bütün başlıklar için tıklayınız