NURAY MERT OLAYINA FARKLI AÇILARDAN BAKABİLMEK
Neslihan Acu'dan yeni yazı. Nuray Mert'in sözleri neden bu kadar çok gürültü kopardı? Mert olayında normal karşılanan tuhaflıklar... Kahramanlar yaratan düzen... Ertuğrul Özkök'ün keşfedemediği için hayıflandığı kadın yazarlar listesine yorum...
NURAY MERT OLAYINDAKİ TUHAFLIKLAR
Son haftaya damgasını vuran isim, Nuray Mert.
Vatan gazetesine verdiği bir röportajda “Demokrasiye doğru değil, tek parti iktidarına doğru gidiyoruz” dedi.
Kıyamet koptu.
Benzer şeyleri Nuray Mert’ten önce birçok değerli insan söylemişti. Mesela Latife Tekin... Eh, ben de geçen sene bu konuda epey yazı yazmıştım. Ama biliyorsunuz bu ülkede “edebiyatçılar”ın ne dediği fazla önemsenmez. (Özellikle türbansever olmayanların, en başından beri gerçek kadın özgürlüğünden, doğadan yana olanların)
Nuray Mert bir buçuk yıl rötarla benzer şeyleri söylediğinde ise, ciddiye alındı. Çünkü o bir siyaset bilimci, bir akademisyen.
Tabii ki şaka yapıyorum.
Nuray Mert’in sözlerinin bu kadar gürültü koparmasının bir küçük, bir de büyük iki nedeni var aslında.
Küçük neden: Nuray Mert doğru bildiğini hiç eğip bükmeden, dan dun söyleyen bir kadın. Bizim insanımız bu tarzı sever, böyle konuşanların her zaman doğruları söylediklerine inanır, güvenir. (Otoriteye bir tür genetik yatkınlık herhalde, ne bileyim...)
Hadi bu da şaka olsun!
Buyrun ciddiyet: Nuray Mert’in üstüne bu kadar çok şimşek yağmasının asıl nedeni, onun bir “dönüş” yapmış olmasıdır.
Ta en başından beri dinci /liberal kesime yakın dururken, onların ağzıyla konuşurken, cumhurbaşkanlığı seçiminden itibaren durduğu noktadan çekilmeye, kuşkularını dile getirmeye başlamıştır Nuray Mert.
Ve en sonunda, tüm açıklığıyla ortaya saçmıştır.
Buna tahammül edemediler.
O yüzden hepsi birden, hep beraber Mert’e çullandılar.
Bu çullanıcı kesim, Mert’in söylediklerine benzer şeyleri çok önceden söylemiş olanları “ulusalcı, cuntacı, vs” ilan edip dışlamıştı, zaten adamdan saymıyordu.
Ama “kendilerine yakın” biri aynı dilden konuşmaya başlayınca, küplere bindiler.
Tıpkı Ahmet Hakan örneğinde olduğu gibi!
A. Hakan neden bu kadar popüler olmuştu? O taraftan döndüğü için. Bir kesim tarafından lanetlenmiş, diğer kesim tarafından kahraman ilan edilmişti.
Şimdi Nuray Mert’e aynısı yapılıyor. İkinci cumhuriyetçiler, dinciler, çakma liberaller tarafından yerden yere vuruldukça, diğer kesim "kahraman"ını bulmuş oldu, Mert'in üzerinden demokrasi savunuculuğuna geçtiler.
Geçen gece TV8’de Sekizinci gün programını izledim ve resmen sinirden geberdim. “Ülke nereye doğru gidiyor, gerçek bir demokrasiye mi yoksa tek partili sisteme mi?” konusu bir yana bırakıldı, Nuray Mert’in kişiliği sorgulandı bol bol.
Bu mudur yani? Demokrasi tartışması böyle mi yapılır? Kişiler üstünden mi?
Örnek vermek gerekirse, Ahmet Tezcan’ın konuya yaklaşımı son derece tuhaftı ve zarar vericiydi.
Tabii Nuray Mert’in de “Ya bu lafları ilk eden ben değilim ki, benimkine benzer kuşkuları duyan birçok insan vardı başından beri... Şimdi ben de onlar gibi düşünmeye başladım, neden sadece bana yükleniliyor?” diye sormaması ve keşif misyonunu hop diye üstlenivermesi de ayrı bir tuhaflık.
Diyorum ya tuhaflıklar ülkesi.
Bitmek bilmiyor.
Bir kısım türbanlı kadın yazar Nuray Mert’e sahip çıktı. “Yok artık bu kadar da saldırılmaz ki!” diyerek.
Nuray Mert bu yazarlara övgüler düzdü, doğal olarak.
Derken Ertuğrul Özkök, “Ah ben genel yayın yönetmeniyken neden bu türbanlı kadın yazarlardan birini olsun keşfedemedim?” diye hayıflandı.
“Affedersiniz ama genel yayın yönetmeniyken, gerçekleri çok önceden görebilen bazı ‘türbansız’ kadın yazarları keşfedemediğiniz için neden hayıflanmıyorsunuz?” diye sorsak kendisine...
Anlamı yok ki, niye soralım.
Çünkü bizim ülkede başından beri bir şeyi doğru görmek, kimilerinden bir iki yıl önde olmak “mühim” değildir.
Mühim olan “dönmektir”.
Bir tarafı kızdırdığın zaman adamdan sayılıyor ve diğer tarafın gazete yayın yönetmenlerinin ilgisini çekiyorsun.
ÖNEMLİ NOT: Ben Nuray Mert’in değişimini “döneklik” olarak adlandırmıyorum elbette. Benim için bu, fazla idealist, fazla akademik birinin nihayet acı gerçekleri görüp “değişmesidir” ve gayet normaldir.
Bunu bir “döneklik” olarak görenlerin bakış açısından yazmaya çalışıyorum durumu sadece. Onların demokrasi anlayışı işte budur. Fikir değiştirdin mi, vatan haini sayılırsın. En azından liberalizm / özgürlük haini.
Ama bu ne kadar yanlışsa, Özkök gibilerin de neredeyse hain ilan edilen bu kişileri “kahraman” ilan etmesi o kadar yanlış.
Bir parça normallik arıyoruz. Çok şey mi bu?
NESLİHAN ACU, medyatava.net
16.01.2010
|