Medyada 2. Cumhuriyet > TSK’nın gerçek dostları

TSK’nın gerçek dostları  

Prof. Dr. İdris Küçükömer’in, ilk baskısı 1969 olan ünlü “Düzenin yabancılaşması” kitabı Türkiye’de şabloncu kafalara balyoz gibi inmiş idi.

Rahmetli Küçükömer ülkemizde cari sağ-sol ayırımını yeniden ele almış, çok sağlam gerekçelerle İttihat ve Terakki, CHP geleneğini sağa, Hürriyet ve İtilaf, Demokrat Parti geleneğini sola yerleştirmiş idi.

“Kağıt parçası” ya da Adli Tıp onaylı ıslak imzalı belge de önümüzdeki günlerde TSK etrafında büyük bir tartışma açacak.

Bu tartışmanın taraflarını şimdiden görür gibiyiz; birileri, mesela Sayın Bekir Coşkun, Sayın Melih Aşık, Sayın Yılmaz Özdil, tüm Cumhuriyet gazetesi yazarları, vs. tüm bu tartışmaların TSK’yı yıpratma amaçlı olduğunu, nihai amacın askeri pasifize ederek Cumhuriyet kazanımlarını tek tek düşürmek olduğunu yazacaklar.

Mutlaka ama mutlaka bu olayın münferit bir olay olduğunu, TSK’nın iyiliği, esenliği için bu tartışmaların kesilmesi, TSK’yı yıpratmamak gerektiğini de ilave edecekler.

Öbür cenahda, Taraf gazetesi ve “yandaş denen medyada” ise bu meselenin münferit bir mesele olmadığı, 28 Şubat andıçları, 14 Nisan basın toplantısı ve özde-sözdelik, 27 Nisan kepazeliği, “doğru yerde durmaya davet” komikliği, “güçlü ordu, güçlü Türkiye” takdim-i tehir yanlışı gibi bir dizinin devamı olduğu yazılacak.

Ahmet Altan, Mehmet Altan, Ali Bayramoğlu, Murat Belge gibi yazarlar da hiç kuşkusuz bu cenahda olacaklar.

TSK’nın miyop, aşırı miyop sözde dostları da bu son isimleri, ikinci cumhuriyetçileri bıkmadan, usanmadan ve utanmadan ordu düşmanlığı ile suçlayacaklar.

Yani bir tarafta, bu meselenin kapanmasını, uzatılmamasını isteyenler, öbür cenahda da sonuna kadar gidilmesini isteyenler olacak.

Bendeniz de sağduyulu okurları meseleye biraz mesafeli durup konuya biraz tepeden bakmaya davet ediyorum; mesela Cumhuriyet’in yüzüncü yılında, 2023 senesinde asli işini daha iyi yapan, ulusal savunma hizmetini daha etkin üreten, teknik donanımı daha güçlü, demokrasiye ve hukuk devletine mutlak saygılı bir TSK istiyorsak, bunu bir hedef olarak koyuyorsak, sizce hangi cenahın öneri kümesi bu hedefe daha iyi hizmet eder?

2023 senesinden günümüze bakıldığında Sayın Bekir Coşkun, Sayın Yılmaz Özdil çizgisindeki yazarların TSK’ya uzun vadede büyük zarar verdiklerini göreceğiz.

Belki şaşırtıcı bile gelebilir ama yine 2023 senesinden günümüze baktığınızda TSK’nın gerçek dostunun, uzun vadeli çıkarlarını gözeten yaklaşımın Ahmet Altan çizgisi olduğunu söylemek çok yanlış olmaz.  

AB ile tam üyelik müzakereleri yapan bir ülkede TSK’nın içinde cuntalar varsa, bu cuntaları köklerine kadar inerek temizlemek, TSK’nın içini havalandırmak mı TSK’nın uzun vadeli çıkarına daha uygundur, yoksa pislikleri “TSK’yı yıpratmamak için” halının altına süpürmek mi?

Çok vasat zekalar bile bu sorunun doğru cevabını bilir kanısındayım.

Ama şayet ülkemiz için gerçek bir  hukuk devleti, gerçek bir ordu istiyorsak. 

Eser Karakaş, Star

28.10.09

 

Konu ile ilgili sayfalar...
7/3/2017 - 15 Temmuz’un ilk entelektüel sonucu ...
9/20/2016 - Garip ilişkiler...
8/16/2016 - Mehmet Altan: Türkiye, 'İkinci Cumhuriyet' kavramına mecburen geri dönecek...
8/12/2016 - Batı’nın “Yeni Türkiye” kuşkusu ...
4/25/2016 - Siyasal İslam ve İkinci Cumhuriyet ...
Bütün başlıklar için tıklayınız