Medyada 2. Cumhuriyet > 'İkinci Cumhuriyet'in fikir babası Mehmet Altan

'İkinci Cumhuriyet'in fikir babası Mehmet Altan

Liberal düşüncenin en önemli temsilcilerinden Mehmet Altan, Türkiye’de 2. Cumhuriyet kavramıyla tanındı. Altan akademisyenliği ve köşe yazarlığını 30 yıl boyunca birlikte yürüttü.

Mehmet Altan adı bir defa daha Türkiye’nin gündeminde. Ancak bu defa sarsıcı fikirleriyle değil, bir telefon konuşmasının baş kahramanı olduğu için gazete sayfalarında adı geçiyor Mehmet Altan’ın. 28 Şubat’ta hakkında andıç hazırlanan Mehmet Altan’ı bu defa diline dolayan ise AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan. Erdoğan yazılarına ve fikirlerine kızdığı Mehmet Altan için Star gazetesinin genel yayın yönetmeni Mustafa Karaalioğlu’nu aramış. Bu konuşma kayıtları geçen hafta internete sızdı. Belli ki Altan “yöneticileri” bir hayli kızdırmış. Son dönemde ortaya çıkanlar Mehmet Altan için şaşırtıcı değil. Ailesiyle birlikte hep bu tür tartışmaların odağında yeralan Mehmet Altan, hayatının bütün dönemlerinde çeşitli zorluklarla birlikte yaşamayı başarmış bir isim. Şimdi isterseniz bu hayatın satır başlarına bakalım ve Mehmet Altan’ın bu günlere nasıl geldiğini anlamaya çalışalım.  

HEP YAZARKEN HATIRLIYOR

Mehmet Altan, Çetin-Kerime Altan çiftinin küçük oğlu olarak dünyaya geldi. Anne Kerime Hanım’ın kökleri Kuzey Irak’a, baba Çetin Altan’ın ailesi ise Osmanlı sarayına uzanıyordu.  Kerime Hanım henüz 40 günlükken, annesi, ablası ve eniştesiyle birlikte Ankara'ya Irak’tan gelmişti. Osmanlı ordusunda görev yapan Ragıp Bey savaş için gittiği Irak'ta Kerime Hanım'ın ablasını görüp âşık olmuştu. Aralarındaki büyük yaş farkına rağmen evlilik gerçekleşmişti. Aile bu evliliğin ardından eniştesi tarafından Ankara’ya getirilmişti. Kerime Hanım, 1991 yılında vefat etmişti.  

Mehmet Altan’ın baba tarafı ise paşalara dayanıyordu. Çetin Bey paşalı, köşklü, konaklı bir aileden geliyordu. Kerime Hanım’la da babasının müdür olarak çalıştığı Ankara Radyosu’nda tanıştı. Kerime Hanım, Çetin Altan’ın babasının sekreteriydi. Çetin Altan’ın ailesi başlangıçta bu evliliğe hiç sıcak bakmamıştı.

LİSEYİ BİTİRMEDEN EVLENDİ

Çetin Altan’ın Milliyet gazetesine transferiyle aile Refik Erduran'ların Salacak'taki yalısına taşınmış. Değiştirilen birkaç evden sonra Altan ailesi Basınköy'de alınan mütevazı kooperatif evine yerleşmiş. Mehmet Altan’ın da bütün ilk gençlik yılları, yatılı okul yatakhanelerini hariç tutarsak, Basınköy'deki bu evde geçmiş. Mehmet Altan’la bir nehir söyleşi gerçekleştiren Defne Asal’ın anlatımına göre küçük Altan bu yaşlarda babasıyla birlikte mitinglere katılmaya başlamış.

Bu arada Mehmet Altan iki yıl Saint Joseph’de yatılı olarak okumuş. Son sınıfta kaydını Bakırköy Lisesi’ne aldırarak buradan mezun olmuş. Ancak bu mezuniyet hiç de kolay gerçekleşmemiş. Çünkü Mehmet Altan, 15 yaşında eşi Ümit’e aşık olmuş. Lise 3’te de evlenmiş. Henüz eli ekmek tutmayan Mehmet Altan bir süre eşiyle birlikte kayınvalidesinin evinde yaşamış. İlk müstakil evleri ise eşinin dayısına ait bir bodrum katı olmuş. Hayatının bu döneminde büyük sıkıntılar yaşayan Mehmet-Ümit Altan çifti hem okuyup, hem çalışarak bugünleri atlatmayı başarmış. 1979 yılında 26 yaşındaki Mehmet Altan’ın yüzüne talih gülmüş. Altan çifti kazandıkları bir bursla Fransa’ya gidince ikilinin bütün hayatı ve dünyaya bakış açıları tamamen değişmiş: “Çalıştığım sigorta şirketi 1979 yılında greve gitti. Ben üniversiteyi bitirdim, Ümit Kültür Bakanlığı'ndan burs kazandı. Bu belirsiz, sisli puslu, açılıp açılmayacağı belli olmayan, içinde umut barındırmayan süreç, pat dedi başka bir yöne döndü. Hayatın içindeki umutlar ve umutsuzluklar, güneşler, karlı kışlı havalar kestirilemiyor. Hayatın kendi içindeki sürprizleri aydınlıkken karanlığı, karanlıkken aydınlığı taşıyor…

BURSLA FRANSA’YA GİTTİLER

79 yılında Fransa'ya koşarak gittik resmen. Ümit orada kendi mesleği ile ilgili eğitimden geçti. Ben de onunla beraber gittim. İlk gittiğimizde sadece onun bursu vardı bir de benim grev sonrası aldığım tazminat. Aileler de yardım ediyordu. Ama sonra iki yıllığına ben bir burs kazandım Milli Eğitim Bakanlığı'ndan. Ahmet o sırada Hürriyet'in dış haberler şefiydi. Fransa'dan Hürriyet'e yazılar göndermeye koyuldum. Sonra onun mecrası değişti, ben de Cumhuriyet'te yazmaya başladım.”
 
Demokrasiyi yurtdışında öğrendi

“Aslında hayatım üç döneme ayrılabilir” diyen Mehmet Altan, bunu “79'a kadar, 79-83 arası,  83 ve sonrası” diye ayırıyor. Fransa, küçücük paralarla yaşamaya devam ettikleri ama müthiş bir açlık ve doyumsuzlukla dünyayı keşfettikleri yer olmuş; “Bir akvaryum balığının büyük bir deniz görmesi gibi. Demokrasi kültürü yani farklılık, çoğulculuk, gelişmiş bir toplum, refah; bunları yani yeryüzü standartlarını Türkiye'de köyünden, kasabasından, şehrinden çıkmamış birine hiçbir şekilde anlatamazsın. Ben bunlardan çok haberdar bir aileden gitmeme rağmen Fransa'daki sosyoekonomik, siyasal, politik, kültürel hayat deneyimi muazzam bir katkı sağladı bana.”

HEM AKADEMİSYEN HEM YAZAR

Mehmet Altan, Sorbonne’da dönemin en önemli iktisatçılarının yanında doktorasını yapmış. Aynı anda Cumhuriyet’te de yazılarına devam etmiş. Fransa yıllarında bir de çocuk sahibi olmuş Altan çifti; oğulları Ömer orada dünyaya gelmiş.

Türkiye’ye dönüşü ise Turgut Özal’ın yepyeni bir rüzgar estirdiği zamana denk geldi. Cumhuriyet’te yazma isteği ve üniversitede görev alma niyeti yerine gelmese de Türkiye’de yaşananlar Mehmet Altan’ı mutlu etmişti.

Başlangıçta ters giden işler kısa bir süre sonra yoluna girecek, Mehmet Altan, Güneş gazetesinde köşe yazmaya başlayacaktı. Prof. Dr. Gülten Kazgan da, Mehmet Altan’ı yanına asistan olarak almıştı. Bu tarihten 1,5 yıl sonraysa Altan doktoralı bir akademisyen olarak üniversite kadrosuna katılacaktı. Yazarlık hayatı ise Güneş’in ardından Söz ve Sabah’ta devam edecekti. Uzun yıllar Sabah’ta yazarlık yapan Mehmet Altan daha sonra Star’a başyazar olarak geçti. Ancak Star’daki yazı hayatı bir süre önce sona erdi. Türk siyasi hayatına İkinci Cumhuriyet kavramını kazandıran Mehmet Altan, şimdi yeni ufuklara yelken açmaya hazırlanıyor…

Bugün, 23.03.2014

 

Konu ile ilgili sayfalar...
7/3/2017 - 15 Temmuz’un ilk entelektüel sonucu ...
9/20/2016 - Garip ilişkiler...
8/16/2016 - Mehmet Altan: Türkiye, 'İkinci Cumhuriyet' kavramına mecburen geri dönecek...
8/12/2016 - Batı’nın “Yeni Türkiye” kuşkusu ...
4/25/2016 - Siyasal İslam ve İkinci Cumhuriyet ...
Bütün başlıklar için tıklayınız