Hükümet açılımdan neyi ve neleri murat ettiğini açıklayamadığı için Beşir Bey’in günlerdir süregelen görüşmeleri ilgi çekmiyor.
Tartışmanın odağı doğal olarak muhalefet partileri oluyor.
Milli Güvenlik Kurulu açıklamasındaki “ülkenin birlik ve bütünlüğüne” duyarlılığı ifade eden satırlar, muhalefetin tepkisine neden oldu.
Muhalefet haklıydı; zira iktidarın borazanı kimi sözcüler askerlerin de açılıma tam destek verdiğini açıklamaya başladılar.
Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ, her yıl 26 Ağustos’ta açıklanan TSK mesajını bir gün önceye çekti. Muhalefetin kaygılarını ve öncelikle iktidarın bir türlü açıklayamadığı açılımın hangi anlamlara gelmesini gerektiğini ve... askerin bu süreçte nerede durduğunu, çok açık, anlaşılır ve yadsınamaz biçimde açıkladı.
***
Orgeneral Başbuğ’un yedi maddede topladığı öncelikle üniter-devlet, ulus-devlet yapısına hiçbir gerekçeyle zarar verilmesini TSK’nin asla kabul edemeyeceğini... askerin terör örgütü ve destekleyicileri ile ilişki kurma faaliyetleri içinde bulunamayacağını vurgulaması... (açılımın) “devletin varlığını riske sokacak, ülkeyi kutuplaşmaya, ayrışmaya ve çatışma ortamına sokacak konuları içermemesinin” altını çizmesi, muhalefet çevrelerinde olumlu karşılandı.
İçerik açıklamaktan kaçınan sözcü Bekir Bozdağ da Genelkurmay Başkanı’nın “sözlerinin hepsine katıldığını” söylemez mi?
Çankaya’daki AKP’li ise şehit ailelerini yatıştırmak için düzenlediği iftar yemeğinden önce; asker mesajını sanki bir ilkokul öğrencisinin yazdığı öyküyü değerlendiriyormuş gibi, “Çok güzel bir açıklama” diye yorumladı.
Şehit ailelerini konuşturmadan iftarda; “devletin hiçbir zaman yanlış iş yapmadığını” söylüyor Çankaya’daki... Ne ki, iktidarın devletin geleceğine kaygılar, kuşkular düşüren “açılımlarına”, devlet politikası demenin zorluğunu anlamaz görünüyor.
Çankaya’daki şehit ailelerini açılım hesabına yatıştırmaya çalışmadan önce Show TV’nin 19.00 haberlerini izledi mi acaba? Canlı yayında şehit aileleri konuştu. Kürt baba, kardeş…Kürt’üz dediler ama Türk bayrağı altında yaşadıklarının altını çizdiler.
Kürt kökenli olsun olmasın, görüş açıklayanlar, açılımın yüreklerindeki ateşi söndüremeyeceğini söylediler ve PKK-Öcalan çizgisinde ilerlediğine inandıkları açılıma karşı durdular.
***
Medya -Çankaya’daki de doğruladığına göre- Orgeneral Başbuğ’un sıraladığı koşulların açılımın ana maddeleri olduğuna inanmış görünüyor.
Oysa acele etmemek gerek. Zira RTE asker mesajına yorum soran gazetecilere, “Bizi izlemeye devam edin” demekle yetindi.
Bu kısa açıklama; RTE’nin askerin koşullarını onaylamaktan kaçındığını gösteriyor ve değişik bir şeyler yumurtlaması olasılığına işaret ediyor.
Medyadan söz ederken; dinci -Müslümanlık cinneti geçiren- Vakit ve ikinci cumhuriyetçi, asker düşmanlığını bayrak yapan Taraf’ı makul ile mantığın dışında tutmak gerekiyor.
AKP dahil partilerin, medyanın olumlu değerlendirmelerine karşın Vakit’in Org. Başbuğ’un açıklamalarına koyduğu başlığa bakınız: “Başbuğ’dan muz niyetine anlamsız mesaj.”
Ya Taraf’ın başlığı: “İşine bak general” diyor. Gazetenin başyazarı konumunda olan Ahmet Altan; “Kürt sorununun nasıl çözüleceği, eğitimin hangi dilde yapılacağı Genelkurmay Başkanı’nın üstüne vazife değil. O savaşmaktan sorumlu. Savaş derler savaşır. Barış derler, barışır” diye yazıyor.
Ama biri Müslümanlığın insanlığa olumlu bakışından, öteki durmadan insan haklarından söz eden diğer gazete; örneğin Ankara’nın göbeğinde; bir gecekonduya iftara gelen Başbakan’a tepki gösteren Mustafa Genç adındaki genci; RTE’nin etrafındaki korumaların apar topar ağzını kapatarak gözaltına aldığına değinmiyorlar bile.
Bir başka ama iyi niyetli bir yazarımız, TV’lerde okunan köşe yazısında Çankaya’daki liderleri çağırarak görüşürse, RTE’nin elini rahatlatacağını öne sürüyor.
Hükümetin açılımdan ne anladığını söylemedikçe... RTE’nin açılım konusunda da “biraderi” olan Çankaya’dakinin muhalefetle görüşmesi güncel haberlere renk katmaktan öteye ne yarar sağlayacak?
Israrla AKP koşutundaki Çankaya’dakine görevler ödevler yüklemek zaman israfı!
Cüneyt Arcayürek, Cumhuriyet
27.08.09