Medyada 2. Cumhuriyet > ‘Acilen İkinci Cumhuriyet mi?’

‘Acilen İkinci Cumhuriyet mi?’  

Allah azdırmasın, dün sakin bir gündü.

O sakin gündemden istifade. Sabırla sırada bekleyen sorunlara da el uzatma imkanı doğdu. Onlardan biri de “İnterpress”in özenle izleyip yolladığı kupürlerdi... 

Geçtiğimiz tüm haftayı o kupürler üzerinden yeniden gözden geçirdim.

***

Bu arada...

O haftalık kupürlerde alabildiğine “İkinci Cumhuriyet” ya da “İkinci Cumhuriyetçi” lafı geçiyordu...

Hala “liberal-demokrat” bir ülke olamadığımız için, “İkinci Cumhuriyet” kavramı da bir fay hattı gibi gazete kupürlerinin ortasında durmaktaydı.

***  

Halbuki, “Haber-3” web sitesinde Erkan Öztürk “Acilen ‘İkinci Cumhuriyet’” başlıklı yazısında neyin ne olduğunu gayet net anlatıyordu:

“Kimileri Cumhuriyet’in önündeki ‘rakamsal ibareye’ fazlasıyla takılıyorlar.

Birinci Cumhuriyet’in yıkılacağından endişe ediyorlar sanırım. Oysa teklifimiz çok basit... Cumhuriyet aynen kalacak. Ona dokunmaya kimsenin niyeti yok. Fakat içini doldurmak gerekiyor. Bu da demokrasiyle olacak.

Cumhuriyetimizin acilen demokratikleşmesi lazım...

İşte İkinci Cumhuriyet tam olarak bunu ifade ediyor.

Demokratik bir Cumhuriyeti... Mehmet Altan’ın on beş yılı aşkın bir süredir dile getirdiği tez, demokratik bir cumhuriyet tasarımıdır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesinde demokrasi bulunmuyordu. Tek parti ve tek şef anlayışı 27 sene iktidarda kaldı. Bu dönem kimilerine göre olması gereken bir süreçti ve kendince meşru halleri vardı. Ardından gelen 10 yıllık Demokrat Parti döneminde ise demokrasi rüzgârı birkaç sene esebildi ve 27 Mayıs 1960 ihtilali gerçekleşti. Görece özgürlük dönemi yeni darbelere gebe oldu. 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan müdahaleleri siyasi hayatımızda kara lekeler olarak yerini aldı.

Cumhuriyet ortalama on yılda bir askerî darbelere tanık oldu. Başarısızlıkla sonuçlanan darbe girişimleri de cabası. Ve 2009’da bile darbe fırsatı kollayan ‘derin odakları’ bulunuyor. Demek ki yolunda gitmeyen bir şeyler var.

Türkiye halen askerî darbelerin tehdidinden kurtulabilmiş değil. Asker siyasetten elini çekmiş sayılmaz. Ordu içinde yeni cuntaların olmadığının garantisini kim verebilir? Derin devlet oluşumu tam olarak su yüzüne çıkartılmadı. Organize çeteler yaşamın her alanında mevcut. Sivil siyaset zemini sağlam değil. Seçilmiş-atanmış çekişmesi varlığını sürdürüyor. Bugünkü sistem halka değil Bürokrasiye hizmet ediyor. 90 sene önceki eyaletlerimizden yaşam standartları bakımından epey bir geriyiz. Kişi başına düşen milli gelirimiz komik rakamlarda. Eğitim, sağlık, adalet, vergi sistemimiz oldukça sorunlu. Ekonomimiz ve siyasetimiz şeffaf değil. Askerî yargı mekanizması gene büyük bir sorun. ‘Rejimin üzerindeki ordu vesayeti’ sürerken, halen sivil bir anayasaya sahip değiliz. Üretken, çoğulcu, farklılıklara hoşgörü gösteren, azınlıklarıyla barış içinde yaşayan insanların olduğu bir toplum değiliz. Binlerce faili meçhul cinayet aydınlatılamadı, Gladio tipi örgütlenmeler tasfiye edilemedi, fikir özgürlüğünün önündeki engeller aşılamadı.

Kısacası gerçek bir halk egemenliği hayata geçirilemedi.

İkinci Cumhuriyet bütün bu olumsuzlukların üstesinden demokrasiyle gelmeyi vaat ediyor. Geçmişteki ve günümüzdeki yanlışların tekrarlanmaması için özeleştiri kültürüyle gerçekleştirilecek bütün bunlar. Seçkinlerin elinden alınarak halka verilecek olan bir egemenlikten bahsediyorum. AB hedefinden şaşmayan demokratik bir cumhuriyet özlemi bu aslında... Ve bizlere hak ettiğimiz bir yaşamın şifrelerini veriyor.

Cumhuriyetle demokrasiyi tanıştırmanın zamanı sizce de gelmedi mi?”

***  

Nisbi sakinlikten istifade, ortadaki itiş kakışı, kavga dövüşü, toz dumanı netleştirmek için aynı soruyu sormanın tam zamanı:

“Cumhuriyeti AB standartlarında bir anlayışla demokratikleştirmek istiyor musunuz, istemiyor musunuz?”

Yoksa, demokrasiye karşı “Tek Parti Cumhuriyetini” kalkan olarak mı kullanıyorsunuz?

***  

Kırılma galiba bu noktada oluyor; demokrasi isteyenler ile tek parti zihniyetinde direnenler arasında...

Mehmet Altan, Star

03.08.09

Konu ile ilgili sayfalar...
7/3/2017 - 15 Temmuz’un ilk entelektüel sonucu ...
9/20/2016 - Garip ilişkiler...
8/16/2016 - Mehmet Altan: Türkiye, 'İkinci Cumhuriyet' kavramına mecburen geri dönecek...
8/12/2016 - Batı’nın “Yeni Türkiye” kuşkusu ...
4/25/2016 - Siyasal İslam ve İkinci Cumhuriyet ...
Bütün başlıklar için tıklayınız