Medyada 2. Cumhuriyet > Kürt açılımı fethullahçı projedir

Kürt açılımı fethullahçı projedir

Bugün Türkiye gündeminin birinci maddesi haline getirilen Kürt açılımı; aslında Fethullahçı örgütün planlayıp gündeme taşıdığı, ilk çalışmalarını yaptığı bir projedir.
Hatırlatalım: Fethullahçılar'ın düzenlediği Abant Platformu'nda Kürt sorunu adı altında bu konular tartışılmıştı. İş bununla da kalmamıştı. Fethullahçı örgüt, Amerika'nın da onayı ve katkısı ile Kuzey Irak'ta Erbil şehrinde aynı biçimde Kürt sorununu irdeleyen toplantı düzenlemişti. Bu toplantıya da ülkemizden Fethullahçı örgütün fikirlerini savunan veya bu örgüt tarafından kontrol edilen bazı gazeteciler ile akademisyenler katılmıştı.
5 Kasım 2007'de yapılan Bush- Erdoğan görüşmesinde kararı alınan Kürt açılımı ya da daha gerçek anlatımıyla Kürtleri, Türkler'den ayıracak, ayrıştıracak proje, şimdi demokratikleşme adı altında devreye sokuldu. Bunun çok hayırlı bir iş olacağını da Cumhurbaşkanı Gül'e söylettiler. Böylece; Türk halkının kabaracak öfkesinin AKP ve Başbakan Erdoğan'a fazla yönelmesini engellemeye çalışıyorlar.

BAŞBAKAN NEREDE
Madem bu proje çok önemli, madem bu proje Türkiye'yi uçuracak; o zaman neden bu işte de önderliği Başbakan Erdoğan yapmıyor?
Yapmıyor; çünkü bu proje demokratikleşme projesi değil Amerikan İslamcısı Fethullahçılar ile Kürtçüler'in ve işbirlikçi liberallerin el ele verdiği bir yıkım projesidir. Kürtlere hak vermek planı ile Kürtçü-gerici-liberal işbirliği sağlandı. Bu üçlü şimdi bütün gücü ile laik, demokratik çağdaş yaşam modelini savunan Atatürkçü düzene saldırıyor. Hedef 1990'larda dile getirilen 2. Cumhuriyet projesidir. Milletin öfkesinden korkan Başbakan Erdoğan geri çekilmiş; İçişleri Bakanı'nı öne sürmüştür. İlk adımı Mehmet Ağar, dağdakileri ovaya indirmek biçiminde konuşturularak atılan bu projede, Doğru Yol Partisi de çökertilerek oyları AKP'ye yönlendirilmiştir. Bu saldırının ayrıntılarını öğrenmek isteyenlere; 'Yabancı Kaynaklara Göre TÜRK KİMLİĞİ' isimli kitabımın Kimlik Tartışmaları bölümünü mutlaka okumalarını öneriyorum.

KÖRLERLE SAĞIRLAR BİRBİRLERİNİ AĞIRLAR
Fethullahçılar'ın kontrolündeki Polis Akademisi geçenlerde Kürt Çalıştayı düzenledi. Hatırlatalım ki Polis Akademisi'nde polise ders veren bazı kişiler, Soros tarafından beslenen vakıflara hazırladıkları raporlarda (Bakınız TESEV, Balmanak) Türk ordusuna saldırmaktadırlar. Polis Akadamisi'ne getirilip kamuoyunun karşısına çıkartılan isimler; Fethullahçı örgüt tarafından kontrol edilen isimlerdir. Hasan Cemal, Cengiz Çandar, Oral Çalışlar, Mümtazer Türköne, Fehmi Koru, İhsan Dağı, Ali Bayramoğlu, Mustafa Karaalioğlu, Nasuhi Güngör, Okan Müderrisoğlu vb...
'PKK ne isterse verelim!' diyen bu kişiler ile İçişleri Bakanı Atalay'ın İstanbul'da buluşup Kürt açılımını tartıştığı isimler, üç aşağı beş yukarı aynı şeyleri söyleyen kişilerdir. Hükümet, Kürt açılımı yapıyor gözükürken; kendi projelerini destekleyenleri kullanarak kamuoyunu kandırma propagandası yürütmektedir. Eğer hükümet, açılımda samimi olsaydı; her yere bu kendi adamlarını taşımaz; her yerde bunları konuşturup milletin çoğunluğunu aptal, bir şeyden anlamaz yerine koymazdı.
Şahsen; demokratikleşmeden de Kürt kökenlilere istedikleri kültürel hakların verilmesinden de yanayım. Lakin; bunu bahane ederek Türkiye Cumhuriyeti'nin temel değerlerini aşındırmaya kalkışmayı asla onaylamayız.
Çünkü; Kürt açılımı diye sunulanlar; sadece Kürt feodallarini daha da güçlendirmeye yarayacak öneriler veya isteklerdir. Bu açılımın içinde milyonlarca yoksul Kürt'ün talepleri yoktur. Sadece ayrıştırmaya yönelik siyasi istekler çevresinde bir plan yürütülmektedir.
Hapisteki Abdullah Öcalan'ın oradan savurduğu son tehdidi de bu işin hükümetin istediği biçimde gitmeyeceğini göstermiştir.
Son söz: Her fırsatta milletin dediği olur diyen Başbakan Erdoğan bir de bu konuyu millete sorsun bakalım...

HANİ GÖRÜŞMEYECEKTİ...
Başbakan Erdoğan ne demişti: 'DTP'liler PKK'nın terör örgütü olduğunu söylemezlerse onlarla görüşmem!'
Çok geçmedi; aynı başbakan DTP ile hemen görüşeceğini söyledi.
Hem de DTP'liler, 'Abdullah Öcalan muhatap alınsın!' deyip Başbakan'ın isteğinin tam tersine bir tavır ortaya koymuş iken...
Olan Başbakan Erdoğan'a olmuyor, Türkiye Cumhuriyeti'ne oluyor.
Terör örgütü yandaşları ile onların siyasi uzantıları; şimdi; 'Bastırıp istediğimizi alıyoruz!' diye propaganda yapıyorlar. Adamların Diyarbakır Belediye Başkanı; 'Kürdistan'ın sınırını çizmekten' söz ediyor; bizim hükümet de bu işi demokratikleşme gibi göstermeye çalışıyor.
Ne oluyor; demokratikleşelim derken Türkiye'yi birkaç parçaya bölüp Yugoslavya mı yapacaksınız?

Rıza Zelyut, Güneş

05.08.09

Konu ile ilgili sayfalar...
7/3/2017 - 15 Temmuz’un ilk entelektüel sonucu ...
9/20/2016 - Garip ilişkiler...
8/16/2016 - Mehmet Altan: Türkiye, 'İkinci Cumhuriyet' kavramına mecburen geri dönecek...
8/12/2016 - Batı’nın “Yeni Türkiye” kuşkusu ...
4/25/2016 - Siyasal İslam ve İkinci Cumhuriyet ...
Bütün başlıklar için tıklayınız