Medyada 2. Cumhuriyet > AKP'nin altına gizlenen odaklar

AKP'nin altına gizlenen odaklar

Gazete okumaya başladığım yılları bir hesapladım; baktım ki 50 yılı geçmiş...
Bu elli yılın içinde; Türk basınının bu kadar derin bir ayrışma içine girdiğini görmedim.
Doğrudur; Demokrat Parti basını ile CHP basını arasında bir farklılık ve hatta mücadele vardı.
Lakin; bu mücadele Türkiye'de sistemi yıkmak yönünde değildi.
Demokrat Parti de CHP de Türkiye Cumhuriyeti'nin temel değerlerini savunan partilerdiler.
Şimdiki mücadele; cumhuriyetle yürütülen savaşın dışa vurumuna döndü...
Ve cumhuriyetle savaşanlar; AKP hükümetinin arkasına saklanarak kendilerine yeni alanlar kazandılar.
Bu tespitimin AKP'lileri kızdırmaması gerek... Ben; AKP; Türkiye Cumhuriyeti ile mücadele ediyor; demiyorum... Bu konuda çekincelerim olmakla birlikte; sorun AKP'yi aşıyor.
Tespitimizi yeniden açarsak: Cumhuriyet rejimi ile en başından beri sorunu olan odaklar; kendilerini AKP şemsiyesi altında gizliyorlar ve buradan güç ve meşruiyet alarak savaşı sürdürüyorlar. AKP kurmaylarının bu gerçeği artık görme zamanları gelmiştir.

O ODAKLAR HANGİLERİDİR?
1.odak: Türkiye Cumhuriyeti haçlı emperyalizmine (büyük tefeci sermayeye) karşı verilen savaşla kuruldu. Cumhuriyeti kuran kadronun lideri Mustafa Kemal olduğundan; emperyalizm karşıtı güçlere Kemalist; bunların ideolojisine de Kemalizm denildi. Kemalizm; ezilen halkların haçlı emperyalizme direniş sembolü haline geldi. Türklerin Avrupa ve Anadolu'dan Asya içlerine sürülmesi eylemini de Kemalizm engelledi. Bu yüzden Batılılar; Kemalizmle hesaplaşmayı daha Lozan Antlaşması sırasında bile Lord Curzon'un ağzından dile getirdiler. Bugün de Avrupa Birliği'ne giriş için Türkiye'den Kemalizm ile mücadele etmesi istenmektedir. Bunun ayrıntılarını 'Yabancı Kaynaklara Göre TÜRK KİMLİĞİ' isimli kitabımda gösterdim. Bu eserin 4. baskısı yakında Kripto Yayınları'ndan çıkacak.
İşte batılı sermayenin Türkiye'deki acentaları; bu mücadelede Türkiye Cumhuriyeti'nin yanında değil karşısında konuşlandılar. Bunların eline geçen basın yayın organları da cumhuriyetle hesaplaşmayı; demokrasi mücadelesi göstererek yürütüyor. Daha 1990'ların başında 'Bu cumhuriyet ömrünü tamamladı, 2. Cumhuriyet kurulmalı!' diye yazanlar (Mehmet Altan ve benzerleri) batılı sermayenin basına yerleştirdiği bu tür sivil ajanlardır.
Kendilerine liberal demokrat diyen bu kişiler; Türkiye'de devlete karşı savaşlarını; AKP'nin yanında durarak götürüyorlar. Parti de bu durumdan faydalanıp kendisine yeni alanlar açtığından al gülüm ver gülüm devam ediyor.
2. odak: Osmanlı Devlet sistemini bugün için yeniden gündeme getiren ve sistemi din üzerinde şekillendirmeye çalışan ekiptir. Bunların teorisyenlerinden Ömer Dinçer (Şu an bakan konumundadır) 1994'te cumhuriyet rejimi yerine İslami bir yapının gelmesini isteyen makale yazmıştı. Geleneksel tarikat yapısının yerine siyasi cemaatler oluşturma (Fethullahçılık örneğinde olduğu üzere) amacındaki bu çizginin AKP içinde etkisi oldukça fazladır.
3.odak: Bölücü Kürtçülük: Bunlar, Türkiye Cumhuriyeti'nin Kürtlerin devlet olma hakkını gasp ettiğini iddia etmekteler. Kürt çdevleti kurma amaçlarını da demokrasi mücadelesi gibi gösteriyorlar.
Böylece; Kürtçüler; siyasal dinciler, batının sivil ajanı liberaller; aynı amaç çevresinde birleşmektedirler. Bunlar; kendilerine AKP'yi koruma kalkanı yapmış bulunuyorlar. Böyle olunca da AKP; cumhuriyetle mücadele eden bir parti gibi görünmektedir.
Bu üç odağın yanına; azınlıkların Rum kanadını da koymak gerekiyor. Fener Rum Patrikliği; İstanbul'un Bizans Devleti'nin başkenti olduğu hayali içindedir ve burayı Türkiye Cumhuriyeti'nin bir parçası gibi kabul etmeyi hazmedememektedir. Bu ekümeniklik iddiası ve papaz okulunun İstanbul'da açılması inadı; buradan kaynaklanır.
Son zamanlarda ordu ile hükümet arasında yaşanan gerilim de işte bu odakların AKP içindeki etkisinden kaynaklanıyor.
Hükümetin kendisini bu odaklara dayayarak meşrulaştırma gayretine girmesi de son derece yanlıştır. Çünkü; bu 4 odak; bu milletin rakibi veya düşmanı durumundadır. AKP; millet düşmanları ile arasına set çekmezse; tarihe karışan partiler listesine girmekten kurtulamaz.

Rıza Zelyut, Güneş

03.07.09

Konu ile ilgili sayfalar...
7/3/2017 - 15 Temmuz’un ilk entelektüel sonucu ...
9/20/2016 - Garip ilişkiler...
8/16/2016 - Mehmet Altan: Türkiye, 'İkinci Cumhuriyet' kavramına mecburen geri dönecek...
8/12/2016 - Batı’nın “Yeni Türkiye” kuşkusu ...
4/25/2016 - Siyasal İslam ve İkinci Cumhuriyet ...
Bütün başlıklar için tıklayınız