Medyada 2. Cumhuriyet > Dönerci cinayetleri ve UTANÇ

Dönerci cinayetleri ve UTANÇ
 

Türkiye basınında, hem yazılı hem görsel, Almanya’da 2000 senesinden beri işlenen ve türkleri hedef alan, dönerci cinayetleri olarak tanınan ırkçı cinayetler çok haklı olarak gündemdeler.

Cinayetlere aktif olarak, en azından gözlemci statüsünde, Almanya’nın resmi kurumu Anayasayı Koruma Dairesi’nin bir elemanının da katıldığı, dazlakların evlerinde yapılan aramalarda yine bu Anayasayı Koruma Dairesi’nin verdiği kimliklerin çıktığı iddiaları konuyu daha da ilginç kılıyor; nereden bakarsanız bakın, konu Almanya için gerçek bir ayıp.

Şansölye Merkel’in bu cinayetlerin Almanya’nın utancı olduğunu üzerine basa basa ve defalarca ifade etmesi konunun ilginçliğini daha da arttırıyor.

Angela Merkel’in, üstelik, bu konunun, ucu nereye dayanırsa dayansın, mesela Anayasayı Koruma Dairesi’ne dayansa bile, üzerine gidileceğini açıklaması meselenin fikr-i takibini daha da cazip hale getiriyor.

Angela Merkel’in net tavrı konunun olumlu yanı ama bakalım sonuç ne olacak?

ANCAK, meseleyi benim için daha da ilginç kılan bizim merkez medyanın, mesela Hürriyet gazetesinin konuları ele alış biçimi.

Salı günkü (15 Kasım) Hürriyet gazetesinde dönerci cinayetleri konusunda Merkel’in “neo-naziler Almanya’nın UTANCIDIR” ifadesi birinci sahifeden görülmüş ve bu bu ifadede kullanılan “UTANCI” sözlüğü benim burada aktardığım gibi tümüyle büyük harflerle ve sanki Merkel’in değil de Hürriyet’in değerlendirmesi gibi sunulmuş.

Bu ifade ve bu sunuş tarzı, ister Merkel’e ister Hürriyet’e ait olsun, doğru bir ifade, ortada bariz bir ırkçılık, cinayetlere devletin aktif katılımı güçlü şüphesi var.

Ama burada da gündeme, en azından ben böyle değerlendiriyorum, bariz bir kayırmacılık, çirkin bir milliyetçi kollama refleksi girmiyor değil.

Türkiye, bu konuda güçlü şüpheler, hayli güçlü kanıtlar, mahkeme kararları var, resmi kimlikli kişiler tarafından işlenmiş ya da denetlenmiş faili meçhul cinayetler ülkesi.

Maktuller arasında, çoğu kürt, milletvekilleri, işadamları, yazarlar var ama arkasında devletin bir pis yüzünün olduğu bu pis cinayetlerin tetikçileri hala serbest geziyorlar.

Ve bu UTANÇ, 90’ların başından günümüze, henüz ne cumhurbaşkanları, ne başbakanlar ne de merkez medya tarafından “Faili meçhul cinayetler Türkiye’nin UTANCIDIR” diye takdim edilmedi, edilemedi.

Anlaşılan UTANÇ verici ırkçı-siyasi cinayetler Almanya’da olursa Almanya’nın milli utancı, bizde olursa “sessuzluk”.

Takdir-i İlahi, Hürriyet gazetesinde, aynı gün, Hrant Dink cinayeti azmettiricisi (!) Ramazan davulcusu Yasin Hayal’in babası Bahattin Hayal’in açıklamaları, cinayet sonrası kendisiyle, aileyle temasa geçen devlet görevlilerinin (!) söyledikleri var; Bahattin Hayal, oğlu Yasin Hayal’in bu pis işe devletin bir kolu tarafından sokulduğunu çırpınarak anlatmaya çalışıyor.

Mesela Mardin’de bir istihbarat binbaşısının (!) Bahattin Hayal’in yeğenine, cinayet sonrası “Yasin’i gözlerinden öp, babasına selamlarımı ilet, memlekete, millete hayırlı bir evlat yetiştirmiş” dediği bizzat Bahattin Hayal tarafından açıklanıyor.

Bu istihbarat binbaşısı muhtemelen hala TSK içinde şerefli (!) görevini sürdürüyor, hakkında soruşturma açılmıyor; siyaseti bir kenara bırakın, yaptığı en azından kanunların suç saydığı (cinayet) bir fiili övmek.

Bu Binbaşı ve benzerleri Türkiye’nin, TSK’nın, UTANCI olmuyor, Hürriyet bu konuyu birinci sahifeye çekmiyor ama Almanya Anayasayı Koruma Dairesi resmi görevlilerinin cinayetlere ortak olması Almanya’nın UTANCI (gerçekten de utancı) oluyor.

Aslında bu yazdıklarımın bir anlamı yok; Hürriyet gazetesi, Hrant Dink cinayetinin hemen arkasından, en yetkili ağzından, bu cinayetin, milliyetçi hisleri liberaller, ikinci cumhuriyetçiler, vs. tarafından azdırılmış sokak çeteleri tarafından işlendiğini deklare etmiş idi.

Bize bu açıklamaya ve devletimize inanmak, almanlara da utanmak düşüyor.

Ben buna milli işbölümü derim doğrusu.

Eser Karakaş, Star

18.11.2011

 

Konu ile ilgili sayfalar...
7/3/2017 - 15 Temmuz’un ilk entelektüel sonucu ...
9/20/2016 - Garip ilişkiler...
8/16/2016 - Mehmet Altan: Türkiye, 'İkinci Cumhuriyet' kavramına mecburen geri dönecek...
8/12/2016 - Batı’nın “Yeni Türkiye” kuşkusu ...
4/25/2016 - Siyasal İslam ve İkinci Cumhuriyet ...
Bütün başlıklar için tıklayınız