Medyada 2. Cumhuriyet > 30 Ağustos ve Evrensellik...

30 Ağustos ve Evrensellik...

Güneşli, serin bir İstanbul sabahı... İstanbul boşaldı, yollar bomboş...

Bugün 30 Ağustos Zafer Bayramı.

Aynı zamanda Şeker Bayramının birinci günü.

O sık sık değindiğim kelimelerin sessiz oyununda hüzünlüyüm...

Yakın tarihini unutan bir toplum geleceğine ilişkin ne düşünür; Ortadoğuda yaşananları nasıl algılar, 30 Ağustos Zaferi’nin siyasal ve felsefi niteliğini nereye koyar?..

Eğer bunları görmezden gelirsek emperyalizmin Türkiyeyi bölüp parçalamakta olduğunu göremeyiz...

Amaç Türk ulusunu küçük bir bölgeye yerleştirmekti; tıpkı Balkanlarda yaptığı gibi.

30 Ağustos Zaferi, emperyalizmin Anadolu üzerindeki tüm senaryolarını bozmuş, önceden hazırlanan siyasal haritasını yırtıp atmıştır.

***

Bugün laik demokratik cumhuriyeti küçümseyenler, İkinci Cumhuriyetnaraları atanlar, yakın tarihimizi bildikleri halde bilmezlikten geliyorlar... Hele bazıları etnik ve mezhepsel kimlikler üzerinden din pazarlamacılarıyla işbirliği yapıyor.

Tüm mazlum ülkeler 30 Ağustos Zaferinden ders çıkarıp Mustafa Kemalin yolundan gittiklerini açık bir biçimde dile getirmediler mi?

Bugün 30 Ağustos 2011...

30 Ağustos 1922den bu yana 89 yıl geçti.

Genç kuşaklar 30 Ağustos Zaferinin anlamını, bunun bir bağımsızlık savaşı olduğunu, emperyalist devletlerin planlarının bozulduğunu, Aydınlanma Devriminin ilk adımının atıldığını pek bilmezler.

30 Ağustosun anlamı tarih kitaplarında da artık eskisi gibi yer almıyor...

***

Atatürk, Büyük Zaferden iki yıl sonra 1924’te ne diyordu:

Uygarlık yolunda başarı yeniliğe bağlıdır.

Sosyal yaşamda, ekonomik hayatta, bilim ve fen alanında başarı sağlamak için tek gelişme ve ilerleme yolu budur.

Hayat ve yaşayışa engel olan yasaların zamanla değişmesi, gelişmesi zorunludur.

Uygarlığın buluşları, tekniğin harikaları, evrenin değişmeden değişmeye uğrattığı bir dönemde, yüz yıllık köhne zihniyetle, geçmişe bağlılıkla varlığını korumak olası değildir.

Mustafa Kemal, emperyalizme başkaldıran bir komutandı... Atatürk yeryüzünde bir sürecin son adımını 26 Ağustosta Afyon Kocatepeden Büyük Taarruzlabaşlatmış, 9 Eylül 1922de İzmirde zaferle sonuçlandırmıştır.

30 Ağustos,1912’de Balkan Savaşıyla başlayan sürece Dumlupınarda konan noktadır.

Birinci Dünya Savaşı egemenlerinin yeryüzünde kurmak istedikleri düzene kafa tutan tek ülke Türkiyedir.

***

1918’den sonra üç yıl daha savaştık...

Yoksulduk, tankımız, doğru dürüst silahımız, mermimiz yoktu.

Mustafa Kemal uygarlığın temellerini attı, Köy Enstitüleri, Sümerbank vb. kuruldu...

Elbet tüm bunlar olurken geçmişte acılar yaşadık... Anadoluda yaşayan Türkler ve Ermeniler 1915 yılında birbirlerine girdiler, kıyımlar oldu... Bu acı olay yürekleri dağlarken Rumlarla Türkler arasında çatışma başladı...

Ülke tam bir cadı kazanıydı... Ulusal Kurtuluş Savaşında bu etnik savaşa dönüştü.

Bugünün din pazarlamacıları ve Sorosun çocukları emperyalist güçlerin ve yardakçılarının kimler olduğunu bilmezler mi?

Bilirler!

İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar, Yunanlılar, Ermeniler, Osmanlı Babıâlisi, Mütareke basını ve Anadoluda Mustafa Kemale karşı ayaklanan Türkler...

Say say bitmez.

***

Bugün 30 Ağustos... Şeker Bayramının da birinci günü...

İçim buruk...

Nâzım Hikmetin dizeleri geliyor aklıma yazımı noktalarken:

O, saati sordu

Paşalar üç dediler

Sarışın bir kurda benziyordu

Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.

Hikmet Çetinkaya, Cumhuriyet

30.08.2011

Konu ile ilgili sayfalar...
7/3/2017 - 15 Temmuz’un ilk entelektüel sonucu ...
9/20/2016 - Garip ilişkiler...
8/16/2016 - Mehmet Altan: Türkiye, 'İkinci Cumhuriyet' kavramına mecburen geri dönecek...
8/12/2016 - Batı’nın “Yeni Türkiye” kuşkusu ...
4/25/2016 - Siyasal İslam ve İkinci Cumhuriyet ...
Bütün başlıklar için tıklayınız