Medyada 2. Cumhuriyet > Yaşasın 2. Cumhuriyet

Yaşasın 2. Cumhuriyet

Epeydir kalemime doladığım bir olguyu sizlere anımsatmak istiyorum.
 

Türkiye'de yıllardan beri; "1. Cumhuriyet çöktü yaşasın 2. Cumhuriyet" sloganını dillerine pelesenk edenler; sonunda İslami duyarlılıkları fazla olan çevrelerle yakınlaşınca; kendilerini amaçlarına ulaşmış saymaya başladılar. Tabii bu arada onlara en büyük yardım ve katkıyı; Atatürk'ü ceberut bir lider olarak gösteren ve Atatürkçülüğü totaliter bir yönetim tarzı olarak sunan; solcu eskisi "ulusalcılar" yaptı. Böyle bir şeyler istemediklerine eminim ama öylesine katı davrandılar (ve davranıyorlar) ki; insanları zorla birbirlerine yakınlaştırdılar.

Dünya üzerinde hangi ordu; internet siteleri kurdurarak hükümeti ve hükümeti kuran partiyi birtakım "tevatürlerle" yıpratmaya çabalar?

Dünya üzerindeki hangi adalet mekanizması; bu "tevatürlere" dayanarak söz konusu parti hakkında kapatma davası açar?

Ve sonunda hedef aldıkları parti; yüzde 30'lardan yüzde 40'lara; yüzde 40'lardan yüzde 50'lere ulaşır. Düşünün ki; Sayın Recep Tayyip Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde ipi göğüslemeseydi ne AK Parti bugünkü konumunda olurdu ne de Sayın Erdoğan. Sayın İlhan Kesici "ben bu seçimi kazandım" havasına girmeseydi; ya da Sayın Zülfü Livaneli SHP'ye beklenmeyen bir rüzgâr getirmeseydi bambaşka bir Türkiye'de yaşardık.

Ve Sayın Erdoğan'ın belediye başkanlığını değerlendirmek ve açıklarını aramak yerine olmayan bir "şeriat tehlikesine" sarılırsanız sonuç böyle olur.

Xxxxxxxxxxxxxxxxxx

Peki şimdi o "ceberut" 1. Cumhuriyet ve kimilerinin dile getirmekten pek hoşlandıkları "vesayet rejimi" sona erdi mi? Artık daha demokratik bir Türkiye'de mi yaşayacağız?

Bu sorunun yanıtını vermek pek kolay değil çünkü cumhuriyet tarihimizin en özgürlükçü anayasası olarak değerlendirdiğimiz (daha doğrusu bazılarının değerlendirdiği); "1982 Anayasası"; bu arkadaşların çoğunun gözünde "askeri vesayetin" yüceltildiği bir belge.

Evet 1982 Anayasası "millet egemenliğine" bazı ortaklar getirmiştir ama bunun nedeni; 1950-1960 arasındaki DP iktidarının "bir demokraside çoğunluk iradesinin istediği her şeyi yapabileceğini zannetmesinden" kaynaklanmaktadır. Aksi takdirde rahmetli Menderes'in bir DP TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada; "Sizler isterseniz hilafeti bile geri getirebilirsiniz" demesini nasıl açıklayabileceğiz?

Rahmetli Menderes; bir demokrasinin "çoğunluk rejimi" olmadığını; "çoğulcu" bir rejim olduğunu bilmez miydi?

O günleri yaşayanların nüfusumuz içindeki oranı; yüzde 10'un altına düştüğü bir dönemde "esip gürlemek" kolay...

Xxxxxxxxxxxxxxxx

Günümüz Türkiye'si; bölgesinde bir yıldız gibi parlıyor. Kendi adıma ben bu durumu övünerek izliyorum. Ancak Türkiye'nin bu konuma gelmesi 8-10 yıllık AK Parti iktidarının bir eseri mi?

Hiç sanmıyorum.

Kimilerinin, "1. Cumhuriyet" olarak isimlendirmekten pek hoşlandıkları "cumhuriyetimiz"; pek çok hatasına karşın Türkiye'yi bugünlere taşımayı başarmıştır.

Ermeni sorununa hiç girmeden; cumhuriyetimizin kara sayfalarını hiç unutmadan ulaşılan bu noktanın değerini bilmemiz gerekir. Evet Dersim isyanı gibi hatalar yaşanmıştır. 6/7 Eylül kepazeliği unutulacak gibi değildir ve bu türden örnekleri çoğaltabiliriz. Peki neden?

Unutmamak gerekir ki; bugün Türkiye "bir yerlere" ulaşabildiyse; bunun ardında hiçbir siyasal partiyi ön plana çıkartmadan söyleyebiliriz ki; tüm hükümetlerimizin ve iktidar partilerinin payı vardır. Kimininki az kimininki çok...

Bir şeyleri yıkmak kolaydır. Ama onun yerine getirilmek istenen şeyin "getirisini" iyi hesaplamak gerekir...

Toktamış Ateş, Bugün

06.08.2011

Konu ile ilgili sayfalar...
7/3/2017 - 15 Temmuz’un ilk entelektüel sonucu ...
9/20/2016 - Garip ilişkiler...
8/16/2016 - Mehmet Altan: Türkiye, 'İkinci Cumhuriyet' kavramına mecburen geri dönecek...
8/12/2016 - Batı’nın “Yeni Türkiye” kuşkusu ...
4/25/2016 - Siyasal İslam ve İkinci Cumhuriyet ...
Bütün başlıklar için tıklayınız