Medyada 2. Cumhuriyet > İkimiz bir fidanın güller açan dalıyız

İkimiz bir fidanın güller açan dalıyız

Taraf gazetesi "Düşünmek taraf olmaktır" sloganıyla bundan yaklaşık 4 yıl önce 15 Kasım 2007'de yayın hayatına başladı. Gazete, yayınlanmaya başladığından beri Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilgili belgeleri yayınlamasıyla büyük ses getirdi. Ordunun bazı terör saldırılarında ihmali olduğuna dair belgeler yayınlamasıyla dikkat çekti. Ergenekon soruşturmasıyla ilgili pek çok bilgi ve belge yayınlamasıyla da tartışma yarattı. Belge haberciliği konusunda gazetenin muhabirlerinden Mehmet Baransu öne çıktı. Taraf, bir haberinde kendisini ABD ordusundan sızan belgeleri yayınlamasıyla ünlü WikiLeaks'e benzetti. Ancak birbirlerinin 180 derece zıttı gibi görünse de aslında Taraf, Aydınlık’a daha çok benzemektedir. Taraf gazetesi, Aydınlık gibi bazı odaklar tarafından kendilerine gönderilen istihbaratı yayınlamayı gazetecilik sanmaktadır. Aydınlık tarzı habercilik Taraf’ın alamet-i fahrikasıdır. İlk bakışta Taraf ve Aydınlık birbirlerinin zıttı gibi görünür, evet Aydınlık’ın tarihsel misyonu ile Taraf’ın tarihsel misyonu çok farklıdır. Aydınlık, daha çok militarizmin ve belli istihbarat çevrelerinin manipule ettiği bir gazete bir siyasi yapıdır. Taraf ise, hem misyon, hem de vizyon olarak çok daha farklı bir yerdedir. Liberalizm-Fettullahçılık ittifakının kristalize bir örneğidir. Ancak, her ne kadar, Taraf ve Aydınlık birbirinden farklı yapılara hizmet etseler de, haberin kendilerine geliş/servis ediliş tarzı hemen hemen aynıdır. Aynı, güçlünün hegemonyasına sığınma güdüsü ve bununla bağlantılı olarak, aynı bilmiş, üstten hava, aynı ben bilirimcilik, aynı yanılmazlık kibiri, aynı kendine dönüp bakmama aymazlığı, aynı her dönemde doğruydum kendini bilmezliği…Boşuna değil bir zamanlar Aydınlık’ın “teorisyeni” Halil Berktay’ın şimdi Taraf’ın önde gelen tetikçi kalemlerinden bir oluşu…

Taraf gazetesi; sahip olduğu tüm unsurlar ile birlikte, sadece egemen sınıfların güç kapışmasında yer almıyor, sosyalizmin içini boşaltmak ve sosyalistleri iktidarın saflarına çekebilmek için gereği neyse onu yapıyor. Aydınlık’ta siyaset sahnesine çıktığı ilk günden bu yana farklı saiklerle bunu gerçekleştirmeye çalışıyor. Aydınlık Kemalist-darbeci-aydınlanmacı resmi ideolojinin sosyalistler içindeki 5. kolu olarak çalışırken "sosyalistler islam ile uzlaşmalıdır" sloganı ile yola çıkan Taraf ise 2. cumhuriyetçi- yeni sol adı verilen "devrimsiz ve sınıfsız" bir sol anlayışı sosyalist saflarda hakim kılmaya çalışıyor.

Karşı devrimci bir çizgide olan Taraf gazetesinin Aydınlıktan farkı yoktur. Ancak, Aydınlık ile arasındaki şeffaf çizgi Aydınlık’ın, sadece militarizm tarafından manipule edilen küçük bir çevre oluşu Taraf’ın ise, İslamcı burjuvazinin ve iktidarın sonsuz imkanlarını arkasına almış, iktidarın yanında duran, karşı devrimci ve politik arenadaki duruşunu sağlamlaştıran bir "politik hareket"e dönüşmesidir. Silivri’de “ömür tüketen” Aydınlık şurekasının aksine Tarafçılar el üstünde tutulmakta, iktidarın kurduğu her sofrada kendilerine birer sandalye bulmaktadırlar. Yani öyle görünüyor ki Aydınlıkçılar yanlış ata oynayarak iflasın eşiğine gelmiş, Taraf ise zamanın ruhunu doğru okuyarak Özalvari bir zekayla üç koyup beş alarak karını maksimize etmiştir.

Türkiye coğrafyasında yüz yıldan fazla bir süredir devam eden İttihat Terraki- Hürriyet ve İhtilaf, CHP-DP, CHP-AKP gruplaşması ile somutlaşan Batıcı İstanbul burjuvazisi ile muhafazakar taşra sermayesinin pastadan pay kapma savaşında Aydınlık İstanbul sermayesi beyaz Türklerin, Taraf ise burjuvalaşan mütegallibenin sözcüsünden başka bir şey değildir. Nasıl ki şehirli de olsa taşralı da olsa son tahlilde burjuva olan egemen sınıfın iki kanadı emekçilerin, sosyalistlerin ve Kürtlerin düşmanı ise Aydınlık ve Taraf da emekçilerin de sosyalistlerin de Kürtlerin de düşmanından başka bir şey değildir. Seçim sürecinde her iki gazetenin de Emek Demokrasi Özgürlük Bloku’na karşı saldırgan bir tutumda ortaklaşmaları bunun somut delilidir. Tarafçıların da Aydınlıkçıların da amaçları sınıf çelişkisinin üstünü örterek hayali bir gericiler-ilericiler çelişkisi yaratarak tüm ezilenleri yapay gündemler ile kandırmak, oyalamak, bütün bir ülke insanını illüzyonlarına inandırmaktır …


M. Utku Şentürk
birgün.net, 27.06.2011

 

Konu ile ilgili sayfalar...
7/3/2017 - 15 Temmuz’un ilk entelektüel sonucu ...
9/20/2016 - Garip ilişkiler...
8/16/2016 - Mehmet Altan: Türkiye, 'İkinci Cumhuriyet' kavramına mecburen geri dönecek...
8/12/2016 - Batı’nın “Yeni Türkiye” kuşkusu ...
4/25/2016 - Siyasal İslam ve İkinci Cumhuriyet ...
Bütün başlıklar için tıklayınız