Medyada 2. Cumhuriyet > Misyonu bitmiş bir siyasi zihniyet

Misyonu bitmiş bir siyasi zihniyet
 
O, sıradan bir parti değil.. Taşıdığı fikirler ve tarihi uygulamalar bürokratik kadronun belleğine ve cüzdanına yerleşmiştir.

Misyonu bittiği için hiçbir çözüme katkı sağlayamaz. ‘Devleti kuran partiyiz, ilke ve inkılaplar tehlikede!..’ diye söze başladı mı, yeni bir cephe daha açılır ki, bütün enerjiyi ve zamanı tüketir.

Dünyada pek çok örneği olmasına rağmen, bizde ‘İkinci Cumhuriyet’ lafına bile tahammül edilemez. Bundan daha zor olanı, rejimin sahibi ve muhafızı geçinenlerin ‘Yeni CHP’yi içlerine sindirmeleridir.

Bakmayın siz, Ergenekon tekniğiyle planlanmış bir kaset skandalından sonra ortaya çıkıp kılıç sallayan Genel Başkan’a.. Kılıçdaroğlu’nun kendisi bile ‘asıl CHP’nin ‘tenkil’e varan tepeden inmeci mantığına karşı çıkamaz. Genlerine yerleşmiş o korkudan kopamaz, hattabunu fıtratına aykırı sayar.                        

 - ‘Dersimdeki istenmeyen olaylar..’diyecek oldu, ipini çekip dersini vererek hizaya getirdiler. Dersine çalıştıktan sonra ‘Tuncelili olmakla onur duyarım..’ cümlelerini duymaya başladık.

Kanaryam güzel kuşum / Sen kafese konulmuşun                                            
Kapı açılmış ne yazar? /  Bir kere esir olmuşun!

- ‘Yeni CHP’ diyebilmek için, önce ezber bozup zihniyet devrimine kapı aralamak..                                                               
- Tarihi materyalizmden, beş duyu’nun ötesine inanmayan pozitivizmden vazgeçmek..                                                    
-  Milletin değerlerine cephe almış, demokrasiye aykırı uygulamaları reddetmek..                                                     
- ‘Devlet adına milletin dinine müdahale ettik, pardon bağışlayınız’ demek..                                                                                 
- ‘Camileri kapatarak sattık, vakıf mallarına el koyduk’ itirafıyla, haramlardan arınmak..                                                               
- ‘Halkın namazdaki duasına, minaredeki ezanına karıştık’ diyerek helallik istemek..                                                          
- ‘Devlet benim, tapu bende?’ diye fiyaka satanların, bunları kabule yürekleri yetecek midir?

 ‘Yeni CHP’ bunlarla yüzleşmeden eski defterleri kapatıp milletin önüne beyaz sayfa açamaz.                           
Yüzleşme, yakın geçmiş ile hesaplaşmadır. Hiçbir istisna kabul etmeden, makamına şöhretine bakmadan her olayı ve her faili yargılayıp hakkında adil, kalıcı ve doğru hüküm verebilmektir.

İstiklal Mahkemeleri karar ve infazları, Sabiha Gökçen’in çoluk çocuk bombardımanı, milli şef İsmet Paşalı pullar ve paralar ile bu operasyona tepki olarak çıkarılan ‘,,koruma kanunu’ da bu hesaplaşmanın konusudur.

Mirasçılar miras malına olduğu kadar borçlara da sahiptir. İtiraftan başlayıp hesaplaşma ve helalleşmeye kadar uzanan bu yolda bir gelişme olmadan, CHP’de iç kavga bilmeyeceği gibi, millet ile de kaynaşıp barışamaz. Klişe oylar, üç aşağı beş yukarı saat sarkacı gibi gidip gelir, ömür tüketir, kurultaylar yeni kurultaylara gebedir.

İşin hazin tarafı, bu tarihi parti kendi içinde huzur bulmadan ne Anayasa değiştirilir, ne yargılanan darbecilerin sonu gelir, ne de Türkiye huzur bulur  -‘Devleti kuran partiyiz, ilke ve inkılaplar tehlikede!..’ diye söze başladı mı, yeni bir cephe daha açılır  ki, bütün gücü ve zamanı tüketir.İktidar olmanın bile ‘kıymet-i harbiye’si kalmaz.

Ortada, taraftar ve yöneticileri için olduğu kadar millet ve memleket için de çıkmaz ve açmaz bir durum vardır.. İddiamız o ki, kurumsal olarak CHP ve onun ilkelerini bir iman gibi kafasına ve kalbine yerleştirmiş ezberci ve kolaycı kadrolar, Türkiye’nin en büyük problemidir. Bu mesele acilen çözülmelidir.

Bugünkü CHP‘ye düşen görev, devamı ve temsilcisi olduğu İttihat ve Terakki fırkası gibi, kendini feshederek, siyasi hayatına nokta koymaktır, artık misyonu bitmiştir.. CHP eğrisiyle doğrusuyla tarihi müzede müstesna yerini almalıdır. Tam kıvamındayken alınacak karardan sonra, yöneticilerin İttihatçılar gibi yurt dışına kaçması gerekmez. Gecikirse, bugünkü itibar da kalmaz.


Mustafa CERİT / Rotahaber

18.06.2011
Konu ile ilgili sayfalar...
7/3/2017 - 15 Temmuz’un ilk entelektüel sonucu ...
9/20/2016 - Garip ilişkiler...
8/16/2016 - Mehmet Altan: Türkiye, 'İkinci Cumhuriyet' kavramına mecburen geri dönecek...
8/12/2016 - Batı’nın “Yeni Türkiye” kuşkusu ...
4/25/2016 - Siyasal İslam ve İkinci Cumhuriyet ...
Bütün başlıklar için tıklayınız