Medyada 2. Cumhuriyet > Süper yazar...

Süper yazar...

Değerli şair, yazar, gazeteci, çevirmen Özdemir İnce, Coelho çevirisiyle ilgili eleştirilerime Gösteri dergisinde yanıt vermiş; okuyamadım. İstanbul'a dönünce ilk işim bir Gösteri dergisi satın almak olacak. Böyle böyle tirajı artıyor işte derginin.

Özel bir misyonla cepheye sürülen süper yazar Özdemir İnce "İkinci Cumhuriyetçileri ve bataklık kafaları hizaya sokma" görevini başarıyla sürdürüyor; henüz muttali olamadığım "Bataklık Kafalar" yazısıyla ilgili yanıt hakkımı daha sonra kullanacağım; ama önce şu "Karşıdevrim ve CHP" başlıklı "ilk misyon yazısı"yla ilgili birkaç kelam etmek istiyorum.

Kürşat Bumin'e göre bu yazı olmamış.

Bence olmuş.

Ertuğrul Özkök'ün, "had bildirme" görevini niçin Özdemir İnce'ye verdiğini, yazıyı okuyunca daha iyi anlıyorsunuz.

Herşeyi birbirine karıştırıyor İnce. Bunu da çok güvenli, çok "kendinden emin" bir üslupla yapıyor.

Hadi, çok partili parlamenter sistemin "karşıdevrim" olarak tavsif edilmesine alıştık; Türkiye solunun (sollarının) bir önemli özelliği de, "demokrasi"nin başladığı tarihi "karşıdevrim" ilan edip, çok partili parlamenter sistemin aslında hakim sınıflara hizmet ettiğine kitleleri inandırmak.

Çok partili parlamenter sistem, İlhan Selçuk'a göre "Osmanlı gericiliği"dir.

Özdemir İnce'ye göre ise, anlıyoruz ki, çürümenin, yozlaşmanın başladığı tarih...

İnce, yazısında Çetin Yetkin'in "konuyla ilgili" bir çalışmasına (Karşıdevrim, 1945-1950) atıflar yapıyor. Yetkin'in (makul sayılabilecek) uçmaları kesmemiş olacak ki, İnce bunu daha da ileri boyutlara vardırıyor.

Yetkin'e göre karşıdevrim Atatürk'ün öldüğü tarih olan 10 Kasım 1938'de başlıyor. İnönü bir "darbe"yle Cumhurbaşkanlığı makamına "çöreklenecek", yedi yıllık sıkı düzenden sonra (emperyalist ülkelerin dayatmasıyla) çok partili parlamenter sisteme cevaz verecektir. Sonra "çok daha kötü bir şey" olacak, 14 Mayıs 1950'de halkın seçtiği bir iktidar yönetimi devralarak karşıdevrim sürecini başlatacaktır.

(Bu da, Türk şiiri ve romanından sonra, Attila İlhan'ın Türk düşünce hayatına ettiği bir kötülüktür; kulakları çınlasın!)

İnce, Yetkin'e hak vermekle birlikte, "katkı olarak", karşıdevrim tarihini daha da gerilere, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın kurulduğu yıl olan 1924'e çekiyor.

Vallahi bravo.

Rica etsek, aynı nazarla, "İkinci Meşrutiyet" dönemine de nazar eder mi Sayın İnce? Hani ne bileyim, karşıdevrim tarihini daha da gerilere çekmek icap eder filan...

Bir şey daha öğreniyoruz İnce'den:

Meğer Ali Fuat Cebesoy, Adnan Adıvar, Kazım Karabekir ve Rauf Orbay, hilafetçi, saltanatçı ve eski mandacı oldukları için "Atatürk'ün çevresinden" uzaklaştırılmış.

İnönü de bu isimleri (Atatürk'ün ölümünden sonra) CHP'ye davet ederek hem "karşıdevrim" sürecini hızlandırmış, hem de 17 Temmuz 1947'de toplanan Büyük CHP Kurultayı'nda bugünkü Millî Görüş ve mevcut AKP iktidarının temellerini atmış.

Gülmeyin.

Üzülün.

Ben üzülüyorum.

Tarih, eğer bir "disiplin"se, İnce bu disiplinin canına okuyor.

"Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası" ve (İnce'nin "karşıdevrim"le ilişkilendirmeyi unuttuğu) "Serbest Cumhuriyet Fırkası"yla ilgili gerçekleri, bırakın muhalif yayınları, herhangi bir "İnkılap Tarihi" kitabından öğrenebilirsiniz.

Ben asıl, Yetkin ve dolayısıyla İnce'deki "demokrasi korkusu"nun nedenlerini anlamaya çalışıyorum.

Ama anlayamıyorum...

Mehmet E. Yavuz, Yeni Şafak
24.02.2003

Konu ile ilgili sayfalar...
7/3/2017 - 15 Temmuz’un ilk entelektüel sonucu ...
9/20/2016 - Garip ilişkiler...
8/16/2016 - Mehmet Altan: Türkiye, 'İkinci Cumhuriyet' kavramına mecburen geri dönecek...
8/12/2016 - Batı’nın “Yeni Türkiye” kuşkusu ...
4/25/2016 - Siyasal İslam ve İkinci Cumhuriyet ...
Bütün başlıklar için tıklayınız