Medyada 2. Cumhuriyet > Fazıl Say ve ABD karşıtlığı

Fazıl Say ve ABD karşıtlığı

DOĞUŞ Otomotiv 'in, ' Türkiye Yollarında Bir Virtüöz ' projesi kapsamında piyanist Fazıl Say geçen gün
Erzurum 'da bir konser verdi. Dinleyicilerin isteği üzerine Iraklı çocuklar için Beethoven 'den bir parça
seslendirdi. Başka bir dinleyici ise Amerikalı bir besteciden parça istedi. Bunun üzerine Say, "Iraklı
çocuklar için çaldığım parçadan sonra Amerikalı bestecinin eseri midenizi bulandırmaz mı" diyerek
parçayı yorumlamadı.

Seyircinin Say'dan hangi bestecinin, hangi parçasını yorumlamasını istediğini bilmiyorum. Ancak savaş
karşıtı Amerikalı klasik müzik bestecileri olduğunu biliyoruz.

Biraz araştırdım: Örneğin Philadelphia doğumlu besteci ve piyanist Vincent Persichetti ( 1915-1987 )
bunlardan biri olabilirdi. Çünkü A Lincoln Adress adlı bestesi, içinde savaş karşıtı temalar bulunduğu için
Nixon yönetimi tarafından 1973 'te reddedilmiş. Vietnam Savaşı karşıtı bir hava olduğu için de bu
beste büyük ilgi görmüş ve o yıl defalarca başka ortamlarda çalınmış.

Ben klasik müzikten fazla anlamam. Ama mutlaka savaş karşıtı başka besteciler ve başka parçalar da vardır.
Belki ezberinde olmadığı için Say çalmamıştır. Kabul ama klasik şart mıydı? Mesela Bob Dylan ya da Joan
Baez gibi sanatçıların folk-pop parçalarını da seslendirebilirdi.



Dün kısaca belirttim; biraz daha açayım. İyi ya da kötü. Akıllıca ya da aptalca. Doğru ya da yanlış.
Neticede Türkiye, Irak Savaşı'nda aktif bir tavır almadı.

Ancak daha düne kadar kendini ' liberal-demokrat ' olarak tanıtan kimi ' aydınlar ' ve ' işadamları '
öyle bir tavır aldılar ki... Öylesine ' Bush yanlısı ' fikirler öne sürdüler ki... İkinci tezkereye ve savaşa
karşı olanları öylesine hakarete varan bir tarzda suçladılar ki... Savaş sürerken ve Bağdat teslim
olduktan sonra Irak halkıyla ilgili öylesine acımasız yorumlar yaptılar ki... Bir çok insan bunlardan nefret
etti.

Bir yandan savaşın dehşeti... Bir yandan Bush yönetimini sorgusuz sualsiz destekleyenlerin (en
azından bir kısmının) 'liberal-demokrat' olmaları...
Netice:
1) Anti-Amerikancı bir hava oluştu.
2)Liberal-demokratik çizgi büyük yara aldı.

Bence bu kötü bir durum. Çünkü:

1) ABD kültürüyle, sanatıyla, teknolojisiyle koca bir ülke. Neden ABD'ye toptan düşman olalım? Karşı
konulması gereken Bush yönetimi; onun politikaları. İşte bu yüzden Fazıl Say tam tersini yapmalıydı ve
barış yanlısı bir Amerikan bestesini çalabilmeliydi.

2) Liberal-demokratik çizgiye çok ihtiyacımız var. Türkiye eğer gelişecekse, bu ancak o çizginin
güçlenmesiyle, serpilmesiyle mümkün olur. Bugünkü dünyada büyümeyi ancak liberal demokrat politikalarla
sağlayabiliriz. Liberalizm ve demokratlık savaş çığırtkanlığı değildir. Ama maalesef şimdi öyle
algılanıyor. Mehmet Altan 'ın "güçlü ordu ancak güçlü ekonomiyle mümkündür" tezini işleyen yazısı
Genelkurmay 'ın internet sitesinde yer aldı. Boşuna değil: Liberal politikalarla girişimci kesimin önü
açılmazsa bu ekonomi nasıl güçlenecek söyler misiniz?

Hadi ben de bir son sözle bitireyim: Vicdansız liberalizm bize uymaz!

Emre Aköz, Sabah
19.04.2003

Konu ile ilgili sayfalar...
7/3/2017 - 15 Temmuz’un ilk entelektüel sonucu ...
9/20/2016 - Garip ilişkiler...
8/16/2016 - Mehmet Altan: Türkiye, 'İkinci Cumhuriyet' kavramına mecburen geri dönecek...
8/12/2016 - Batı’nın “Yeni Türkiye” kuşkusu ...
4/25/2016 - Siyasal İslam ve İkinci Cumhuriyet ...
Bütün başlıklar için tıklayınız