Medyada 2. Cumhuriyet > Hayır, değişmedi!!!

Hayır, değişmedi!!!

BAŞBAKAN Türk milletinin yüreğinde yer etmiş Onuncu Yıl Marşı'nı ve orada geçen ‘‘demir ağlar’’ sözcüklerini kullanarak Cumhuriyet ve Atatürk dönemiyle alay ediyor, aşağılıyor, küçümsemeye kalkışıyor.

‘‘Onuncu Yıl Marşı okumakla Türkiye raylarla donanmıyor. Bu işler lafla olmuyor. Marşı oku, demir ağlarla ör. Neyi ördün yahu neyi?.. Ama bak, biz örüyoruz, öreceğiz inşallah. Daha da devam edeceğiz.’’

Bu anlamsız ve tutarsız sözlerini rastgele söylemiyor. Tamamen bilinçli. ‘‘Değiştiğini’’ iddia ediyor da, bu sözleri geçmişteki söz ve davranışlarıyla tamamen aynı doğrultuda.

Kendisinin yazmış olduğu bir kitap, bir eser yok. Onun geçmişini sadece kendi söz ve davranışlarından, bir de hakkında yazılmış birkaç kitaptan biliyoruz.

***

Elimde bir kitap: ‘‘2. Cumhuriyet Tartışmaları’’ (Başak Yayınevi). Kendi ağzından çıkan sözleri sizlere bir kez daha (özetleyerek) iletiyorum. Dikkatle okuyunuz, Başbakan'ı seçim öncesinde biraz daha iyi tanıyınız:

‘‘Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihine baktığımızda, rejimin (cumhuriyet rejiminin) yüz aklığı ile çıktığını söyleyemeyiz.’’

‘‘Bize göre demokrasi AMAÇ değil, ancak bir ARAÇTIR. Hangi sisteme gitmek istiyorsanız, bu düzenlerin seçiminde bir araçtır. (Örneğin İslamcı-bölücü gibi rejimlere, faşizme, komünizme gitmek için bir araç! Hitler de böyle gelmişti. Yeter ki birileri milleti kandırıp oy almayı becersin! Bundan daha tehlikeli bir şey olabilir mi?)

Tayyip Bey sözlerini sürdürüyor:

‘‘Türkiye Cumhuriyeti 1923'ten beri sürekli GERİLEYİŞ içindedir. Türkiye'nin 70 yıllık tarihi BOŞA HARCANMIŞ bir zamandır.’’

Ayıptır yahu, insan bunları söylemeye utanır. Devam ediyor:

‘‘TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR gibi tezler YANLIŞTIR.’’

Peki Türkiye kimin? AB'nin mi, ABD'nin mi, Rusların, Ermenilerin, Japonların, Arapların mı? Kimin, kimin?

Sözlerini sürdürüyor:

‘‘Türkiye'yi İSLAMIN DEVLET PLANI içinde düşünüyorum.’’

Konuştukça konuşuyor:

‘‘Türkiye'nin yarınında artık KEMALİZME ve Kemalizm benzeri rejimlere, sistemlere yer yoktur.’’

Vay be, helal olsun! Devam ediyor:

‘‘En üst belirleyici, İSLAM'IN İLKELERİDİR. Her şey ona göre belirlenir.’’

Ağzından bir türlü ‘‘Türk’’ sözcüğünü çıkmıyor. Bizlerden sürekli olarak ‘‘TÜRKİYELİLER’’ diye söz ediyor!

Sevgili okuyucularım, işte bu anlayıştaki bir kimse bugün Türkiye'yi yönetiyor.

Eğer aksini iddia ediyorsa, bu sözleri söylemediğini iddia ediyorsa, bana bir açıklama gönderir ve burada aynen yayınlarım.

Kendisiyle söyleşi yapma, soru sorma ‘‘onuruna’’ sahip olsaydım, yukarıdaki sözlerini ona sorardım.

Ama gerek ekranlarda, gerek yazılı basında, her nedense soran yok!

***

Onuncu Yıl Marşı'nda geçen kavramları güya küçümsüyor, kendince alay ediyor!

Aslında kendisini ‘‘kutlamak’’ gerek!..

Çünkü o hiç değişmedi...

Çünkü geçmişte, yukarıda alıntı yaptığım sözlerinde ne demişse, bugün de aynı şeyleri düşünüyor. Ancak geçmişte eli kolu bugünkü kadar bağlı değildi. Bu yüzden daha açık ve net konuşurdu!

Şimdi bulunduğu makam nedeniyle ‘‘dikkatli’’ olmak durumunda! O yüzden ‘‘Ben artık değiştim’’ demek zorunda kalıyor. Ama örneğin Atatürk dönemini, cumhuriyet rejimini kendince ti'ye alacağı, küçümseyeceği zaman mesajlarını dolaylı-dolambaçlı yollar, yöntemler ve sözlerle veriyor!

Kendisi hiç değişmedi ama günümüzde bazı gerçekler var.

Ülkemizde ‘‘başbakan’’ tiplemesi değişti.

1920 yılından bu yana başbakanlar şirket ortağı değildi. Onlar bayilik yapmaz, sattıkları ürünlerin reklamını yapmaz, makam arabasının bagajından çıkarıp promosyon olarak dağıtmaz, şirketleri vergi affından yararlanmazdı. Başbakanlık makamında otururken şirket kurmazlardı.

Sayesinde bu günleri de gördük! Daha neler göreceğiz!

Emin Çölaşan, Hürriyet
25.03.2004

Konu ile ilgili sayfalar...
7/3/2017 - 15 Temmuz’un ilk entelektüel sonucu ...
9/20/2016 - Garip ilişkiler...
8/16/2016 - Mehmet Altan: Türkiye, 'İkinci Cumhuriyet' kavramına mecburen geri dönecek...
8/12/2016 - Batı’nın “Yeni Türkiye” kuşkusu ...
4/25/2016 - Siyasal İslam ve İkinci Cumhuriyet ...
Bütün başlıklar için tıklayınız