Medyada 2. Cumhuriyet > Mustafa Kemalcilere Karşı Ali Kemalciler...

Mustafa Kemalcilere Karşı Ali Kemalciler...

Atatürkçülük, Atatürkçü düşünce sisteminin gerçeğini, bilmeyenlere, anlamak istemeyen aymazlara anlatmaktır. Gerçi, bu aymaz yazarlar zaman zaman, kendilerinin de Kemalci olduğunu söylüyorlar. Ancak bir farkla: Onlar Ali Kemalci, bizler ise ödün vermez gerçek MUSTAFA KEMALCİ...

 

Atatürkçülük, Yüce Önder Atatürk'ün ilke ve devrimlerini doğru belleyip iyi özümsemek, uygulama ve sürekliliğini sağlamak amacında gerekeni her koşulda yerine getirmeyi kutsal vatandaşlık görevi saymaktır.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurtarıcı ve kurucusu yüce Atatürk ümüzü, Türk halkının gözünden ve gönlünden silmeye, ulusal birlik ve beraberliğimizi ayrıştırmaya ve bölmeye çalışan, iç ve dış düşmanların güdümündeki kendini bilmez, (cahil) ve aymaz işbirlikçi köşe yazarlarının hezeyanları, her gün artan bir dozda pervasızca devam ediyor.

Atatürk karşıtı şeriatçı yazarlarla el ele vermiş, kendine ikinci Cumhuriyetçi adını takmış; arkasını, tekelci medyanın parasal gücüne dayamış bu yeni, yetme sözde köşe yazarları, Atatürkçü halka, özellikle de onların sözcüsü durumunu üstlenmiş olan Cumhuriyet gazetesinin değerli yazarlarına kin kusmayı aralıksız sürdürüyorlar.

Hele bunlardan biri var ki, evlere şenlik. Gerçekte kimsenin ciddiye almadığı, magazin haberleri için satış olanağı bulunan tekelci medyanın bir ayağı. Son zamanlarda üstlendiği misyon ise Atatürkçü Cumhuriyetin anayasal kurumlarını halkın gözünden düşürmek için bazı Atatürkçü yazarları ile esas amacını perdeleyerek gerçekte Atatürk karşıtı yeni, yetme sözde köşe yazarları ile, ülkemizin anayasal değerlerini akıllarınca(!) yıpratmaya çalışmak. Başlığında Türklükten simge yerleştirip aslında, asla kurucusuna layık olmayacak biçimde, kimi haberleri ve köşe yazıları ile bu simgeyi silmeye çalışan yazı ve resimler yayarak amacını sergilemek. Örneğin Yüce Önderimizin ölüm yıldönümünde koyduğu resim ile, elinde, rakı bardağını anımsatan bir poz ile, halkı da enayi yerine koymak. Bu arada, düşünsel açıdan geniş bir yelpaze görünümünü vermek için birkaç Atatürkçü yazara sütunlarını açıp aslında bu değerli yazarları esas özgörevi (misyonu) adına perdeleme amacı ile kullanmak...

Bu tür aymazlıklardan biri, rastlantı olarak başlığı ile gözüme takılan, aslında bu gazetede kimsenin pek okuduğunu bile sanmadığım, basın dünyasının başka yerlerinde adı duyulmamış, iddiaları ve çarpık düşünceleri kendine özgü (23 Kasım 2004 tarihli) köşe yazısı ile sergilenmiş.

Yazar, bu yazısında, Cumhuriyet gazetesinin değerli yazarlarına çatmak, aslında, Atatürk'ü her zaman olduğu gibi, aklınca eleştirmek için üşenmeden baştan aşağı yalan yanlış bir sütun doldurmuş, gerçekle hiç ilgisi, özellikle de kendilerine haksız eleştiride bulunmak için bahane saydığı bir olayı ele alarak, bu değerli yazarlara akla gelmedik hakaretler yağdırarak sonunda amacını kusuyor: Atatürkçülük ve Kemalizm yok ve de hiç olmadı!

Böylesine aymazca ve sıkılmadan bir tümce yazmak, aslında Türkiye Cumhuriyeti'nin, Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı düşünce sistemine pervasızca hakaret yanında, Atatürk ilke ve devrimlerine bağlılığı yaşam koşulu sayan Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na da ters, gerçek bir suçtur. Yazısının başlığında, başkalarını suç işlemiş gibi anlatarak, asıl en büyük suçu kendisi işlemektedir.

Aynı gazetenin bu görüşteki başka bir köşe yazarı da, bir süre önce, Türkiye'nin bütün düşünürlerine aynı pervasızlıkla hakaret edip, yine bir başka yazısında, Cumhuriyet ve Atatürk karşıtı, kaçak şeriatçı Fethullah 'ı yirminci yüzyılın en büyük düşünürü olarak ilan etmedi mi?

Aynı gazetenin başyazarı(!) da kısa bir süre önce hiç gereği yok iken Cumhuriyet gazetesinin başyazarına saldırıda bulunmadı mı? Elbette, Cmmhuriyet'in değerli yazarları bu aymazca karalamaları ciddiye alıp da onlara yanıt verme gereğini bile -haklı olarak- duymuyorlar.

Ancak, onlar ve çevresi suskun kaldıkça, 1920 Türkiyesi'nin Ali Kemal ci gazetecilerine benzemeye çalışan bu kişiler, saldırılarının dozunu da arttırıyorlar.

Cumhuriyet okurları CUMOK'lara da birkaç sözüm var. Kapalı toplantılarda açık büfe sohbetleri yerine, sizlere, bu yayınlara karşı eylem yapmak görevi düşmüyor mu?

Örneğin, bu tür gazeteleri boykot edip, halkın bunları alıp okumaması için bir kampanya başlatamazlar mı? Atatürkçü derneklere gidip, bunların daha aktif çalışması için onları uyaramazlar, söyleşilere ve etkinliklere katılamazlar mı?

Atatürkçülük (Kemalizm) Yüce Önder Atatürk'ün düşünce ve eylemlerini, ilke ve devrimlerini doğru belleyip, iyi özümsemek, uygulama ve sürekliliğini sağlamak amacında gerekeni, her koşulda yerine getirmeyi kutsal vatandaşlık görevi saymaktır.

Atatürkçü düşünce sisteminin gerçeğini bilmeyenlere, anlamak istemeyen aymazlara anlatmaktır. Gerçi, bu aymaz yazarlar zaman zaman, kendilerinin de Kemalci olduğunu söylüyorlar.

Ancak bir farkla: Onlar Ali Kemalci, bizler ise ödün vermez gerçek MUSTAFA KEMALCİ...
 

Bahir M. Erüreten, Cumhuriyet
26.11.04

Konu ile ilgili sayfalar...
7/3/2017 - 15 Temmuz’un ilk entelektüel sonucu ...
9/20/2016 - Garip ilişkiler...
8/16/2016 - Mehmet Altan: Türkiye, 'İkinci Cumhuriyet' kavramına mecburen geri dönecek...
8/12/2016 - Batı’nın “Yeni Türkiye” kuşkusu ...
4/25/2016 - Siyasal İslam ve İkinci Cumhuriyet ...
Bütün başlıklar için tıklayınız