Medyada 2. Cumhuriyet > Ara rejim çuvallıyor

Ara rejim çuvallıyor

BAZI şeylerin adını koyma zamanı geldi.

Yaşadığımız dönem bir “ara rejim”dir.

Postmodern bile değil, arkaik bir ara rejimdir.
Ve bu “ara rejim” fena halde çuvallamaktadır.
Dikişleri atmakta, hiçbir yırtığı yama tutmamaktadır.
* * *
Hangi ideallerle yola çıktık, hangi istasyonda trenden atıldık?
- Halkın tamamının temsili esasına dayalı bir demokrasi ideali ile yola çıktık; yüzde 10 barajını bile indiremedik.
- Rahmetli Özal’ın “Federasyon dahil her şeyi tartışalım” cümlesinden yola çıktık. Süleyman Demirel ve Erdal İnönü’nün “Kürt realitesini tanıyoruz” cümlesiyle iki adım daha attık. Erdoğan’ın “Kürt sorunu vardır” cümlesiyle gerçekçi bir teşhis yaptık. Bugün ise aynı Erdoğan’ın ağzından “Kürt sorunu yoktur” cümlesine saplandık.
- Ergenekon davasında “Darbecileri yargılayacağız” teziyle yola çıktık; geldiğimiz nokta, AK Parti muhaliflerinin yargılandığı bir dava oldu.
- “Batı demokrasilerinde hangi özgürlükler varsa bizde de o olacak” sloganıyla yola çıktık; geldiğimiz nokta özgürlüklerin en temeli olan “ifade özgürlüğünü” utanılacak bir seviyeye indirgemek oldu.
- “Özgür insanların ülkesini kuracağız” diyerek trene bindik; o tren, demokrasinin bütün istasyonlarını pas geçen korku trenine dönüştü.
- Herkesin istediğini özgürce söyleyebileceği bir ülke hayal ettik, insanların telefonda bile istediğini rahatça söyleyemediği bir rejim kurduk.
- “Şiir okuduk hapse atıldık” şikâyetiyle iktidara geldik, kitapları daha basılmadan imha eden bir rejim kurduk.
- “Tarafsız bir yargı” kuracağız diye yürüyüşe geçtik; aynı mahkeme heyeti üyelerinin birbiriyle kanlı bıçaklı hale geldiği kutuplaşmış bir adalet kâbusuna ulaştık.
- Arap baharının meydanlarındaki halklara örnek olacağız diye yola çıktık; gösteri yapan gençlerin yaka paça içeri alınıp, 10 yıla kadar ağır ceza istemleriyle yargılandığı bir rejime geldik.
- Askeri vesayeti ortadan kaldıracağız diye yola çıktık, daha korkutucu bir sivil vesayete yakalandık. Asker devletinden kurtulduk, polis devletine esir olduk.
- “Devletin kozmik odalarını açacağız” diye yola çıktık, “üniversite sınavının şifrelerini” perdelemeye çalışan bir zihniyete geldik.
- Kısaca, “Birinci Cumhuriyet”i bitirip, “İkinci Cumhuriyet”e geçtiğimizi zannettik, bir “ara rejime” geçtik.
* * *
Sonuç;
“İkinci Cumhuriyet” girişimi maalesef başarısız olmuştur.
Çünkü Türkiye’nin demokrat insanlarının kafasındaki “İkinci Cumhuriyet” modeli, “Otoriter Baba”, “kontrolsüz ve şahsileştirilmiş güç” temeli üzerine kurulu değildi.
Yeni bir cumhuriyet anlayışını özleyen insanlar, “çoğunlukçuluk değil, çoğulculuk esası” üzerine kurulu; asker veya polis değil, adil ve tarafsız yargı ile korunan bir “kurumlar demokrasisi” hayal etmişlerdi.
Geldiğimiz nokta ise, kurumları sıfıra indiren, “Ben ne diyorsam o” egosuyla mücehhez otoriter bir başkanlık ideali oldu.
Kısaca “İkinci Cumhuriyet” akim bir teşebbüs olarak tarihimizin hiç de parlak olmayan bir sayfasına yazılmıştır.
Teşhis buysa, önümüzdeki hedef artık, “İkinci Cumhuriyeti” değil, “Üçüncü Cumhuriyeti” kurmaktır.
Türkiye’yi Türkiye yapan bütün özellikleri içine alan; onların katılımıyla hazırlanmış; kişilere göre değil, kurumlara göre düzenlenmiş bir anayasa.
Korku imparatorluğunu yıkan; insanları özgür kılan; devleti şahsiyet temerküzünden kurtaran, gerçek bir demokratik rejim.
Kurtuluş Savaşı’nı veren “Kurucu babalarının” tarihi rolünü inkâr etmeyen; Adnan Menderes’in, Süleyman Demirel’in, Bülent Ecevit’in, Turgut Özal’ın yaptığı katkıları saygıyla anan;
Ve tabii ki, AK Parti’nin, Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan’ın, askeri vesayetin kaldırılmasındaki rolünü de unutmayan;
Gerçek bir demokrasi ve “Üçüncü Cumhuriyet”...

 

Ertuğrul Özkök, Hürriyet

21.04.2011

Konu ile ilgili sayfalar...
7/3/2017 - 15 Temmuz’un ilk entelektüel sonucu ...
9/20/2016 - Garip ilişkiler...
8/16/2016 - Mehmet Altan: Türkiye, 'İkinci Cumhuriyet' kavramına mecburen geri dönecek...
8/12/2016 - Batı’nın “Yeni Türkiye” kuşkusu ...
4/25/2016 - Siyasal İslam ve İkinci Cumhuriyet ...
Bütün başlıklar için tıklayınız