Medyada 2. Cumhuriyet > 30 Ağustos, Laiklik ve Demokrasi...

30 Ağustos, Laiklik ve Demokrasi...
 

30 Ağustos 1922, akla ve bilime dayalı "aydınlanma devrimi "nin başlama sürecidir...

Önceki akşam, Akdeniz 'de bir kıyı kasabasında, dostlarla gecenin yıldızlı alevi içinde sohbet ederken dünü ve bugünü konuştuk...

Gençler ve orta yaşlılar aynı mekânda Türkiye'de ortaya çıkan fotoğrafı, Çankaya kuşatmasını tartıştık. 22 Temmuz seçim sonuçlarını, CHP'yi masaya yatırıp "suçlu" yu bulmaya çalıştık...

Toplum olarak çağın neresindeydik? Cumhuriyet'in 100. yılı dolmadan niçin laik ve demokratik Cumhuriyet'i eleştiriyorduk? Bu ülkenin gerçek aydınları, yazarları, bilim insanları neden seslerini duyuramıyorlardı?..

Atatürk ve laik cumhuriyet düşmanı Necip Fazıl Kısakürek'in öğrencisi Abdullah Bey , Çankaya'ya çıktığı gün, laikliği irdelerken din ve inanç özgürlüğünü hangi amaçla öne çıkarmıştı?..

Laiklik ve demokrasi, hak ve özgürlükleri kapsayan yaşama biçimidir. Oysa Abdullah Bey, "sıkmabaş" ı "kara çarşaf" ı, "tarikatlar" ı, özgürlük alanı algılayıp farklı yaşam biçimi olduğunu söylüyordu...

Canım sıkkın, içimde hüzün dalgaları çoğalırken masadaki dostlardan birisi uyardı:

"Niye bu denli umutsuzsunuz?"

O soruyu Akçay 'da ve Dikili 'de de sormuştu dostlar...

2007 Türkiye'sinde tarikatların, din bezirgânlarının, ABD ve AB'nin şemsiyesi altında devleti kuşatan düşünce, toplumu nereye götürecekti?

Malezya, Endonezya, Pakistan, İran, Suriye...

Hangi İslamcı modeli seçecekti Türkiye?

Neydi Abdullah Bey'in farklı yaşam biçimleri?..

İran modeli miydi, yoksa Endonezya modeli mi?

***

Karmaşık duygularımın yoğunlaştığı bir gecenin ışığında, tüm hüzünleri topladığımın farkına vardım birden.

Suyun üzerinde kırlangıçlar mı kanat çırpıyordu, yoksa martılar mı , bilmiyorum...

Sığ sulardaydık, kan ısısındaydık!

Unutkan bir toplum olmuş, Sıvas katliamını, faili meçhul cinayetleri, devlet içindeki örgütlü çeteleri , Hizbullah'ın mezar evlerini, PKK vahşetini unutmuştuk!..

30 Ağustos 1922...

Büyük Taarruz ve Kurtuluş...

9 Eylül sabahı İzmir...

Saat gece yarısını çoktan geçmişti ve sohbetimiz bitmemişti...

Bir çiçek bahçesinin içindeydim...

Her aşk, özgürlük getirir yaşama...

Karanlıkta yürümek zordur, zordur sevdanın, yüreğin coşkusunu anlamak. Zordur Pablo Neruda akşamlarında kaçak düşlerle avunmak.

Sohbet bitti, otele döndüm...

Havuz başında oturdum bir süre...

Sevgili arkadaşım gazeteci Şakir Süter 'in genç yaşta ölümü yüreğimi acıtmıştı.

Ne zaman görmüştüm en son Şakir'i?

CHP lideri Deniz Baykal 'ın İstanbul'daki yemeğinde. Hastaydı ve inatla yazılarını sürdürüyordu Akşam gazetesinde.

Gazeteci böyle ölür dostlar!

Tıpkı ağaçlar gibi ayakta ölür gazeteciler...

İşte bu nedenle çevrelerine mutluluğu değil, hüznü aktarırlar...

Gözleri sis içinde, ıslaktır onların.

Biliyorum, yine daldan dala kondum, konudan konuya geçtim.

***

Havuz kıyısında karmakarışık duygular içindeyim...

New York Times ne diyor Çankaya için:

"Laik devlet yapısının 84 yıllık iktidarına son verildi."

Washington Post:

"Ordu ya darbe yapacak ya da laik devlette yükselen siyasal İslama alışacak."

Etnos gazetesi:

"İslamcı Gül, Atatürk'ün tahtında. Kemalistlerin barınağı çöktü."

La Republica:

"Şimdi AB daha uzak, çünkü Türkiye deri değiştiriyor."

Ben nasıl umutlu olabilirim dostlar, nasıl coşkulu yaşayabilirim?

Türkiye Malezya mı olacak, yoksa Endonezya mı?

Laiklik olmadan demokrasi olmaz ama demokrasi olmadan laiklik olur!

Nasılsınız Kenan Paşa , nasılsınız 12 Eylül cuntacıları?

Laik sistemin altını siz oydunuz ve 27 yıl sonra da sistem çökmeye başladı.

Türkiye'yi Atatürk 'ün adını kullanarak bu hale getirdiniz!..

Yazıklar olsun size!..
 

Hikmet Çetinkaya, Cumhuriyet
31.08.2007

Konu ile ilgili sayfalar...
7/3/2017 - 15 Temmuz’un ilk entelektüel sonucu ...
9/20/2016 - Garip ilişkiler...
8/16/2016 - Mehmet Altan: Türkiye, 'İkinci Cumhuriyet' kavramına mecburen geri dönecek...
8/12/2016 - Batı’nın “Yeni Türkiye” kuşkusu ...
4/25/2016 - Siyasal İslam ve İkinci Cumhuriyet ...
Bütün başlıklar için tıklayınız