Medyada 2. Cumhuriyet > İkinci cumhuriyet basınından çağrışımlar

İkinci cumhuriyet basınından çağrışımlar

ÜMİT KARDAŞ * / Tarihte yaşanan insani trajedileri araştırmaya meraklı ,koleksiyoncu dostum İrfan Yalın, 26.Ekim.1961 tarihli Hayat Dergisi’nin 44. sayısından sayfalar ile,14.Temmuz.1960 tarihli Hürriyet Gazetesi’nin ana sayfasını önüme koyarken bir taraftan dikkatimi yaşadığımız acılara,zaman kayıplarına ve geldiğimiz noktaya çekiyordu...

 

Tarihte yaşanan insani trajedileri araştırmaya meraklı ,koleksiyoncu dostum İrfan Yalın, 26.Ekim.1961 tarihli Hayat Dergisi’nin 44. sayısından sayfalar ile,14.Temmuz.1960 tarihli Hürriyet Gazetesi’nin ana sayfasını önüme koyarken bir taraftan dikkatimi yaşadığımız acılara,zaman kayıplarına ve geldiğimiz noktaya çekiyordu. Hayat Dergisi’nin kapağında Ankara’daki Zafer Anıtı fotoğrafının yanında şu cümle yer almış.”İkinci Cumhuriyet milletimize hayırlı ve başarılı olsun” İkinci Cumhuriyet “ nitelemesi, Türk siyasal yaşamında ilk defa 27 Mayıs Hareketi ve 1961 Anayasası ile başlayan dönemi ifade etmek için ,daha çok askeri darbeyi meşrulaştırmak , yapılan eylemi Cumhuriyetin ilanı kadar değerli kılmak amacıyla yapılmıştır.Devlet Başkanı Cemal Gürsel ,1961 yılını İkinci Cumhuriyet'in kuruluş yılı olarak ilan ediyor, başkanlığındaki hükümetin görevini de “teminatlı bir demokratik nizam içinde, hakka, adalete, hürriyete, eşitliğe ve fazilete dayanan İkinci Cumhuriyet'i kurmak” olarak açıklıyordu.1960 askeri darbesinden sonra hazırlatılan anayasa tasarısı ,27/05/1961 tarihinde Kurucu Meclis tarafından kabul edildi,09/07/1961 tarihinde halkoylamasına sunuldu.Halkoylamasında kabul edilen anayasa 20/07/1961 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.15/10/1961 tarihinde ise genel seçimler yapıldı.Söz konusu dergi genel seçimlerden hemen sonra yayımlanmış.Derginin ilk sayfasında yer alan sandık başlarında çekilmiş fotoğrafların başındaki başlık “ İkinci Cumhuriyet’in İlk Seçimi Nasıl Yapıldı ?” şeklinde atılmış.Derginin aynı zamanda sahibi olan Şevket Rado 5. Sayfada yer alan “Yeni Döneme Girerken” başlıklı yazısında “İkinci Cumhuriyet” nitelemesini birden çok kez  şu şekilde kullanıyor.” İkinci Cumhuriyet’in eşiğine ayak basıncaya kadar politikacılar birlikten,beraberlikten,kardeşlikten çok bahsettiler.Ama bunları hep halktan,bizlerden istediler.”Rado, halkın seçimlerde tek partiye iktidar vermediğini,dört partiyi memleket idaresinde birlik olmaya davet ettiğini belirterek “ İkinci Cumhuriyet’in eşiğinde particiler,milletin ortaya çıkan bu isteği karşısında ne yapacaklarını,canları sıkılarak düşünmektedirler.” demektedir.Yazar yazının son paragrafını şöyle bitirmektedir.”Büyük gayretlerle kurmaya çalıştığımız İkinci Cumhuriyet’in selameti,memleketin refah ve saadeti buna bağlıdır.” Ordunun genç subaylar diyebileceğimiz kesimi, generalleri tasfiye ederek, siyasetin,medyanın,üniversitenin bir kısım unsurlarıyla toplumu ve siyaseti merkezden ve tepeden inşa ederken aslında cumhuriyetin paradigmasını güvence altına alıyordu.Militarist bürokratik rejimin yolları açılırken ordunun radikal unsurları 1962 ve 1963’te iki darbe teşebbüsünde bulunmuşlardı.Darbe teşebbüsünün liderleri olan Albay Talat Aydemir ve Bnb.Fethi Gürcan 1964’ yargılanarak idam edilmişlerdir.1961 Anayasası,  özgürlükler konusunda  ileri düzenlemeler barındırsa da 12 Mart 1971’de özgürlüklerin fazla geldiği ileri sürülerek üzerlerine şal örtülmüş, hak ve özgürlükleri sınırlama nedenleri çoğaltılarak “devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü” gibi soyut ,muğlak  sınırlamalar getirilmiş,böylece cumhuriyetin demokratikleşmesine geçit verilmemiştir.12 Eylül 1980 ise cumhuriyetin anlam kazanabileceği demokrasi bağlamında tam bir irticai harekettir.Bu süreç 28 Şubat post-modern darbesi ve 27 Nisan e-darbesiyle bugüne kadar gelmiştir.Artık toplumun ve siyasetin merkezden ve tepeden  inşa edildiği sürecin sonuna gelinmiştir.Toplum siyasetin ilke ve kurumlarını yeni bir paradigmayla ve anayasa aracılığıyla aşağıdan yukarıya doğru inşa edecektir.Cumhuriyeti numaralandırmaya gerek bulunmamaktadır.Paradigma demokrasi,özgürlükler ve hukuk güvenliği yönünde değişeceğinden cumhuriyetin niteliği Yeni Demokratik Cumhuriyet olmalıdır.

                      
Hayat Dergisi bu çağrışımları yaratırken14.Temmuz.1960 tarihli  Hürriyet Gazetesi’nin ana sayfasındaki “Kürt yok,Türk vardır” başlıklı haber İkinci Cumhuriyet’in zihniyetinin birinciden farklı olmadığını göstermekteydi.Haber gazetede aynen şöyle yer alıyor. “Tarih öğretmenlerinden F.Kırzioğlu tarafından bu akşam Türkocağında verilen bir konferansta; Kürtlerin aslında Türk ırkından oldukları tarihi vesikalara ve kitabelere dayanılarak ispat edilmiştir.Milli Savunma Bakanı Fahri Özdilek,Garnizon Kumandanı Tümgeneral Cemal Madanoğlu ve Milli Birlik Komitesi üyeleriyle kalabalık bir topluluk tarafından merakla takip edilen konferansında Kırzioğlu ,Rusların Önasya’yı parçalamak için bir Kürtçülük meselesini nasıl ihdas ederek yaşattıklarını anlatmış,Kürtlerin,Türk ırkından geldiklerini;Sakaların bir kolu olan Karduk Kavmine mensup bulunduklarını ispatlamıştır.Konferans bittikten sonra,Milli Birlik Komitesi üyeleri,bu dava hakkında ne yapılması gerektiğini sormuş;sözcü de bunun üzerine Erzurum Üniversitesinde Türkçülük ile ilgili çalışmalar yapılmasını,böylelikle Rusların menfi faaliyetlerinin önlenebileceğini söylemiştir.Bunun üzerine Komite üyeleri de bu konuda gerekli kararların alınacağını bildirmişlerdir.” 12 Eylül’de, Diyarbakır sıkıyönetim bölgesindeki gözaltı merkezlerinde ve Diyarbakır Askeri Cezaevi’nde Kürtlere karşı insanlık onuruyla bağdaşmayan işkence uygulamalarının yapılması,işkenceler sonucu ölümlerin ve sakatlıkların meydana gelmesi bunun sonucu PKK’nın güçlenerek Kürt milliyetçiliğinin radikalleşmesi ve her iki tarafta genç insanların ölümlerinin artması bu zihniyetin eseridir.

                  
Ve nihayet dostumun önüme koyduğu bir başka gazeteye bakıyorum.09.Ağustos.1962 tarihli  haftalık Adalet isimli gazetenin “Babıali Komünistleri” isimli yazı dizisinin Aziz Nesin başlıklı bölümünde Nesin’in Yeni Başdan Gazetesi’ndeki yazılarıyla ilgili hakkında görülen davalara ilişkin bilirkişi raporundan bir alıntı yapılıyor.Doç.Dr.Sahir Erman ve Doç.Dr.Tarık Zafer Tunaya’dan oluşan bilirkişi heyetinin Nesin’in yazıları hakkında vardığı sonuç şöyle: “Netice: Yukarıda takip ettiğimiz müşahedelere müsteniden heyetimiz Yeni Başdan gazetesinin sözü geçen sayılarında Leninizm ile ikmal edilmiş bir Marksizm propagandası bulunduğuna kanidir.4 sayı içinde propagandası yapılan doktrini müesses hukuki,içtimai,siyasi,iktisadi nizamı DEVİRMEYİ ve bir sınıfın diğeri üzerinde tahakkümünü tesis etmeyi telkin edebilecek mahiyette bulunduğu kanaatine varmış bulunmaktayız.”Gazetenin ana sayfasına baktığımda bir haber daha ilgimi çekiyor.Haberden anladığıma göre hallaç vatandaş dükkanında asılı olan Adnan Menderes’e ait resmi sivil polislerin uyarısı üzerine indirmeyince kendini mahkemede buluyor.

                
Ne dersiniz İkinci Cumhuriyet’ten bu yana ilerlemiş miyiz ? Yoksa 40 yıldır yerimizde mi sayıyoruz ?   Eski gazeteler bir hazine.Sağ ol dostum !  

 

Emekili Askerî Hakim

Taraf, 02.04.2011

Konu ile ilgili sayfalar...
7/3/2017 - 15 Temmuz’un ilk entelektüel sonucu ...
9/20/2016 - Garip ilişkiler...
8/16/2016 - Mehmet Altan: Türkiye, 'İkinci Cumhuriyet' kavramına mecburen geri dönecek...
8/12/2016 - Batı’nın “Yeni Türkiye” kuşkusu ...
4/25/2016 - Siyasal İslam ve İkinci Cumhuriyet ...
Bütün başlıklar için tıklayınız