Medyada 2. Cumhuriyet > Anayasalar, “Kutsal Kitap” değildir; değişir, değiştirilirler...

Anayasalar, “Kutsal Kitap” değildir; değişir, değiştirilirler...
 

Yeni Anayasa, kuşkusuz, önümüzdeki dönemin “en heyecanlı” gelişmesi. Daha da önemlisi, Türkiye’de kim “statüko yanlısı”, kim “değişimden yana”; bunu görüntüleyecek en şaşmaz ölçü olacak. Bu ölçüyü, “Yeni Anayasa”ya ilişkin tartışmalar ve tavırlarda elde edeceğiz.
 

Bu “statüko” ya da “değişim” yanlılığı, sadece “Yeni Anayasa”nın içeriğiyle değil, “yazılım ve benimsenme yöntemi”yle ilgili tartışmalarda da kendisini gösterecek. Bir süredir “Anayasa böyle yazılmaz” söylemini işitiyoruz. “Yöntem”e ilişkin haklı bir itiraz gibi görünüyor. Hatta, TÜSİAD bile üstü kapalı biçimde aynı itiraza iştirak ediyor.

Bu, pek geçerli bir itiraz değil, çünkü, “yöntem” açısından bugüne dek hiçbir yanlış yapılmadı. Tayyip Erdoğan, daha seçimlerden önce, Türkiye’nin en saygın anayasa hukukçularından biri olan Prof. Dr. Ergun Özbudun başkanlığında bir heyete, “taslak” hazırlanması için istekte bulunmuş ve onlar da aylardır böyle bir “taslak” için çalışmışlar.

Aslında hazırladıkları “taslağın taslağı”; zira yaptıkları çalışma şu sırada Ak Parti Komisyonu’na gidecek, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın katılacağı toplantılardan sonra “Ak Parti’nin Yeni Anayasa taslağı” ortaya çıkacak.

Diğer siyasi partilerle, toplumla, özellikle sivil toplumla paylaşılması ve “Yeni Anayasa taslağı”nın ortaya çıkması, ancak, bundan sonra söz konusu olacak. Ve, son hali TBMM’den geçmek ve muhtemelen halk oylamasına gitmek durumunda.

Yani, ortada herhangi bir “yöntem sakıncası” yok.

 

*** *** ***

 

“Statükocular korosu”nun kaygısı, “Yeni Anayasa” ile “Atatürk Cumhuriyeti”nin sona ermesi ve “İkinci Cumhuriyet”in adı konmadan ilan edilmesi olarak sunuluyor. Tabii, her zaman olduğu gibi, Atatürk adı, Türkiye’nin geleneksel iktidar sahipleri için, “imtiyazlarını kaybetme ihtimali”ne karşılık kullandıkları bir sığınak.

“Eski elit” bu sığınağını, tüm topluma bir “tapınak” gibi dayatılıyor.

Oysa, ortada, ne “Atatürk Cumhuriyeti”ne nokta konması var, ne “İkinci Cumhuriyet’in başlatılması” söz konusu. Hatta, Yeni Anayasa taslağındaki en temel hükümlerde, 1982 askeri darbe anayasası yerine, 1924 Anayasası’na, yani Atatürk döneminin hükümlerine geri dönülmesi, “Atatürk Cumhuriyeti”ni ”referans” almak olarak da pekala görülebilir.

Mesele, Türkiye’nin sırtından 1982 Anayasası adındaki “deli gömleği”nin çıkartılması, 21.Yüzyıl’a ve Türkiye’nin hedeflerine uyan bir “hukuk kıyafeti”nin benimsenmesi.

Bu arada, “Yeni Anayasa” taslak taslağında “zorunlu din derslerinin kaldırılması”na ve devletin “çocukların eğitim alanında ebeveynin dini ve felsefi inançlarını dikkate almak” zorunda olduğuna dair hükümler, “laiklik ilkesi”ni 1982 Anayasası’nda olduğundan daha doğru ve daha sağlam biçimde oturtmak olarak yorumlanabilir.

Yeni Anayasa kavramıyla ilgili asıl “sorun”, buralarda değil. “Değiştirilemez maddeler”de yapılacak değişikliklerde.

 

*** *** **+

 

Anayasalar, “Kutsal Kitap” değillerdir. Toplumların ve dünyanın belirli bir evresinde tabi olunacak “ana hukuk kuralları”nı ifade ederler. İnsan yapımıdırlar. “Kutsal Kitap”lar ise, inananlar nezdinde Allah kelamıdır. “Kutsal Kitap” ayetleri değişmez ve değiştirilemez. Olsa olsa, çağa göre “yeniden yorumlanabilir”ler “içtihat”lara zemin teşkil ederler.

Hiçbir anayasanın “değiştirilemez” ve hatta “değiştirilmesi teklif dahi edilemez” maddeleri” olamaz. Anayasaların, “usulüne göre” her maddesi değiştirilebilir. Anayasaları, yasalar ve diğer hukuk metinlerinden farklı kılan, değiştirilmelerinin son derece zor olmalarıdır, ki, 1982 Anayasası’nın toplumun üzerine geçirilmiş bir “deli gömleği” olduğu konusunda neredeyse bir “konsansüs” bulunmasına rağmen, çeyrek yüzyıldır yürürlükte olması, söz konusu “değiştirilme zorluğu”na işaret eder.
Artık, “değişme” zamanı gelmiştir. 2007 Seçimleri’nin birilerine “karalar bağlatan” tablosu ve sonuçlarıyla gelmiştir. Toplumun büyük bölümü “Yeni Anayasa”dan yanadır. İktidar partisi, yeni bir anayasanın halk oyuna sunulması için gerekli 330 milletvekilinin üzerinde güce sahiptir. “Yöntem”de bugüne dek hata yapılmamıştır ve “Yeni Anayasa taslağı”nı önümüzdeki aylarda tartışa tartışa, önümüzdeki yıl oylayacak ve bir yeni ve 21.Yüzyıl’a uygun bir Anayasa’ya kavuşacağız.

Yeni Anayasa’nın gerçekten “yeni” ve “çağdaş” olmasının ölçüsü, 1982 Anayasası’nın “değiştirilemez” hükümlerinin değiştirilmesi ve dünya hukuk tarihinde görülmemiş biçimde “değiştirilmesi teklif dahi edilemez” hükmünün kaldırılması olacaktır.
 

Cengiz Çandar, Referans
14.09.2007

Konu ile ilgili sayfalar...
7/3/2017 - 15 Temmuz’un ilk entelektüel sonucu ...
9/20/2016 - Garip ilişkiler...
8/16/2016 - Mehmet Altan: Türkiye, 'İkinci Cumhuriyet' kavramına mecburen geri dönecek...
8/12/2016 - Batı’nın “Yeni Türkiye” kuşkusu ...
4/25/2016 - Siyasal İslam ve İkinci Cumhuriyet ...
Bütün başlıklar için tıklayınız