Medyada 2. Cumhuriyet > İkinci Cumhuriyet

İkinci Cumhuriyet

Cumhurbaşkanı ve Meclis Başkanı, Cumhuriyet'in 'bir tek' olduğunu Hürriyet'e açıklamışlar. Gazete bunu manşetten duyurmuş: endişe etmemize gerek yok, Cumhuriyet'in bölünmez bütünlüğü yetkili ağızlardan doğrulandı.
Nedir bu 'Birinci Cumhuriyet/İkinci Cumhuriyet' kavgası? Şu sıra Fransa 'Beşinci Cumhuriyet' döneminde yaşıyor; bu adlandırma, Fransa toplumunun kendi adlandırması, düşmanların yakıştırması falan değil, kimsenin de bundan tedirgin olduğu yok. Niçin Türkiye'de 'İkinci Cumhuriyet' denildiğinde birileri çok kızar, tedirgin olur?
Örneğin 1923-46 arasının tek-partili rejiminden çok-partili, dolayısıyla daha sahici bir rejime geçişi anlatmak için de 'İkinci Cumhuriyet' denebilirdi -o tarihte birinin aklına böyle bir şey gelmiş olsaydı. Fransa, dördüncüden beşinciye, de Gaulle'ün müdahalesi ve 'yarı başkanlık' sistemini getiren yeni anayasa ile geçmişti. Fransa'da bu 'Beşinci' demek için yeterli sayılıyorsa, buradaki 27 Mayıs da, 12 Eylül de, 'Üçüncü' ve 'Dördüncü' denmesi için yeterince önemli aşamalar sayılabilirdi.
Türkiye'de 'İkinci'den kasıt, her şeye müdahale eden, topluma kışla muamelesi çeken otoriter devlet ve onun kurumlarıyla oluşan bir toplumdan, devletin, bireyin mutluluğunun hizmetinde olduğu demokratik bir toplum düzenine geçiş. Bugünün dünyasına baktığımızda, bu iki düzenden hangisi daha 'ileri', daha 'çağdaş'?
Herhalde ikincisi. Öyleyse, her cümleye 'çağdaş' kelimesiyle başlayanlar niçin 'İkinci Cumhuriyet' nitelemesinden bu kadar rahatsız?
80 sonrası Türkiye'nin bir numaralı çelişkisi, sorunu, açmazı, ne diyecekseniz, bu sorunun kapsamı içinde. Çünkü '80', askeri darbe ortamında bu devletin, devlet olarak yukarıda ancak birkaç kelimeyle değindiğim varlık biçimini devamlı kılmak üzere, demokrasiyi kapı dışarı ettiği tarihtir. 'Batılılaşma' hedefini, Batı demokratik olduğu için, bitirdiği ve gündemden çıkardığı tarihtir.
'İkinci Cumhuriyet' dendiğinde, kendilerini bunun muhatabı olarak bilen ve bu nedenle alınanlar, konuyu toplumsallaştırma ve kendilerine yandaş bulmak için, 'Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet'e hakaret edildiğini ileri sürüyorlar. Kemalizm'in en net hedefi 'Batı' iken, Batı'yı düşman ilan ediyor Avrupa Birliği'ni kötülüyor, bu şekilde 'Atatürkçü' olabiliyorlar.
Dünyada, tarihte, 'gelişme' dediğimiz, 'evrim' dediğimiz olgular vardır. Britanya'da demokrasi Birinci Dünya Savaşı'na kadar bir türlüydü, bundan sonra başka türlü oldu. Fransa çok daha engebeli bir yoldan ilerledi. Ama Britanya Britanya olmaktan, Fransa da Fransa olmaktan çıkmadı. Ayrıca, uzun vadeli bakıldığında, geçen zaman demokrasiyi derinleştirdi, insanların zihninden anti-demokratik, anti-hümanist tortuları temizledi. Bunlar oldu diye kimse kökünden koptuğunu, 'yabancılaştığını' düşünmedi, hissetmedi.
Atatürk'ün kendi zamanında demokratik bir Cumhuriyet kurmanın koşullarının ne dereceye kadar var olduğunu ayrıca tartışırız. Tartışmak olumlu ve yararlıdır. Ama 'Daha demokratik bir Cumhuriyet olsun' denince, 'Vay! Atatürk'e ihanet!' diye zıplayanlar, Atatürk'ün işaret ettiği hedefe ulaşmak için mi böyle yapıyorlar, yoksa kendilerine göre yorumladıkları bir Atatürk 'heyula'sı yaratarak kurdukları bir iktidar mekanizmasının devamını sağlamak üzere mi davranıyorlar, bu soruyu sormak ve cevabını da ciddi ciddi düşünmek zorundayız. Tabii, bu soru sorulduğunda kendi durduğumuz yerin neresi olduğunu da.
 

Murat Belge, Radikal
15.09.2007

Konu ile ilgili sayfalar...
7/3/2017 - 15 Temmuz’un ilk entelektüel sonucu ...
9/20/2016 - Garip ilişkiler...
8/16/2016 - Mehmet Altan: Türkiye, 'İkinci Cumhuriyet' kavramına mecburen geri dönecek...
8/12/2016 - Batı’nın “Yeni Türkiye” kuşkusu ...
4/25/2016 - Siyasal İslam ve İkinci Cumhuriyet ...
Bütün başlıklar için tıklayınız