Medyada 2. Cumhuriyet > Liberallerin AKP'ye desteği

Liberallerin AKP'ye desteği

Türkiye'deki siyasal gelişmelerin geleceğine ilişkin tahminlerde bulunmak isteyenlerin sormaları gereken sorulardan biri şudur: Neo-İslamcılar ile liberaller arasındaki ittifak nereye kadar sürer?
Bu soruyu şöyle de sorabiliriz: Liberaller AKP'yi desteklemekten ne olursa vazgeçerler?
Bu destek kayıtsız şartsız mıdır?
Liberaller derken kendilerinden 'İkinci Cumhuriyetçiler', 'numaralı Cumhuriyetçiler', 'AB çocukları' gibi yaftalarla da söz edilen, siyasal konularda 'özgürlükçü' pozisyonlar alan ve genellikle Türkiye'nin Kemalist deneyimine olumsuz gözlerle bakan bir yazar ve düşünür grubundan söz ediyorum. Bunlar arasında sağdan gelenler var, soldan gelenler var, pek az sayıda da olsa hep o çizgide kalmış olanlar var; sayıları küçük, belirli bir örgütleri de yok, ama şu dönemde çok etkililer. AKP'nin Türkiye'de ve dünyada bu noktaya yükselmesindeki katkılarını kimse yadsıyamaz.
Bu katkı yeni anayasa hazırlanması sürecinde de devam ediyor. Zaten ön taslağı hazırlayan bilim insanlarının da bu kesimden olduğu söylenebilir. Yeni anayasa ön taslağının genel esprisinin 'liberal' olduğunu da belirtmek yanlış olmaz. Eminim, savunması da bu havada yapılacaktır.
Liberaller AKP'ye nasıl mı destek oluyorlar?
Her şeyden önce, siyasal manevra alanlarını genişletmek isteyen İslamcılara 'kavramsal yol açma' hizmeti sunarak. Daha doğrusu, onların yapacakları yolun çalı çırpıdan, engellerden arınmasını sağlayarak... Bu kesimin, başka türlü ifade edildiğinde kimilerine 'reaksiyoner' ve 'arkaik' gelebilecek olan hedeflerinin, 'demokrasi', 'özgürlük', 'insan hakları' gibi daha çağdaş ve evrensel terimlerle ifade edilmesine yardımcı olarak...
Sonuçta, o hedeflere meşruiyet ve çağdaşlık aşısı yapılmış oluyor. Liberallerin bunu düşüncelerinin gereği olarak mı, yoksa 'Kemalist' statükodan nefret ettikleri için inadına mı yaptıkları önemli değil. AKP yönetimi bu katkıdan çok yararlanıyor.
Liberalizm, içeriği ve terminolojisi ile, tam anlamıyla Batılı bir akımdır. Bizim liberallerimizin da Batı'nın etkili düşünce ve medya kuruluşlarıyla yakın ilişkileri var. Bu çok doğal, çünkü kavramsal olarak aynı dili konuşuyorlar. Buna karşılık, şimdi AKP içinde yer alan İslamcı kökenli kesim bambaşka bir kültürel ortamdan geliyor. Batı'nın etkili kuruluşlarıyla demokrasi konusunda İslam dünyasının zaten çok sınırlı olan kavramsal olanaklarıyla, 'muşaveret' ya da Medine Sözleşmesi gibi kavramlarla, iletişim sürdürebilmek fevkalade zor. Liberaller bu açıdan AKP'ye bir çeşit tercümanlık yapıyor, onların jargonunu Batıca'ya çeviriyorlar.
Batılılar da bu çeviriden memnun kalıyor, 'Bakın İslamiyetle demokrasi ne güzel bağdaşıyormuş!' gibi sonuçlara varıyorlar.
Özetle, AKP için liberallerin desteği çok önemli. Başlangıçta sorduğum soruya hâlâ yanıt veremedim: Liberallerin AKP'ye verdiği bu destek kayıtsız şartsız mı? Yoksa bir noktada bitebilir mi? O zaman ne olur? Bu soruların yanıtı bir başka yazıya kaldı.

 

Haluk Şahin, Radikal
22.09.2007

Konu ile ilgili sayfalar...
7/3/2017 - 15 Temmuz’un ilk entelektüel sonucu ...
9/20/2016 - Garip ilişkiler...
8/16/2016 - Mehmet Altan: Türkiye, 'İkinci Cumhuriyet' kavramına mecburen geri dönecek...
8/12/2016 - Batı’nın “Yeni Türkiye” kuşkusu ...
4/25/2016 - Siyasal İslam ve İkinci Cumhuriyet ...
Bütün başlıklar için tıklayınız