Medyada 2. Cumhuriyet > Farklı yorumlar dikkat çekti

Farklı yorumlar dikkat çekti

 

Yazılı basın Malezya'yı sayfalarında işlemeyi sürdürüyor. Hürriyet'te "AKP ile başlayan İslam bilincinin Türkiye'deki laikliği yok etmesini" isteyen Malezya'nın dini lideri Nik Abdülaziz ile yapılan röportaj yer alırken Milliyet, ülkeye giden yazarı Ece Temelkuran 'ın izlenimlerini aktarmaya devam etti.

Ezgi Başaran 'ı Malezya'ya gönderen ve hazırlanan yazı dizisinin ilk bölümünü önceki gün manşetine taşıyan Hürriyet'in dünkü sayısında da dizinin ikinci bölümü yine ilk sayfadan gösterildi. Kelantan eyaletinin Başbakanı ve Malezya'nın dini lideri Nik Abdülaziz 'le yapılan röportajın yer aldığı dünkü Hürriyet'te, Abdülaziz'in ifadeleri şöyle verildi: "Biz Kelantan eyaletinde İslamın bir devlet ideolojisi olabileceğini kanıtladık. Ilımlı olmasına gerek yok. İslam bankaları açtık ve Kelantan'daki bütün Müslümanların paralarını buraya yatırmasını zorunlu kıldık. Bu bankalarda faiz uygulanmaz, çünkü faiz haramdır. Yeni bir konut sistemi getirdik. Buna göre mimarlar her eve en az 3 oda yapmak zorunda. Biri ebeveyn için, biri erkek, biri kız çocuk için; çünkü onların aynı odada kalması İslama aykırı. Kelantan'daki sigara fabrikasını kapattık. Çünkü sigara içmek İslama aykırı. Devlet dairesinde çalışan bütün kadınların türban takması zorunlu. Siz ilk Müslaman laik devletsiniz ve bunu Mustafa Kemal Atatürk yaptı. Bana göre Atatürk'ün yaptığı İslam dinine aykırı. İslam devleti laik olamaz. İslam ve politika iç içe olmalıdır. Çünkü Hz. Muhammet aynı zamanda devlet başkanıydı."
 

' AKP YAVAŞ VE DERİNDEN İLERLİYOR'

Abdülaziz, AKP'nin uyguladığı birçok stratejiyi örnek aldıklarını da belirterek "Yavaş ve derinden ilerliyorlar. Orduyla ve AB'yle dengeyi kuruyorlar; kimseyi fazla sinirlendirmiyorlar. Çok iyi düşünülmüş, diplomatik bir stratejileri var. Ben onlarınkini Hz. Muhammet diplomasisine benzetiyorum" dedi. Abdülaziz, şu ifadeleri kullandı: "Müslümanlar ve gayrimüslimler Hudeybiye Antlaşması'nı imzalarken Hz. Muhammet ilk önece 'Bismillahirrahmanirrahim' kelimesini kullanmak istemiş. Fakat gayrimüslimler itiraz edince, antlaşma 'Tanrı'nın adıyla' diye başlamış. İmzasını da 'Muhammet Resulallah' diye değil, 'Muhammet' olarak atmış. AKP bu tarihi biliyor, çok iyi özümsemiş ve aynı diplomatik yöntemi izliyor. Umarım Türkiye'de AKP sayesinde alevlenen İslam bilinci, laikliği yok eder."

Milliyet gazetesinde bölgeye giden Ece Temelkuran'ın izlenimleri yayımlanmaya devam ederken yazı dizisinin yeni bölümü sürmanşetten "Malezya'da türban fonu" başlığıyla kullanıldı. Temelkuran'ın Malezya'daki laiklik hareketinin başını çeken avukat Malik İmtiaz ile yaptığı görüşmeden aktardığı noktalardan bazıları şöyle:

"Başta olup bitenleri ciddiye almıyorduk. 'Malezya Afganistan mı, İran mı olacak yani?' diye şakalaşıyorduk. Ama şimdi anayasal din özgürlüğünü savunduğum için şehirde benim resimlerimi 'Ölü olarak aranıyor' afişi yapıp dağıtıyorlar. Binlercesini... Hiçbirimiz bu kadar yakında olduklarını göremedik. Ilımlı İslam diye bir şey olmayacağını, isteklerini hep ileri götüreceklerini yeni anlıyoruz."
 

'NE LAİK NE TEOKRATİK'

Sabah'ta ise Naci Yavuz 'un hazırladığı "İşte Malezya Gerçeği" adlı yazı dizisinin dün yayımlanan son bölümünde, ülkedeki yargı sistemine dikkat çekildi. Yavuz, şu bilgileri aktardı: "Malezya anayasasında, laiklik vurgusunun yanında resmi din İslam vurgusu da var. Ülke dışarıdan laik görünüyor ama Fetva Konseyi'nin Müslümanlar için hayli yüksek yaptırım gücü düşünüldüğünde tam bir laiklikten bahsetmek mümkün değil. Hatta açıklamalarına bakılırsa; 'Malezya ne laik ne de teokratik bir devlettir' diyen Başbakan Abdullah Badawi bile ülkesi konusunda net bir karar verebilmiş değil! Ancak şeriat mahkemelerinin, anayasada İngilizlerden yadigâr laiklik maddesini zorlamaya başlamasıyla, ülkede İslam giderek daha tutucu bir biçim alıyor. Örneğin; en üst düzey sivil ve laik mahkeme olan Malezya Federal Mahkemesi, Hıristiyanlığa geçen Malezyalı bir kadının yeni dinini kimlik kartına resmen yazdırma girişimini, şeriat mahkemeleri üzerinde karar verilemeyeceği gerekçesiyle reddedebiliyor."
 

MUHTAR'DAN İKİNCİ CUMHURİYETÇİLERE ELEŞTİRİ

Vatan gazetesi yazarı Reha Muhtar ise dün köşesinde kendini "2. Cumhuriyetçi" olarak tanımlayan yazarları ve gazetecileri eleştirerek Sabah ve Yeni Şafak gazeteleri ile Aktüel dergisinin Malezya'yı kötü sayılamayacak bir ülke olarak, olumlayarak yansıtmasına tepki gösterdi. Muhtar söz konusu yazarlara; "Hürriyet'teki Malezya fotoğraflarında 7 yaşındaki tesettürlü ilkokul çocuklarının fotoğrafları var. Bu çocukların bu yaşta tesettüre girmeleri, sonra da toplumdaki tesettürlü sayısının yüzde 10'dan 80'e çıkması, arzuladığınız biçimde sivil, çağdaş, demokrat bir ikinci cumhuriyet tablosu mudur? Gerçekten böyle bir ikinci cumhuriyet mi istiyorsunuz" diye sordu.

Cumhuriyet
27.09.2007

Konu ile ilgili sayfalar...
7/3/2017 - 15 Temmuz’un ilk entelektüel sonucu ...
9/20/2016 - Garip ilişkiler...
8/16/2016 - Mehmet Altan: Türkiye, 'İkinci Cumhuriyet' kavramına mecburen geri dönecek...
8/12/2016 - Batı’nın “Yeni Türkiye” kuşkusu ...
4/25/2016 - Siyasal İslam ve İkinci Cumhuriyet ...
Bütün başlıklar için tıklayınız