Medyada 2. Cumhuriyet > 'Kuyruklu Malezya Yalanı!..'

'Kuyruklu Malezya Yalanı!..'
 

Çok öfkeliler çook!..

Cengiz Çandar 'ın ilan ettiği "İkinci Cumhuriyetin milli takımı", yedekte kalan ama ilk 11'i zorlayacak pek değerli kalemler ve dinci medya, ulusalcı yurtseverlere ateş püskürüyorlar!..

Peki, nedir bu kızgınlığın nedeni?. Türkiye'nin gündemine tüm ağırlığıyla oturan ve tartışma yaratan iki konu:

- Mahalle baskısı ve "Türkiye Malezya olur mu" sorusu...

Öncelikle, ulusalcılara kızmaları yersiz; iki konuyu da gündeme taşıyan onlar değil ki!.. Mahalle baskısı kavramını, Saidi Nursi 'ye olan hayranlığı bilinen sosyolog Şerif Mardin , bir röportaj sırasında ortaya attı. Malezya ile Türkiye'yi ABD'nin istediği "ılımlı İslam" a örnek gösteren ise yukarıda saydığım kadronun pek sevdiği ABD'li diplomat Richard Holbrooke 'tu!..

Mahalle baskısı kavramını tartışmak, şimdiden hangi boyutlara ulaştığını ve bu gidişle hangi dehşet verici durumlara ulaşacağını örnekleriyle ortaya koymak gerek. Bir örnekle bu konuya şimdilik noktayı koyalım:

- Anadolu kentlerine uzanmaya gerek yok; büyük kentlerin merkezlerinin biraz dışına çıkın, mahalle baskısının nasıl elle tutulurcasına somut ve vahim olduğunu görebilirsiniz!..

***

İşte Malezya örneği tam bu noktada önem kazanıyor...

Dinci medyanın ve işbirlikçi kalemlerin öfke patlaması da bundan kaynaklanıyor. Bunun için Malezya dizilerinde ortaya konulan "baskıyı ve zorlamayı" sözcük oyunları ve de düpedüz yalan söyleyerek inkâra yelteniyorlar.Yakında bir başka kapıya bağlanacak TMSF gazetesinin genel yayın yönetmeni sırf bu nedenle akıl sınırlarını zorlayarak şu tanımı yapabiliyor:

- Bugün Türkiye'de sivil anayasa girişimini "Malezya örneğiyle baltalamak isteyen" çevreler...

Hiç kuşkunuz olmasın, geçmişinde birçok "manevra" yapan bu türden kalemler, yarın 180 derecelik bir dönüşü aynı maharetle yapabilirler!.. Gazete sayfalarında, ekranlarda bu türden örnek çok. Bir saklama, bir reddetme telaşı ki, sormayın gitsin!.. Bir de saptırma, olabildiğince çarpıtma örnekleri var tabii.. Michigan State Üniversitesi'nden öğretim üyesi Hasan Kösebalaban 'ın Zaman gazetesine yazdığı makale tam da bu cinsten...

Yazı, "Türkiye'deki laiklik yaygaracıları" sözcükleriyle başlıyor, Malezya övgüsüyle sürüyor, Osmanlı'ya derin bir özlemle sona eriyor!. Kösebalaban, Malezya'yı "çokkültürlü yaşamanın muhteşem örneğini sergileyen" bir ülke olarak tanımlıyor. Toplumun neredeyse yüzde ellisini oluşturan diğer din mensuplarına başka türlü davranmanın olanaksızlığı zaten ortada. Bizim sözünü ettiğimiz, Müslümanlara yapılan baskı!. Şu anlatım tarzına bakın.

- İslam hukukunun medeni hukuka dair kurallarının yalnızca talep halinde Müslümanlar için geçerli olduğu, ancak laik mahkemelerin de Müslümanlar dahil olmak üzere herkes için mevcut olduğu bir hukuk sistemiyle yönetiliyor...

Düpedüz çok hukuklu sistem demiyor, Müslümanların ezici çoğunluğunun şeriat kanunlarına göre yaşamaya zorlandığını, anayasada yeni yapılacak değişikliklerle tam anlamıyla şeriat hukukuna geçileceğini gizliyor ve Malezya'nın bugün sahip olduğu değerleri Türkiye'nin bin yıllık tarihi boyunca yaşattığı değerler olarak gösteriyor.

Küçük Osmanlı modeli olarak alkışladığı Malezya değerlerine bir bakalım:

- 10 yıl önce yüzde 10 olan türbanlı kadın oranı bugün yüzde 80'i aşmış durumda... Kız çocukları 6-7 yaşından itibaren tesettüre sokuluyor.

- Malezya'da kadın memurların kamusal alanda türban takması zorunlu. Ramazanda oruç tutmayanları ve iftardan önce Müslümanlara yemek veren lokanta ve büfeleri cezalandıracak bir "oruç polisi" bile mevcut!..

- "İslam Dini Dairesi" kadınlara kapanmaları gerektiğini ve nasıl kapanacaklarını anlatıyor. Yoksul insanlara para yardımı yapıyor. Karşılığında özel merkezlerde İslami eğitim almak zorunlu. Eğitim yoksa para da yok!..

- Üniversitelerde öğrenciler "brother- erkek kardeş" ve "sister- kız kardeş" olarak ayrılıyor.

İşte ABD'den yazan öğretim üyesinin "Bu değerleri özümsemiş Türkler kendilerini evlerinde hisseder" dediği Malezya bu!.. Şeriat sevdalısı bu arkadaş yazının tek doğru cümlesini ise başlıkta kullanmış:

- Kuyruklu Malezya yalanı!..
 

Ümit Zileli, Cumhuriyet
27.09.2007

Konu ile ilgili sayfalar...
7/3/2017 - 15 Temmuz’un ilk entelektüel sonucu ...
9/20/2016 - Garip ilişkiler...
8/16/2016 - Mehmet Altan: Türkiye, 'İkinci Cumhuriyet' kavramına mecburen geri dönecek...
8/12/2016 - Batı’nın “Yeni Türkiye” kuşkusu ...
4/25/2016 - Siyasal İslam ve İkinci Cumhuriyet ...
Bütün başlıklar için tıklayınız