Medyada 2. Cumhuriyet > 2. cumhuriyetçilik palavra, hepsi medya kavgası!

2. cumhuriyetçilik palavra, hepsi medya kavgası!
 

Yukarıdaki başlıktaki iddiamdan sadece "ikinci cumhuriyetin isim ve fikir babası" Mehmet Altan'ı hariç tutuyorum. Çünkü Mehmet Altan, "aykırı fikirleri" ni hep toplumun önü açılsın diye ortaya atmış, bir gün öyle bir gün böyle olmamış, "adam gibi adam"dır.

İktidarlara yakın olayım ya da medya içi iktidar mücadelelerinde söz sahibi olayım diye, asla "güne göre pozisyon" alma hatasına düşmemiş bir "yalnız tabanca" dır.

Mehmet Altan'ı hariç tuttuktan sonra iddia ediyorum: "İkinci cumhuriyetçilerin derdi birinci cumhuriyet değil, medya içi kavgadır! Dertleri de geçmişten kudretli olan medya profesyonellerinin yerini almaktır."

Ertuğrul Özkök'ün "AKP'nin yüzde 47'sinden sonra azan gazeteciler" çıkışması da, "medya içi gizli iktidar hesaplaşması" nı fark etmesindendir. Bu "örtülü hesaplaşma"nın geçmişi de 28 Şubat'a dayanır. "Andıçlananlar" ile "andıççılara ses çıkarmayanların" günümüze sarkan hesaplaşmasıdır.

Şimdi dikkat! "Birinci cumhuriyetçi" lerle "ikinci cumhuriyetçi"lerin ortak noktası, hepsinin bazıları "eski" olmak üzere "solcu" olmalarıdır. İnceleyin, Cengiz Çandar'ın saydığı "2. cumhuriyetçiler kadrosu"nda bir tane bile geçmişten sağ görüşlü liberal göremezsiniz. Örneğin, "milliyetçi duruşunu koruduğu" nu düşünüyor olsalar gerek, ilginç liberal açılımlar veren "merkez sağın saygın teorisyeni" Taha Akyol gibi bir isim kadroda yoktur.

Keza Ahmet Hakan, İslami kesimi merkeze itmedeki olanca açılımlarına rağmen "eski solcu dava arkadaşı" olmadığından olsa gerek kadroya alınmıyor. Kemalist Toktamış Ateş ile yıllar önce kol kola giren "İslamcı" Abdurrahman Dilipak da kadroda yok!'

Çünkü ne Ahmet Hakan'ın, ne Abdurrahman Dilipak'ın "medya içi hesaplaşma" ve "siyasi iktidar üzerinde söz sahibi" olma konusunda en küçük bir istek ve iddiaları yoktur. Hepsi "yalnız kovboy"dur! Beraber çalışırken hocam olmasından gurur duyduğum tartışmasız Kemalist Uğur Mumcu, medyada en sevdiği ve saygı duyduğu, bu yüzden de asla polemiğe girmediği ismin Abdurrahman Dilipak olduğunu söylediğindeki şaşkınlığım geçeli artık çok ama çok oldu!

Gördüğünüz gibi "ikinci cumhuriyetçilerin milli takım"ına ne sağ ne de İslami cenahtan kimse alınmıyor! Oysa "ikinci cumhuriyetçiler" İslamisağ geçmişten gelen gazetecilerle Ankara koridorlarında kol kola dolaşıp, onlardan güç almaya çalışıyorlar. Kurulan bu geçmişi 28 Şubat'a dayalı dostluklar, "fani dostluklar"dır. Çünkü meseleleri "ikinci cumhuriyet"ten daha çok "iktidara dayanmaya endeksli medya içi hesaplaşma"dır.

Türkiye'de de bu dostluklardan her sabah bir yenisi kurulur. Gelecekte de göreceksiniz, "takıma dışarıdan oyuncu almayan" yarısı birinci yarısı ikinci cumhuriyetçiler, yine "kendi aralarında karma takım"lar kurarlar. 28 Şubat sürecinde "birinci cumhuriyet" takımında görülen Hasan Cemal'in 27 Nisan'dan sonra "ikinci cumhuriyet takım"ına yakıştırılması sanırım her şeyi anlatmaya yeter de artar! Ben başta da ifade ettiğim gibi yanarım da, sadece Mehmet Altan'a yanarım!

Medya içi takım kavgasının kısa tarihçesi

2. cumhuriyetçilerin ortak özelliği olarak, çoğunun 28 Şubat'zede olmaları göze çarpıyor. Bazıları 28 Şubat döneminde gazetelerinden atıldılar, bazıları da 28 Şubat döneminde Yeni Şafak'ın, Zaman'ın "güvenli sular"ına sığındılar. Bir kısmı dışlandıkları merkez medyaya geri döndü, bir kısmı hâlâ 28 Şubat'ta sığındıkları yerlerde duruyorlar.

2. cumhuriyetçilerin çoğunluğu, 28 Şubat'ın acısını "kendilerini satan arkadaşları" ndan çıkarmaya çalışıyor. İşte bu yüzdendir ki, asla "ikinci cumhuriyetçiyim" demeyen ama geçmişte bugün kendisini ikinci cumhuriyetçi sayanlardan daha çok "ikinci cumhuriyetçi açılımlar" veren Ertuğrul Özkök, kadroya alınmıyor. Hatta "karşı takım kuranlar" tarafından "birinci cumhuriyetçi kadro"ya sokuluyor.

İkinci cumhuriyetçilerin adı konmamış hedeflerinden biri de, Ertuğrul Özkök'tür. Üstelik, Özkök "tehlike çanları" sustuğunda, çoğunu yeniden sahiplenmesine rağmen! "Dedim ya, "sol tandansı" kuvvetli medya kendi içinde "oyun" oynuyor, diğerleri sadece seyirci!
 

Hakan Aygün, Bugün
28.09.2007

Konu ile ilgili sayfalar...
7/3/2017 - 15 Temmuz’un ilk entelektüel sonucu ...
9/20/2016 - Garip ilişkiler...
8/16/2016 - Mehmet Altan: Türkiye, 'İkinci Cumhuriyet' kavramına mecburen geri dönecek...
8/12/2016 - Batı’nın “Yeni Türkiye” kuşkusu ...
4/25/2016 - Siyasal İslam ve İkinci Cumhuriyet ...
Bütün başlıklar için tıklayınız