Medyada 2. Cumhuriyet > 12 Haziran milat

12 Haziran milat

Uzun süredir “İkinci Cumhuriyet” konuşuluyor. Tedirgin edici bir söylem.
Ancak...
Avrupa demokrasilerinde örnekleri var.
Fransa “Beşinci Cumhuriyet” anayasasıyla yönetilmekte.
“İkinci Cumhuriyet” Türkiye’nin siyaset tartışmalarına girdiğinde “mizah” konusu olmuştu.
Bunu savunanlarla dalga geçiliyordu.
“Numaralı cumhuriyetçiler...”
“Numaracı cumhuriyetçiler...”
Aradan geçen yıllarda Türkiye’de zihniyet kalıpları, siyasete egemen sivil aktörler değişti.
Marjinal siyaset kadroları çoğunluk oldular.
Cumhuriyetin “geleneksel ve yerleşik” yapısı “mimari” olarak yeniden elden geçti.
Ama...
Hâlâ “Birinci Cumhuriyet” dönemi sürüyor.
Ya 12 Haziran seçimlerinden sonra?
Aşağıdaki satırlarda bunun cevabı var.

 


NUMARA KOYMAK ŞART DEĞİL
12 Haziran seçimleri ise “milat” olabilir.
Kuralları ve kurumlarıyla “İkinci Cumhuriyet” dönüşümü yaşanmaya başlayabilir.
Adının önüne illa bir “numara” koymak şart değil.
Önemli olan “büyük dönüşüm” kapısının açılmasıdır.
Çok farklı bir yapılanma için 12 Haziran’ın “deparı” yapılabilir.
Önce “devletin yeniden inşa edilmesi...”
Türkiye’nin “başkanlık sistemine geçişi” iktidarın yeniden tanımlanması, projelendirilmesi, bunun hayata geçirilmesi olur.
Cumhurbaşkanına, yürütmenin başı statüsünün verilmesi ile -büyük olasılıkla- başbakanlık diye bir makam üzerine çarpı çekilecektir.
“Dotcom” kuşağı için “başbakanlık delete edilmiş” olacaktır.
Fransa türü bir “yarı başkanlık sistemine” geçilse bile gerçek kuvvet gene cumhurbaşkanında olacaktır.
Bakanların “seçilmiş milletvekili” değil, dışarıdan atanan “sekreterler” olmaları başkanlık sisteminin gereğidir.
Başkan, hükümetin bakanlarını görevden alabilir.
Gereği halinde meclisi feshederek ülkeyi derhal seçime götürebilir.
Başkanın, artık partisinden istifa etmesi ve görevini “tarafsız” olarak yapması da gerekmeyecektir.
Tam tersine başkan halk tarafından, partisinin programı nedeniyle seçilecektir.
Partisinin görüşlerine ve partisinin kadrolarına dayanarak başkanlık görevi bu sistemin esasıdır.
Başkanlık sisteminde “gri” yoktur.
Ya ak, ya kara renkler...

SENATOYA  HAZIR OLMAK
Seçmen oylarının yüzde 50’sinden bir çıt fazlasını alan başkan seçilir.
Parlamenter sistemin “koalisyon” hükümetlerinin tersine “ara renk” olmaz.
Herhalde “millet meclisi” ve “senato” olarak iki yasama organı da hizmet verecektir.
Amerika’da başkanlar bir “büyükelçi” atamasını bile yasamanın onayından geçirmek zorundalar.
Başkanların “seçilmiş krallara” dönüşmesini önlemek için farklı siyasi partilerin parlamenter oylarıyla “fren” mekanizmaları devrededir.
Türkiye’de yeni Anayasa’nın bunları içereceği konusunda bir işaret yok.
Anayasa Mahkemesi yerini tutan ve üyelerin tamamı başkan tarafından seçilen yüksek mahkeme de önemli bir farklılık.
Türkiye’de “birlikte yaşama” zemininin de güçlendirilmesi için idare yapısının yenilenmesi, sistemin özellikle referandumda toplum tarafından kabulü için önemli bir çağrı olabilir.
Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, yetkilerinin arttırılması, ana dil ve etnik kültür alanlarının genişletilmesi, bunların siyaset çerçevesine oturtulması daha şimdiden bazı zihni ve fiziki coğrafyalarda beklentidir.
“Laiklik” tanımının da yenilenmesi, sadece hizmet alanlarda değil hizmet verilen alanlarda kapıların açılması değişen koşulların dayatması sonucunu üretebilir.
Yani...
Başörtüsü yüksek eğitim kurumları ötesinde kamu işyerlerinde de -sanıldığı kadar uzun olmayan- bir gelecekte “anayasal eşitlik” kilitleri açacak “hukuk şifresi” gibi öngörülmeli.
Siyaset falı açıyorum sanılmasın.
12 Haziran sonrası ikinci adımın “başkanlık sistemi ve  devletin yeniden yapılanması eksenli yeni Anayasa için referanduma gitmek olduğu” açıkça dile getirildi.
Hem de çok kez altı çizilerek ve vurgulanarak.
Bu yazdıklarım da “başkanlık sisteminin” doğal uzantıları...
Adına “İkinci Cumhuriyet” denilir ya da denilmez ama bu kesinlikle ilk cumhuriyetten çok farklı ve yeni bir cumhuriyet yapılanması olur.

Güneri Civaoğlu, Milliyet

15.03.2011

Konu ile ilgili sayfalar...
7/3/2017 - 15 Temmuz’un ilk entelektüel sonucu ...
9/20/2016 - Garip ilişkiler...
8/16/2016 - Mehmet Altan: Türkiye, 'İkinci Cumhuriyet' kavramına mecburen geri dönecek...
8/12/2016 - Batı’nın “Yeni Türkiye” kuşkusu ...
4/25/2016 - Siyasal İslam ve İkinci Cumhuriyet ...
Bütün başlıklar için tıklayınız