Takımlar tamam hakemler nerde...
Şerif Hoca sağolsun, “mahalle baskısı” diye “birşey” ortaya attı ya..
Şimdi de mahalle takımı kuruyorlar..
Birinci Cumhuriyetçiler..
İkinci Cumhuriyetçiler..
Ulusalcılar.. Derken, İslamcılar..
Son takımı Hasan Celal Güzel kuruyormuş..
Baştan söyleyeyim, Hasan Abi iyidir hoştur, ama kuracağı takımdan bir şey çıkmaz..
Hasan Abi'nin savunması iyidir.
Yiğit namıyla anılır, Tank Hasan'ı defansa koysunlar. Değme babayiğit geçemez, aha şuraya yazın.
Hele de Özdemir İnce'ye, İlhan Selçuk'a hiiçç geçit vermez.. Adamın ümiğini sıkar valla..
***
Ah, ah! Dikkatinizi çekmiştir..
Ahmet Hakan gibi, bendeniz de takım dışıyız.
Yanlış anlaşılmasın, Ahmet Hakan gibi yüksünmüyorum..
“Hiç olmazsa kale arkasında top toplasaydım” demeyeceğim..
Oysa Hasan Karakaya takımdaysa, Ahmet Hakan da bir karşı takımda olmalıydı..
Gerçi o zaman da faul bolluğu yaşanır, maç iptal edilirdi, o da başka..
Belki Ahmet Hakan da “taraf olmayan bertaraf olur” diye tutturmaz da, paçaları sıvayıp “Tarafsızlar takımı” kurar.. Kimse de takımsız kalmaz..
***
Takımlar kuruluyor, ama hakem makem yok ortada..
Hakemsiz maç olur mu?
Gerçi Özay Şendir bir liste yapmış, ama benim birkaç hakem adayım var, acizane..
Çevik Bir Paşa mesela.. İkide bir düdük çalıp, balans ayarı yapıyorum ayağına maçı durdurursa, ben ne yapayım..
Hakemlerin babasını, Süleyman Demirel'i es geçmeyelim.. Hep CHP'ye hakemlik yapacak, hep Deniz Baykal'a koçluk yapacak değil ya, o da bir ucundan tutuversin..
Gerçi Çevik Paşa'yla işi pişirip maçı sürüncemede bırakma ihtimali yok değil..
Sonra, Hikmet Abi de olur, Erbakan Hoca da.. Erbakan Hoca, Batı kulüplerine fena halde taktığından taraf tutabilir..
Yani İkinci Cumhuriyetçiler sevinmesinler.. Birinci Cumhuriyetçiler de..
İslamcılar'ın gönlü ferah olsun diye söylüyorum, Hoca atar tutar ama yar başında eski talebelerini tutar..
Mümtaz Soysal Hoca'yı da yabana atmayalım.. Eskiden orta sahada oynardı.. Fenerbahçeli Lefter gibi ünlüydü..
O da Birinci Cumhuriyetçiler'e ve yedek takımdan Ulusalcılar'a göz kırpacaktır..
Bu kadar olsun.
***
Şaka bir tarafa, hiçbir takımın sevdalısı olmadım.
Ara sıra benim çocuklara yarenlik etmek adına, şamataya karıştığım olur..
O zaman da komik görünmeyi bile beceremediğim yüzüme vurulur, o başka..
Hoş, arkadaşlarım da bana “sen de hiçbir takımı tutmaz, beğenmezsin” der, kimi sitemle, kimi yergiyle..
Hem memleketin bütün mahalle takımları kurulmuşsa, oyuncular kapatılmışsa, sahalar işgal edilmişse geriye iki seçenek kalıyor..
Ya tribünlerde olmanın zevkini çıkaracaksınız.. Ya da oturup “milli takım”ın kurulmasını bekleyeceksiniz..
Kuşkusuz bu mahalle takımlarından birkaç iyi oyuncu çıkacaktır..
Bu arada bendeniz de futbol yazarı olarak sıyrılırım aradan, hiç yoktan iyidir.
Abdullah Muradoğlu, Yeni Şafak
30.09.2007
| 
