Medyada 2. Cumhuriyet > İkinci Cumhuriyet’e doğru…

İkinci Cumhuriyet’e doğru…

Kimileri Cumhuriyet"in önündeki "rakamsal ibareye" fazlasıyla takılıyorlar. Birinci Cumhuriyet"in yıkılacağından endişe ediyorlar sanırım. Oysa teklifimiz çok basit. Cumhuriyet aynen kalacak. Ona dokunmaya kimsenin niyeti yok. Fakat içini doldurmak gerekiyor. Bu da demokrasiyle olacak.

Cumhuriyetimizin acilen demokratikleşmesi lazım. İşte ‘ikinci cumhuriyet’ tam olarak bunu ifade ediyor. Demokratik bir Cumhuriyeti… Mehmet Altan"ın on beş yılı aşkın bir süredir dile getirdiği tez demokratik bir cumhuriyet tasarımıdır.

Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş felsefesinde demokrasi bulunmuyordu. Tek parti ve tek şef anlayışı 27 sene iktidarda kaldı. Bu dönem kimilerine göre olması gereken bir süreçti ve kendince meşru halleri vardı. Ardından gelen 10 yıllık Demokrat parti döneminde ise demokrasi rüzgârı birkaç sene esebildi. Menderes, iktidarının son yıllarında demokratlıkla uyuşmayan bir çizgiye yöneldi ve 27 Mayıs 1960 ihtilali gerçekleşti. Görece özgürlük dönemi yeni darbelere gebe oldu. Böylece 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat ve 27 Nisan müdahaleleri siyasi hayatımızda kara lekeler olarak yerini aldı. Askerin gölgesi siyasetin üzerinde çakılı kaldı.

Cumhuriyet ortalama on yılda bir askeri darbelere tanık oldu. Başarısızlıkla sonuçlanan darbe girişimleri de cabası. Ve 2008 de bile darbe fırsatı kollayan "derin odakları" bulunuyor. Demek ki yolunda gitmeyen bir şeyler var.

Türkiye halen askeri darbelerin tehdidinden kurtulabilmiş değil. Asker siyasetten elini çekmiş sayılmaz. Ordu içinde yeni cuntaların olmadığının garantisini kim verebilir? Derin devlet oluşumu tam olarak su yüzüne çıkartılmadı. Organize çeteler yaşamın her alanında mevcut. Sivil siyaset zemini sağlam değil. Seçilmiş-atanmış çekişmesi varlığını sürdürüyor. Bugünkü sistem halka değil Bürokrasiye hizmet ediyor. 90 sene önceki eyaletlerimizden yaşam standartları bakımından epey bir geriyiz. Kişi başına düşen milli gelirimiz komik rakamlarda. Eğitim, sağlık, adalet, vergi sistemimiz oldukça sorunlu. Ekonomimiz ve siyasetimiz yeteri kadar şeffaf değil. Askeri yargı mekanizması gene büyük bir sorun. "Rejimin üzerindeki ordu vesayeti" sürerken, halen sivil bir anayasaya sahip değiliz. Üretken, çoğulcu, farklılıklara hoşgörü gösteren, azınlıklarıyla barış içinde yaşayan bir toplum haline gelemedik. Binlerce faili meçhul cinayet aydınlatılamadı, Gladio tipi örgütlenmeler tam olarak tasfiye edilemedi, fikir özgürlüğünün önündeki engeller aşılamadı. Kısacası gerçek bir halk egemenliği hayata geçirilemedi.

Ve daha birçok sorunumuz bulunuyor.

İkinci Cumhuriyet bütün bu olumsuzlukların üstesinden demokrasiyle gelmeyi vaat ediyor. Geçmişteki ve günümüzdeki yanlışların tekrarlanmaması için özeleştiri kültürüyle gerçekleştirilecek bütün bunlar. Kemalist politikalarla buraya kadar tökezleyerek geldik. Artık zihinsel bir devrime ihtiyacımız var bence. Seçkinlerin elinden alınarak halka verilecek olan bir egemenlikten bahsediyorum. AB hedefinden şaşmayan demokratik bir cumhuriyet özlemi bu aslında! Ve bizlere hak ettiğimiz bir yaşamın şifrelerini veriyor.

Cumhuriyetle demokrasiyi tanıştırmanın zamanı sizce de gelmedi mi?

ERKAN ÖZTÜRK 04 Ağustos 2008
http://www.haber3.com/artikel.php?artikel_id=104188

Konu ile ilgili sayfalar...
7/3/2017 - 15 Temmuz’un ilk entelektüel sonucu ...
9/20/2016 - Garip ilişkiler...
8/16/2016 - Mehmet Altan: Türkiye, 'İkinci Cumhuriyet' kavramına mecburen geri dönecek...
8/12/2016 - Batı’nın “Yeni Türkiye” kuşkusu ...
4/25/2016 - Siyasal İslam ve İkinci Cumhuriyet ...
Bütün başlıklar için tıklayınız