Medyada 2. Cumhuriyet > Birinci Cumhuriyet bitti mi?

Birinci Cumhuriyet bitti mi?
 

Tartışmayı Radikal'de Haluk Şahin ateşledi. "2007'de 1. Cumhuriyet bitti" dedi.
Şahin'e göre 22 Temmuz seçim sonuçları ve Gül'ün Köşk'e çıkmasıyla, cumhuriyet treni makas değiştirmiş, "1923'ten beri izlenen uygulanan çağdaş ulus devlet yaratma projesi" sona ermişti.
"Yerine ne geleceği belli değil"di, ama şu andaki durum "alacakaranlık"tı; kimine göre şafak vakti; kimine göre gurup...

İlber Ortaylı: Kırılma yok!
Değişimin herkes farkındaydı, ama "1. Cumhuriyet bitti" demeye kimsenin dili varmıyordu.
Önceki gece NTV'deki Neden'de farklı görüşten aydınlarla "Cumhuriyet treni raydan çıktı mı"yı tartıştık.
Prof. Dr. İlber Ortaylı 2007'nin bir "kırılma yılı" olduğuna inanmıyor. Hatta kırılmanın şartlarının oluştuğunu da düşünmüyor.
"Abartılı bir kadrolaşma oldu"ğunu söylemekle birlikte "öyle gümbür gümbür gelen güçlü kadrolar, totaliter rejim hazırlayacak bir altyapı, büyük bir örgütlenme tipolojisi" bulunduğuna inanmıyor.
Bugün yeşermiş gibi görünen taassubun asırlardır bu coğrafyanın temel karakteristiği olduğu inancında... O nedenle tarihi açıdan bir "kırılma"dan çok "devamlılık"tan söz ediyor.
"Hiçbir şekilde" İran'a benzetilemeyeceğimizi söylerken, "Türkiye kendine has mekanizmaları olan bir toplum... Totaliter eğilim olursa, onlar faaliyete geçer ve engeller" diyor.
İlber Hoca'ya göre asıl yaşanan, "milletin efendisi" denilen köylünün, "taşranın her yere girmeye, hâkim olmaya çalışması..."
Buna karşı panik havası yaymak yerine, farklı görüşten sivil toplum kuruluşlarının soğukkanlılıkla projeler geliştirmesi gerektiğine inanıyor.

Cumhuriyet hasta mı?
Nuray Mert ise Şahin'le "aynı ruh hali içinde"... Cumhuriyetin eski rayında gitmediğini, yıllarca sistemin, gündelik hayatın dışında tutulmuş kesimlerin şimdi sistemi zorladığını söylüyor, "AKP bunun siyasal ifadesi oldu" diyor.
Kürşat Bumin, "1. Cumhuriyet bitti" tespitine katılmakla birlikte bunu olumlu buluyor.
"Hasta bir cumhuriyet bizimki" diyor:
"Hiçbir şey öğrenmeyen ve hiçbir şeyi de unutmayan, sorunların çözümünde hep geç kalan, müzelik bir cumhuriyet" olamayacağına inanıyor.
"Cumhuriyetten, onun siyasi partilerinden canı sıkılan toplum farklı taleplerle geliyor, yetişkinleşiyor, olgunlaşıyor ve iktidarı itiyor" diyor.
10-15 sene öncesine kadar ağza bile alınamayan "Kürt meselesi"nin ve İslam tartışmasının açılmasını örnek veriyor.

Dinamik bir cumhuriyet
Oral Çalışlar'a göre de 2007'de yaşanan, tarihsel bir ray değişikliği değil. "1950'den beri farklı siyasi aktörlerce defalarca yaşadık bunu" diyor. Son seçim sonuçlarında alternatifsizliğin de rol oynadığına inanıyor.
"Türkiye'nin İran'dan en önemli farkı, ciddi bir parlamenter geleneğinin olması" diyor. Çok partili rejim devamlı olduğu sürece toplumun, iktidarı değiştirme seçeneğini elinde tutacağını belirtiyor.
Ahmet İnsel'e göre, sorun biraz da trende... Cumhuriyetin "tek kimlikli, homojen ulus devlet" projesinin, hedefe ulaşamadığını, çatladığını söylüyor.
"AKP, onun yerine toplumu dini kimlikle yapıştırmaya çalışıyor. Oysa tren, ancak farklılıkları bir arada yaşatabilecek bir demokrasiyle yola devam edebilir" diyor.
Tartışmanın ortak mesajı bu:
Şişeden çıkan farklı kimlikleri, kendilerini ifade edebilecek şekilde sistemin içine yerleştirebilen, ilk projeyi günün ihtiyaçlarıyla yenileyen, rötar yapmadan çözüm üreten, demokratik, dinamik bir cumhuriyet...
Tren bunu başarabilirse, yeniden rayına oturabilir.
Not: 10 gün izinliyim. Hepinize mutlu bir yeni yıl dileğiyle...
 


Can Dündar, Milliyet
27.12.2007

Konu ile ilgili sayfalar...
7/3/2017 - 15 Temmuz’un ilk entelektüel sonucu ...
9/20/2016 - Garip ilişkiler...
8/16/2016 - Mehmet Altan: Türkiye, 'İkinci Cumhuriyet' kavramına mecburen geri dönecek...
8/12/2016 - Batı’nın “Yeni Türkiye” kuşkusu ...
4/25/2016 - Siyasal İslam ve İkinci Cumhuriyet ...
Bütün başlıklar için tıklayınız