Batı'ya yön veren metinler
Dün bir vesileyle Alev Alatlı Hocamızı ziyarete gittim... Çalışma odasına girer girmez gülümseyerek, 'Sana bir hediyem var...' dedi... Kütüphanesinden dört cilt kitap çekip önüme koydu... Kapadokya Meslek Yüksekokulu'nun yayınladığı ve Alev Alatlı'nın derlediği muazzam bir çalışma: 'Batı'ya yön veren metinler'
Neden böyle dev bir eser?
'İslam dünyasının Batılı devletlere yenik düşmesinin başlıca nedeni, kapitalizmin gelişmesi için gerekli olan riski üstlenebilen işadamı tipolojisini üretebilecek kültürel altyapının gelişmemesidir.' diyor Alev Alatlı...
Alatlı, bu çalışmaya imza atarak sadece sembolik anlamı itibarıyla değil muhtevasıyla da tarihi bir çıkış yapıyor.
Özelde Osmanlı'nın çöküşü ve esasta Müslüman ülkelerin Batı karşısında 'savunma' hattının arkasındaki kodları anlamaya dair bir eser bu külliyat. Bu derleme metinler her şeyin ötesinde bu sosyal/ psikolojik savunma hattının arkasına empatik bir hat inşa ediyor. Batı zihniyeti nedir? Onu var kılan temel metinler nelerdir? O metinlerin öne çıkan yerleri nerede saklıdır? Bu sorulara yanıt vermek zorlu iş...
3000 yıllık bir düşün serüvenine ışık tutan muazzam bir seçki... Ötekileştirmek için eleştiren bir tavır yerine Batı'nın 'kendisine bakış'ını anlamaya ve anlatmaya soyunan bir tavır bu.
İÖ 1400'den 1970'lere kadar yaklaşık bin metni içeren bu seçkide neler yok ki? Eski Ahit'in Aziz Markos'undan Hamurabi'ye, 1215 tarihli Magna Carta'dan, Çar İkinci Aleksander'ın Özgürlük Fermanı'na, Abraham Lincoln'ün Özgürlük Bildirgesi'nden, Bart Kasko'nun Saçaklı Mantık Devrimi'ne kadar çok sayıda metin Türkçeleştirilerek hazırlanmış. Burada başta Alev Alatlı, bu eseri hazırlamakta emeği olan herkes bu vicdan coğrafyasındaki insanlara karşı kültürel zekatlarını vermiş oluyorlar...
Bugün coğrafyamıza, vatanımıza, vicdan haritalarımıza, kültürel kodlarımıza kısacası bizi biz kılan her şeye dair kapsamlı bir saldırı olduğu inancındayım... '2.Cumhuriyet oldu canım' diye kiminin el çırptığı kiminin dövündüğü bir sürecin içindeyiz. Olan biteni kavramak için bu 'davet'e icabet şart...
Davet demişken... Alev Hanım bu daveti bakın nasıl anlamanızı arzu ediyor.
Nazım'ca...
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
Ve bir orman gibi kardeşçesine...
Bu davet bizim!
Serdar Akinan, Akşam
30.10.2010
|
