Medyada 2. Cumhuriyet > Türkiye'de ikinci cumhuriyet kuruldu

Türkiye'de ikinci cumhuriyet kuruldu

Türkiye referandum başarısının ardından fiilen ikinci cumhuriyet dönemine girdi. Referandumun önemi AKP’nin anayasa değişikliği paketini geçirmesiyle sınırlı değil. Türkiye’nin ilk defa belirli bir parti tabanına dayanmayan bir halk oylamasına gitmesi de önemliydi. Bu, gelecek yıl düzenlenecek ve parti tabanlarını aşacak genel seçimler açısından önemli bir gösterge. Zira bu seçimde AKP’ye sadece İslamcılar oy vermeyecek. Sokaklar bütün farklılıklarıyla birlikte programlara bakacak ve partilerin etrafında buna göre toplanacak.
Bu uygar gösterge, Türkiye’deki seçmenleri parti ve ordu hâkimiyetinin yanı sıra iç bölünmelerden kurtarıp, farklı kesimleri çıkarlar temelinde birleştirecek yeni bir atmosfere taşıyacak. Yani grupların ve azınlıkların çıkarlarına ilk kez mezhepsel veya etnik temele dayanmayan bir ilişki hükmedecek. Türkiye sorunlarını, özellikle de etnik meselelerini sınırlamaya çalışacak. Zira halkın çoğunluğunun kabul edeceği çözümler imtiyaz sahiplerini ablukaya alacak.
Mavi Marmara gemisinin, özellikle de Gülen cemaatinin Başbakan Tayyip Erdoğan’ın adımlarını desteklemeyi reddeden çıkışıyla birlikte, Türkiye’de büyük bölünme yarattığı biliniyor. Fakat AKP’nin epey istifade ettiği Mavi Marmara katliamının ardından gelen halk desteği, parti için en güçlü destekti. Referandumda da bunun meyvesi görüldü. Diğer yandan, kültürel farklılığa rağmen birçok Kürt de değişiklikler lehinde oy verdi. Dolayısıyla oybirliği söz konusu.
Bu geniş destek ikinci cumhuriyetin ipuçlarını oluşturuyor. Bir sonraki adımsa başkanlığa yönelecek. Başkanlık meselesi de yine anayasa değişiklikleri gibi halkın kabulüne dayanacak. Nihayetinde Türkiye’de siyaset, İslamcı veya laik bloklar üzerinden idare edilmeyecek. Türkiye’de devrim yaşanmayacak; devrimden ziyade ‘geçiş’ mantığı uygun. Her geçişin arkasında devrime benzer değişimler yaşanır, ancak sakin, dengeli ve bilinçli bir biçimde...
İkinci cumhuriyetin bize yönelik adımlarını da düşünmeliyiz. Zira bu cumhuriyetin bir dış programı da var. Bütün büyük cumhuriyetler, dış politikalarını kendi tercihlerini başka ülkelere dayatma temelinde belirlemiştir. Türkiye’nin farklı düşündüğüne, Arapları aşağılamayacağını inanıyorum. (Londra’da Arapça yayımlanan Kuds ül Arabi gazetesi, 20 Eylül 2010)

 


 

Radikal, 22.09.2010

Türkiye'de ikinci cumhuriyet kuruldu

Türkiye referandum başarısının ardından fiilen ikinci cumhuriyet dönemine girdi. Referandumun önemi AKP’nin anayasa değişikliği paketini geçirmesiyle sınırlı değil. Türkiye’nin ilk defa belirli bir parti tabanına dayanmayan bir halk oylamasına gitmesi de önemliydi. Bu, gelecek yıl düzenlenecek ve parti tabanlarını aşacak genel seçimler açısından önemli bir gösterge. Zira bu seçimde AKP’ye sadece İslamcılar oy vermeyecek. Sokaklar bütün farklılıklarıyla birlikte programlara bakacak ve partilerin etrafında buna göre toplanacak.
Bu uygar gösterge, Türkiye’deki seçmenleri parti ve ordu hâkimiyetinin yanı sıra iç bölünmelerden kurtarıp, farklı kesimleri çıkarlar temelinde birleştirecek yeni bir atmosfere taşıyacak. Yani grupların ve azınlıkların çıkarlarına ilk kez mezhepsel veya etnik temele dayanmayan bir ilişki hükmedecek. Türkiye sorunlarını, özellikle de etnik meselelerini sınırlamaya çalışacak. Zira halkın çoğunluğunun kabul edeceği çözümler imtiyaz sahiplerini ablukaya alacak.
Mavi Marmara gemisinin, özellikle de Gülen cemaatinin Başbakan Tayyip Erdoğan’ın adımlarını desteklemeyi reddeden çıkışıyla birlikte, Türkiye’de büyük bölünme yarattığı biliniyor. Fakat AKP’nin epey istifade ettiği Mavi Marmara katliamının ardından gelen halk desteği, parti için en güçlü destekti. Referandumda da bunun meyvesi görüldü. Diğer yandan, kültürel farklılığa rağmen birçok Kürt de değişiklikler lehinde oy verdi. Dolayısıyla oybirliği söz konusu.
Bu geniş destek ikinci cumhuriyetin ipuçlarını oluşturuyor. Bir sonraki adımsa başkanlığa yönelecek. Başkanlık meselesi de yine anayasa değişiklikleri gibi halkın kabulüne dayanacak. Nihayetinde Türkiye’de siyaset, İslamcı veya laik bloklar üzerinden idare edilmeyecek. Türkiye’de devrim yaşanmayacak; devrimden ziyade ‘geçiş’ mantığı uygun. Her geçişin arkasında devrime benzer değişimler yaşanır, ancak sakin, dengeli ve bilinçli bir biçimde...
İkinci cumhuriyetin bize yönelik adımlarını da düşünmeliyiz. Zira bu cumhuriyetin bir dış programı da var. Bütün büyük cumhuriyetler, dış politikalarını kendi tercihlerini başka ülkelere dayatma temelinde belirlemiştir. Türkiye’nin farklı düşündüğüne, Arapları aşağılamayacağını inanıyorum.

(Londra’da Arapça yayımlanan Kuds ül Arabi gazetesi, 20 Eylül 2010)

 

Konu ile ilgili sayfalar...
7/3/2017 - 15 Temmuz’un ilk entelektüel sonucu ...
9/20/2016 - Garip ilişkiler...
8/16/2016 - Mehmet Altan: Türkiye, 'İkinci Cumhuriyet' kavramına mecburen geri dönecek...
8/12/2016 - Batı’nın “Yeni Türkiye” kuşkusu ...
4/25/2016 - Siyasal İslam ve İkinci Cumhuriyet ...
Bütün başlıklar için tıklayınız