Medyada 2. Cumhuriyet > 1.Cumhuriyet, 2.Cumhuriyet...

1.Cumhuriyet, 2.Cumhuriyet...

Bu toprakların insanları yüzyıllar boyunca acıyla, yoksullukla, sefaletle, cehaletle yoğruldular.

Kendilerine uzatılacak bir yardım elinden çoğu kez mahrum bırakıldılar.

Osmanlı’nın son elli senesi sürekli savaşlara, isyanlara, kan ve gözyaşına sahne oldu.

Üretimden, sanayiden, kentli bir bilinçten mahrum olan tebaa, cepheden cepheye sürüldü, erkekler savaş meydanlarında ölüme, kadın ve çocuklar ise köylerinde açlığa mahkum edildi.

Osmanoğulları egemenliği tek elde tutar, keyfi ve otokrat bir yönetim anlayışıyla halkı küçük görür, yönetimden uzak tutar ve ezerdi. Meşrutiyetle birlikte bazı özgürlük talepleri dile getirilse de, padişahın yetkileri kısıtlansa da özünde despotik olan sistem halka gene de nefes aldırmamıştı. Daha sonra İttihatçıların zulüm ve baskıları sonucu Anadolu büyük acı ve trajik hikayelere sahne olmuştu. Osmanlının Batı görmüş, okumuş, aydın sınıfı olan askeri bürokrasi kurtuluş savaşına soyunduğunda halkın bütün kesimlerini yanına toplamış, birçok vaatle savaştaki birliği ustaca idare edebilmişti. Savaştan sonra kurulan cumhuriyet ise halkın haberi olmadan, halka rağmen hayata geçirildi. Sanırım sorun da buradan kaynaklanıyor. Halka rağmen ve halkı ezen bir cumhuriyet tasarımı beraberinde birçok sorunu getirdi. 27 yıl süren tek parti ve tek şef anlayışı, birbirini izleyen askeri darbeler ve darbe girişimleri, askerin siyaset kurumunu vesayeti altında ezmesi, militarist bir eğitimle zihinleri askerileştirilen ve tektipleştirilen bir halk yığını, halen demokrasiyi tüm kural ve kurumlarıyla özümseyememiş yarı otoriter bir sistem demokratik bir ülke olamamanın acı bilançosu ne yazık ki.

Cumhuriyet tarihinde ondan fazla Kürt isyanı yaşandı.

Devlet vatandaşlarının bir kısmını ikinci sınıf olarak gördü. Kimliğini, dilini, kültürünü, taleplerini görmezden geldi.

Çoğulculuktan, farklılıklardan korkuldu. Halklar birbirlerine düşman edilmeye çalışıldı, Çorum, Sivas, Maraş olaylarıyla etnik bir bomba patlatıldı, Diyarbakır cezaevinde Kürtlere insanlık dışı muameleler yapıldı, gayrimüslim vatandaşlar kimliklerinden utanır hale getirildi ve 12 Eylül’le birlikte ülke açıkhava cezaevine döndürüldü, 90’larda on yedi bin faili meçhul cinayet işlendi...

Bütün bunların hepsi demokratik, evrensel hukuk normlarına inanan, hesap veren, şeffaf bir cumhuriyet kuramadığımız için yaşandı.

Demokratik, çoğulcu, yurttaşların eşitliğini kabul eden, sivil, çağdaş bir sistem kurulabilseydi bunlar yaşanmayacaktı.

Birinci cumhuriyetin bizlere bıraktığı acı tablo ve miras hayli kanlı. İkinci cumhuriyet ise bu kara tabloya özeleştiri mekanizmasını işleterek son vermeyi ön gören demokratik bir cumhuriyet tasarımı. Akan kan son bulacaksa, cumhuriyet hukuk ve demokrasiyle tanışacaksa, vatandaşlar kendilerini birinci sınıf yurttaş olarak görecekse, siyaset kurumu ayaklar altına alınmayacaksa, darbeler son bulacaksa, devlet şeffaflaşacaksa, çağdaş, Batılı, adil, hoşgörülü, özgürlükçü bir sistem kurulacaksa ismin önündeki sıfatın ne önemi var?

Bunları istemenin neresi kötü?

Demokrasiden mahrum bir cumhuriyet yüzümüzü güldürmeyi bugüne dek başaramadı; çok acılar çektik, “ikinci”den korkmamıza gerek yok, cumhuriyet demokrasiyle taçlanacak hepsi bu!

 

NOT: 38 yıl önce bugün, faşist 12 Mart cuntası tarafından darağacına gönderilen, "üç fidan"ı, Deniz'i, Hüseyin'i, Yusuf'u saygı ve özlemle anıyorum. Onlar ve niceleri bu topraklardaki demokrasi kültürünün eksikliğinden, hoşgörüsüzlükten ölüme gönderildiler. Sistemdeki faşist tortuları kazımadıkça daha birçok insanımızı öğütecek bu ceberut zihniyet... Hrant Dink de bu tahammülsüzlükten aynı sonu paylaşmadı mı?

Erkan Öztürk, haber3.com

 

06.05.2010

Konu ile ilgili sayfalar...
7/3/2017 - 15 Temmuz’un ilk entelektüel sonucu ...
9/20/2016 - Garip ilişkiler...
8/16/2016 - Mehmet Altan: Türkiye, 'İkinci Cumhuriyet' kavramına mecburen geri dönecek...
8/12/2016 - Batı’nın “Yeni Türkiye” kuşkusu ...
4/25/2016 - Siyasal İslam ve İkinci Cumhuriyet ...
Bütün başlıklar için tıklayınız