Medyada 2. Cumhuriyet > Liberaller başkanlık sistemini tartışıyor

‘Diktatörlüğe dönüşür’

Liberaller başkanlık sistemini tartışıyor

Başbakan Erdoğan’ın 2012 genel seçimlerinden sonra ’başkanlık sistemi’nin gündeme getirilebileceğini açıklaması muhalefetin tepkisine yol açarken, tartışmalara liberal yazarlar da katıldı.

Konuya köşelerinden dahil olan Hasan Cemal, Nazlı Ilıcak, Taha Akyol, Kürşat Bumin ve Altan kardeşler başkanlık sisteminin Türkiye’de tek adam rejimine yol açacağını ifade ettiler.

Parlamenter sistem düzeltilse

Hasan Cemal (Milliyet Gazetesi):
ABD’deki gibi bir başkanlık sistemi bize ne kadar uyar, bu konuda da ciddi kuşkularım vardı. Böylesine radikal bir değişiklik yerine, acaba bizim parlamenter sistem düzeltilse... Cumhurbaşkanı’nın 12 Eylül’den kaynaklanan aşırı yetkileri iyice sembolik hale getirilse ve liderlik sultası tıraşlanarakyasama yürütme karşısında güçlendirilse... Acaba bunlar, sistemin işleyişi ve istikrar bakımından daha iyi olmaz mıydı? Bugün de daha çok böyle düşündüğümü söyleyebilirim. Fransa’dakine benzer yarı başkanlık sistemine gelince. Seçim sistemini de değiştirerek bu yola gitmek de var. Belki başkanlık sistemine göre daha kolay olabilir. Ama Türkiye’nin siyasal gerçekleri de, Fransa’daki yarı başkanlık sisteminin bizim bünyeye adaptasyonunu güçleştirebilir.

Türkiye için felaket olur

Ahmet Altan (Taraf Gazetesi):
Başka hiçbir şeyi değiştirmeden sadece Başkanlık makamını kurarak bu sisteme geçmeye kalkarsa, bu değişim Türkiye için bir felaket olur bence. Başkanlık kısa zamanda “diktatörlüğe” dönüşür.

Tek adam yönetimi çıkar

Nazlı Ilıcak (Sabah Gazetesi):
Başkan’ın sahip olduğu yetkileri, biz de seçilmiş Devlet Başkanı’na verelim ama sistemin geri kalan bölümlerini ihmal edersek, ortaya tek adam yönetimi çıkar. Topyekûn bir değişikliğe gitmeden, sadece geniş yetkilerle donatılmış bir Başkanlık sistemini Amerika’dan alırsak, demokrasimiz de devekuşuna benzer.

Önce sosyal yapı sağlamlaştırılmalı

Mehmet Altan (Star Gazetesi):
Ben siyasal sistemin değiştirilmesinden önce sosyal yapının sağlamlaşması gerektiğini söylüyorum. Bizim ülkemizde bireyin ve bireysel denetimin olmadığı, vergi alıp vergi verme sisteminin sorunlu olduğu bir yapı var. Bizim gelişmiş ülkelerden devraldığımız parlamenter demokratik sistemi oluşturabilecek bir sosyal çerçeveyi sağlıklı olarak kuramamışken bir de Başkanlık sisteminin gelmesi hızlı bir şekilde bizi tek adamlığa götürür. Başkanlık sistemi bireyin problemini çözmeye yarayan bir sistem değil. Bu sistem tek bir adamın programının isteklerini daha hızlı yapabileceğini varsaydığı bir anlayıştır. Fakat parlamento istemediği bir çoğunluğu oluşturursa bizde uzlaşma kriteri olmadığı için daha da batarız. Türkiye’de parlamentoyu seçenle başkanı seçen iradeler birbirine zıt olduğu için uzlaşma kültürünün olmasını engelliyor.

Başkanlık sistemi risklidir

Taha Akyol (Milliyet Gazetesi):
Başkanlık sistemi sorunları çözmez, yeni sorunlar çıkarır. ABD dışında başkanlık sisteminin tehlikelerini merhum Ali Fuat Başgil daha 1960 yılındaki kitabında yazmıştı. (Esas Teşkilat Hukuku) Zamanımızda ise Juan J. Linz, ABD dışındaki başkanlık sistemleriyle otoriter rejimler arasındaki bağlantıyı ortaya koydu. Hem teori hem elli yıllık tecrübe gösteriyor ki, başkanlık sistemi risklidir.

Bu seçim sistemiyle mümkünatı yok

Kürşat Bumin (Yeni Şafak Gazetesi):
Bir taraftan “kuvvetler ayrılığı” nın çok daha “esnek” olmasını savunuyor, diğer taraftan bu ayrılığın en katı olarak yaşandığı “Başkanlık Sistemi” nin ne derece yararlı olduğundan söz ediyoruz. Bu sımsıkı üniter yapı, bu siyasi partiler yelpazesi, bu yargı, bu yüksek yargı, hele de bu seçim sistemi ile bu işin gerçekten mümkünatı yok

Vatan, 21.04.2010

Konu ile ilgili sayfalar...
7/3/2017 - 15 Temmuz’un ilk entelektüel sonucu ...
9/20/2016 - Garip ilişkiler...
8/16/2016 - Mehmet Altan: Türkiye, 'İkinci Cumhuriyet' kavramına mecburen geri dönecek...
8/12/2016 - Batı’nın “Yeni Türkiye” kuşkusu ...
4/25/2016 - Siyasal İslam ve İkinci Cumhuriyet ...
Bütün başlıklar için tıklayınız