Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ergenekon > Karargah Evleri bağlantılı Cunta

Karargah Evleri bağlantılı Cunta

Amirallere Suikast iddianamesi, mahkemece kabul edildi. Sanık teğmenlerin, Ergenekon’un Karargah Evleri yapılanmasında faaliyet gösterdikleri anlatıldı.

‘Amirallere Suikast İddianamesi’nde, şüphelilerin evinde ele geçen dökümanlar ve delillerden yola çıkan Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Süleyman Pehlivan, Ergenekon’un bir birmi olan Karargah Evleri ile suikast iddiası soruşturmasına dahil olan teğmenlerin korkunç bağlantılarını ortaya koydu. Şüphelilerin İP-Karargah Evleri biriminde aktif olarak yer aldıkları ve Ergenekon’un üst düzey yöneticisi olmak suçundan tutuklu Doğu Perinçek ile de irtibatlı oldukları belirlendi.

UYUŞTURUCU VE ÖRGÜTSEL BAĞLANTI

Savcı, iddianamede ‘’Her ne kadar soruşturma şüphelilerin ihbar mektubunda belirtilen evlerde uyuşturucu ve sex partileri düzenledikleri”ne dair iddialar üzerine başlatılmış ise de, yapılan aramalarda ele geçen belge, doküman ve malzemeler birlikte değerlendirildiğinde şüphelilerin daha önce Cumhuriyet Başsavcılığımızca iddianamelere konu edilmiş Ergenekon isimli Terör Örgütünün faaliyeti kapsamında oluşturulan Karargah Evleri biriminde yer aldıkları anlaşılmaktadır’’ değerlendirmesi yaptı.

YEDİ ‘GİZLİ’ BİRİMİN 5’İNİN BAŞI ASKER

‘’Ergenekon silahlı terör örgütünün hedeflerine ulaşma uğrunda TSK bünyesine sızma konusuna büyük önem verdiği” belirtilen iddianamede ‘’Bu doğrultuda örgütün hayati derecede önem verdiği, TSK’ya sızmak amacıyla, Karargah Evleri olarak isimlendirdikleri hücre yapıları oluşturdukları, başında asker kökenli üyelerin bulunduğu tespit edilmiştir” ifadeleri yer alıyor.

SIZMA GİRİŞİMLERİ ÜRKÜTÜCÜ BOYUTTA

İddianamede, örgütün TSK içine nasıl sızmaya çalışıldığının daha önceki Ergenekon iddianamelerinde anlatıldığı kaydedildi. Karargah Evleri şemasının Doğu Perinçek’in odasında bulunmasıyla ilgili olarak ‘’Örgütün TSK’ya sızma girişimlerinin ulaştığı ürkütücü boyutu açıkça göstermektedir’’ denildi. İddianamede, Ergenekon tutuklusu Perinçek’in cezaevinden dışarıdakilere talimat yağdırdığı belirtildi.

KARARGAHEVLERİ VE HİZBUTTAHRİR

Ergenekon davasının sanıklarından emekli Tuğgeneral Veli Küçük ve Perinçek’te ele geçen örgütün temel dökümanlarının ele geçtiği anlatılan iddianamede, “U.A   Hizbut Tahrir.... referansı” adlı bir belgenin incelendiği ve Karargah Evleri oluşumuyla Hizbut Tahrir örgütünün bağlantılı olduğu kaydedildi. İddianamede, örgütün hedef olarak belirlediği kişiler hakkındaki taktik ve stratejilerini, hedef kişilerin özel hayatına ilişkin bilgilerinin şantaj ve baskı amacıyla arşivlendiğini, örgüt üyelerinin haberleşmede gizliliğe azami özen gösterdikleri, aralarında gerçekleşen telefon görüşmelerini özel olarak tahsis ettikleri telefon cihazları ve hatlarıyla gerçekleştirdikleri’’ ifadesine yer verildi.

Amirallere suikast davası da sivile kaldı

Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Metin Ataç ile Deniz Kuvvetleri Komutanı Eşref Uğur Yiğit’e yönelik suikast düzenleneceği iddiasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan iddianame, İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. 9’u tutuklu 19 sanık hakkında hazırlanan 166 sayfa ve 16 ek klasörden oluşan iddianameyi kabul eden mahkeme, davanın Poyrazköy Cephaneliği davasıyla birleştirilmesi talebinin ilk duruşmada değerlendirilmesine hükmetti. Anayasa Mahkemesi’nin ‘askerlere sivil yargı yolunu açan düzenlemeyi’ iptal etmesinden sonra sanıklarının tamamı asker olan bir dava daha sivil yargıda kalmış oldu.

İddianamenin kabulunun ardından 12. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Vedat Yılmaz Abdurrahmanoğlu ile Mehmet Erdoğan kuvvetli suç şüphesi bulunduğu gerekçesiyle sanıkların tutukluluğunun devamı yönünde oy kullandı. Üye hakimlerden Oktay Kuban, Gölcük Donanma Komutanlığı’nda görevli teğmenler Faruk Akın, Sinan Efe Noyan, Alperen Erdoğan, Burak Düzalan, Yakut Aksoy, Tarık Ayabakan, Ülkü Öztürk, Ali Seyhur Güçlü ve Sezgin Demirel’in üzerlerine atılı suçları işlediklerine dair kuvetli suç şüphesi varlığını gösteren olgular ve bir tutuklama nedeninin bulunmadığını” iddia ederek “tahliye edilmeleri” yönünde oy kullandı.

Ali Tatar ara eleman

Amirallere Suikast soruşturması çerçevesinde hakkında ikinci kez tutuklama kararı çıkınca intihar eden Yarbay Ali Tatar, iddianamede ara eleman olarak yer alıyor. Poyrazköy sanığı Tuğamiral Levent Görgeç de iddianamenin yapılanma şeması içinde gösteriliyor. Sanıklardan ele geçirilen yapılanma şeması “Proje Planlayıcısının Emirleri » Köprü Eleman » Projeyi gerçekleştirecek Karargah” şeklinde oluşturulmuş. “Proje Planlayıcısı” olarak “Doğu Perinçek (Silivri)”, “Köprü Eleman” olarak “Ali Tatar”, “Projeyi gerçekleştirecek Karargah” olarak da “Karargah Teğmenleri (Mahir)” gösterilmiş. Sistemin işleyişi ise “Doğu Perinçek (Silivri) » kurye » Ali Tatar » Karargah Teğmenleri (Mahir)”, “Doğu Perinçek » kurye » L. E. » Ali Tatar »» Ülkü Öztürk” ve “Doğu Perinçek » kurye » Levent Görgeç »Ali Tatar »» Ali Seyhur Güçlü” olarak şemalandırılmış.

Plan kağıt fişekten çıktı

Amirallere Suikast iddianamesinde dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı M.Metin Ataç ve Donanma Komutanı Eşref Uğur Yiğit’e yönelik suikast planının nasıl bulunduğu da anlatıldı. Suikast notunun, şüpheliler Alperen Erdoğan, Burak Düzalan, Yakut Aksoy ve Tarık Ayabakan’ın Kocaeli’ndeki evlerinde dolabın motor bölümüne saklı fişeklerin bulunduğu poşette katlanmış vaziyette beyaz kağıt içinde bulunduğu anlatıldı. Kağıda siyah kalemle “Alb. Tayfun Duman’dan gelecek fizibiliteye göre Uğur ve Metin Paşa’ya yapılacak operasyonun detay ve tarihlerini Levent Bektaş, Orhan Yücel Albay üzerinden iletecek. Size teslim edilen malzemeleri korunaklı bir yerde tutunuz’’ notu yazılmıştı.

Birinci Ordu’yu roketledik

Poyrazköy iddianamesi sanığı Tuğamiral Levent Görgeç’in Devrimci Karargah adlı örgütle bağlantısı anlatılmıştı. Amirallere Suikast iddianamesinde bu iddianın yanı sıra söz konusu örgütle ilgili çok sayıda belge ele geçti. Ele geçen ‘’Devrimci Karargah 1 Nolu Bildiri’’ başlıklı belgede “Devrimci Karargah olarak 7 Ağustos 2008’de İstanbul Selimiye’de bulunan 1. Ordu Karargah’ını havan topuyla vurduk’’ denildi. ‘’Devrimci  Karargah 4 Nolu Bildiri’’ adlı belgede ‘’Devrimci Karargah’a bağlı bir savaşçı grubumuz AKP İstanbul İl Merkezi’ne yönelik bir sabotaj eylemi düzenlemiştir’’ denilirken, başka belgede ‘’Devrimci Karargah’a bağlı bir savaşçı timi Siyonist finans kuruluşu Bank Pozitif’in 4. Levent’teki şubesini bombalayarak tahrip etmiştir’’ denildi.

Devrimci yapılanması

‘’Başkandan gelen emirler’’ adlı belgede şunlara yer verildi:

• Orhan Yücel ve ekibi Kocakafanın (E.K) mühimmatları ve malzemelerini sevk ve idare edecek (Poyrazköyden gelenleri korunaklı bölgeye alma) • Devrimci teğmenlerin TSK içinde tabana yayılma ve bilgilendirme çalışmalarında Ataman Yıldırım ve ekibi görevlidir.

• Devrimci Karargah’taki çekirdek kadronun diğerleri ile olan bağlantılarının yapıya zarar vermeyecek şekilde ayrıştırılmasını Levent Görgeç sağlayacak • Aylin Duruoğlu’nun tahliye kampanyasını Sezgin Demirel organize edecek. • Ülkü, maddelerden (uyuşturucu) sağlanacak para kaynaklarını artırmak için yeni satış kanalları oluşturacak.

Silivri’dekiler zor durumda

Şüpheliler Alperen Erdoğan, Burak Düzalan, Yakut Aksoy ve Tarık Ayabakan’da  ele geçen ‘ERUYGUR.DOC” adlı belgede Ergenekon davasının örgütün yapılarına zarar verdiği ifade edilirken Silivri’deki sanıkların geleceğinin ‘komutanlıkça görevlendirilen birimlere verilen emirlerin ve faaliyetlerin başarıya ulaşmasına bağlı olduğu’na yer veriliyor. Belgede şunlar yer alıyor:

‘’Eruygur Paşa ile Eğitim Komutanlığında yapılan toplantıda karargahımızı ilgilendiren emirler. Toplantıya katılanlar Şener Eruygur, K. S., F, L, Levent Görgeç, L. E., D. C, T. E. Devam eden dava, yapılarımıza önü alınamaz zararlar vermektedir. Birimlerimize dönük saldırılar Silivri’yi her geçen gün daha zor duruma sokmaktadır. Silivri’nin geleceği komutanlıkça görevlendirilen birimlere verilen emirlerin ve faaliyetlerin başarıya ulaşmasına bağlıdır.”

Faaliyetlerde kod isim kullanılacak

‘’2009-2010 kursiyerleri için evlerde kalacak şahısların belirlenmesi’’ başlıklı belgede dikkat çekici ifadelere yer veriliyor:

• Şüpheli olan arkadaşları evlere çağrılmayacak, ortalıkta doküman bırakılmaycak, saklancak.

• Sivil irtibatlarda tel kartı kullanılacak, komşularla olan ilişkilerimize dikkat edilecek

• Ele geçirdiğimiz her türlü doküman vakit kaybedilmeden görevli amirlerimize teslim edilecek.

• Dernek işlerinde kod isim kullanılacak. Meslek söylenmeyecek. Akademisyenlere  kod isim kullanılacak Deniz Kuvvetleri personeli olduğumuz söylenmeyecek.

• Aydınlık abone çalışması.

• Albay Levent Görgeç ile bağlantı kuracak kişilerin tespiti.

Yıprananları nadasa ayırın

Ele geçen bir başka belgede örgütsel faaliyetlerle ilgili karar şeklinde not ve talimatların bulunduğu kaydedildi.Bu talimatlardan bazıları şöyle:

• Yıpranan isimleri nadasa ayıralım ya da yakınları üzerinden hareket edelim. (Günerdeki gibi)

• TIHA konusu çok yıprandı. Bu proje ve diğer Güneydoğu ilintili projelerin gecikmesi konusunda makul ve inandırıcı argümanlar hazırlayalım. Şimdilik devam etmeli.

TOLON’U ZİYARET EDİN

• Örgütteki işçi arkadaşlar dikkat çekmeden Tolon’a geçmiş olsun ziyaretinde bulunabilir.

• Örgüt tabanının Deniz Yıldızı ve Ata Evleri projeleri için finansal destek Teorik çalışma kısmı için fikir alışverişinde bulunalım. MİTİNG Programı.

• Mitingler için bayrak temini kim yapacak partiye sor ve 300 bayrak bildir. En son bayrak sayısını U. B. E. ilet. Tübitaktakilerle birleştirip bildirsin.

Karargah Evleri fişleri

Şüphelilerin 34 teğmen hakkında kişisel özellekleri ailevi ve sosyal durumları, mesleki yetenek ve özellikleri, etnik kökenleri, siyasi ve fiziki görüşleri, örgütle olan irtibat derece ve örgütsel konumları, almış olduğu örgütsel görevler hakkında detaylı değerlendirme notlarına yer verdiği belirtildi. Bu fişleme belgelerinin Karargah Evleri oluşumu içinde yer alan kişilerce hazırlandığı anlatılan iddianamede, A.Ö isimli teğmenden bahsedilirken “TğmJF.G ile ev tutması sağlanarak istenilen tüm faaliyetlere yönlendirilebilir”, Teğmen E.A. hakkında “Provakatif eylemler için kullanılabilir. Güvenilir. A.A ile ev tutması söylendi. Yönetim kadrosunda yer alabilir’’, Teğmen S.Y.Y  ile ilgili de ‘’Psikolojik  tedavi gördü.  Kadıköydeki evin kullanımında önemli rol oynadı”, Teğmen L.B.T ile ilgili “Evlerde kalması ve bazı faaliyetlerde aktif kullanılmasında bir sakınca görülmemektedir’’ şeklinde değerlendirmeler yapıldığı görüldü. Savcı, bu belgeler ve fişlemelrle ilgili olarak ‘’Karargah Evleri oluşumu içinde tutulan evlerin ve burada kalacak şahısların örgütsel bir karar ve faaliyet doğrultusunda tesbit edildiğini göstermektedir’’ değerlendirmesinde bulundu.

Gelecek vaad edenlere özel görev

Teğmen M.S. hakkında “Ders başarısı ve idealist olması nedeniyle faaliyetlere karıştırılmamalı. Panel, seminer ve çeşitli üst düzey yetkili, bürokrat ve akademisyenlerle tanıştırılarak önü açılmalı” şeklinde değerlendirmeler dikkat çekti. İddianamede, bu fişlemelerle ilgili olarak ‘’İş bu değerlendirmeler örgütün mesleki açıdan çok başarılı olmaları nedeniyle ileride üst düzey görevlere gelmeleri muhtemel kişilerin deşifre olmamaları amacıyla örgütsel faaliyetlere katılmamaları şeklinde bir stratejisinin olduğunu göstermektedir’’ denildi.

İşçi Partisi ile bağlantının itirafı

Karargah Evleri ile ilgili fişleme dosyasında teğmen S.İ ile ilgili olarak yer alan notlar, Amirallere Suikast sanığı teğmenlerin İP ve Karargah Evleri ile bağlantısını kanıtlıyor. Teğmen S.İ. ile ilgili notta “G.D nin samimi arkadaşı İşçi Partisi konferanslarına katılmıştı. Davada İşçi Partisi’nin öne çıkmasından sonra kendini geriye çekti” notundan sonra değerlendirme bölümünde ‘’Çok şey biliyor. Bir çok faaliyetin içinde yer aldı. Deniz Yıldızı ve Ata Evlerden haberdar. Özel faaliyetler hakkında bilgisi var. En önemlisi İşçi Partisi bağlantılarını biliyor. Kesinlikle kontrol altında tutulmalı. Kendisini kontrol altında tutmak için gerekli dosyalar hazırlanmalı. Bu yüzden evde kalması önemli” deniliyor. İddianamede “Karargah Evleri örgütlenmesinin daha önce hakkında Ergenekon ve bağlı suçlardan kamu davası açılan Doğu Perinçek ve İşçi Partisi ile irtibatlı olduğunu göstermektedir’’ denildi.

Çok ağır suçlamalar

İddianamede sanıklara “Silahlı terör örgütüne üye olmak”, “Örgüt amacı doğrultusunda patlayıcı madde mermi bulundurmak”, “Aynı suçu işleme kararı ile birçok kişiye ait kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydetmek”, “Kişisel kullanım amacı dışında uyuşturucu madde bulundurmak”, “Uyuşturucu ve uyarıcı madde temin etmek, ticaretini yapmak veya sağlamak”, “6136 sayılı yasa kapsamında mermi bulundurmak” gibi ağır suçlamalar yöneltilen sanıklar hakkında 40’ar yıla varan hapis cezaları talep edildi.

Tanıdık hakim Kuban tahliye dedi

Amirallere suikast soruşturmasının tutuklu sanığı 9 teğmenin tahliye edilmesini isteyen 12. Ağır Ceza Mahkemesi üyesi Oktay Kuban, kamuoyunun yakından tanıdığı bir isim. Tartışmalı HSYK yaz kararnamesiyle 12. Ağır Ceza Mahkemesi üyeliğine atanan Oktay Kuban, Dursun Çiçek’i tahliye eden hakim olarak biliniyor. Demokrasi’ye Müdahale Eylem Planı’nın altında imzası bulunan Albay Çiçek, ilk kez 9. Ağır Ceza Mahkemesi nöbetçi hakimi tarafından tutuklandı. Tutuklama kararının hemen ardından avukatı bu karara itiraz ederken, 9. Ağır Ceza Mahkemesi öğle saatlerinde toplandı., Üye sayısı eksik olan 9. Ağır Ceza Heyeti’ne, geçici görevle 12. Ağır Ceza Hakimi Oktay Kuban atandı. Kuban’ın da katıldığı heyet, Çiçek’i tutukluluğunun 43. saatinde tahliye etti. Çiçek’in tahliye kararı 2’ye karşı 1 oyla alınırken, tahliye olması yönünde oy kullanan hakim de geçici görevle 9. Ağır ceza’ya gönderilen Oktay Kuban olmuştu.

İlk duruşma 7 Mayıs’ta

Davanın ilk duruşması için 3 gün veren İstanbul 12. Ağır Ceza, duruşmaları 7, 14 ve 17 Mayıs’ta yapacak. Ergenekon kapsamında daha önce hazırlanan 3 iddianamenin birer suretini İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nden isteyen mahkeme, davanın silahlı terör örgütü üyeliğinden açıldığını ancak hangi örgüt olduğunun belirtilmediğini belirterek, Ergenekon diye tabir edilen silahlı terör örgütü ile ilgili olarak bu örgütün varlığı, yapısı varsa eylemleri konusunda bilgiler içeren ve bu örgüt ile ilgili Emniyet, Genelkurmay ve başka kurumlardan gelen yazıları da istedi.

Star, 06.02.2010

Amirallere suikast iddianamesinden Devrimci Karargâh çıktı

Poyrazköy'de ele geçirilen cephaneyle ilgili iddianamenin geçen ay kabul edilmesinin ardından dün sivil yargı önemli bir karar daha aldı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Metin Ataç ve geçen yıl yerine atanan Oramiral Eşref Uğur Yiğit'e suikast soruşturmasının iddianamesini kabul etti.
 

Duruşma tarihi 7 Mayıs 2010 olarak belirlenirken, mahkeme amirallere suikast davası ile Poyrazköy cephaneliği davasının birleştirilmesi kararını ilk duruşmada verecek.

Çoğunluğunu teğmenlerin oluşturduğu 9'u tutuklu 19 sanığın yer aldığı 166 sayfalık iddianamede, çarpıcı bilgiler bulunuyor. Devrimci Karargah Örgütü ile irtibat, bunların başında geliyor. Bostancı'daki çatışmada ölen ve PKK kamplarında eğitildiği tespit edilen Devrimci Karargah lideri Orhan Yılmazkaya'nın görüntüleri ve telsiz ses kayıtları sanıklarda çıktı. Ele geçirilen belgeler arasında çok sayıda Devrimci Karargah bildirisi de var. Sanıkların Poyrazköy cephaneliği ile ilgisi iddianamede anlatılırken, ele geçirilen bir not amirallere suikast girişimini belgeliyor: "Alb. Tayfun Duman'dan gelecek fizibiliteye göre Uğur ve Metin Paşa'ya yapılacak operasyonun detay ve tarihleri Levent Bektaş, Orhan Yücel Albay üzerinden iletilecek. Size teslim edilen malzemeleri korunaklı bir yerde tutunuz."

Subaylara vahim suçlamalar

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, İstanbul Cumhuriyet Savcısı Süleyman Pehlivan tarafından hazırlanan iddianamenin incelemesini tamamladı. Mahkeme heyeti, inceleme sonucu 16 ek klasörden oluşan 9'u tutuklu 19 sanıklı iddianameyi kabul etti. 'Amirallere suikast' ile ilgili operasyon kapsamında ele geçirilen TNT kalıpları ve uyuşturucu maddeleri bulundurma yönündeki iddialar konusunda yürütülen soruşturma kapsamında düzenlenen 166 sayfalık iddianamede, sanıklar 'silahlı terör örgütü üyesi olmak, örgütün amacı doğrultusunda patlayıcı madde ve mermi bulundurmak, aynı suç işleme kararıyla birçok kişiye ait kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydetmek'le suçlanıyor.

Ayrıca sanıklardan elde edilen belgeler arasında çok sayıda Devrimci Karargâh Örgütü bildirisinin yer alması dikkat çekti. Bostancı'daki çatışmada ölen Devrimci Karargâh lideri Orhan Yılmazkaya'nın da görüntüleri ve telsiz ses kayıtları da sanıklarda çıktı.

YARBAY TATAR, ORGANİZASYONU KORUYORDU

İddianamede, soruşturmanın başlamasına sebep olan ihbar mektubuna da yer verildi. Mektuba göre, askerlerin kurduğu çete, bazı sivillerle genç teğmenleri önce fuhuş partilerine davet ediyor, ardından uyuşturucuya alıştırıyor. Organizasyonun ağına düşerek bağımlı hale gelenlere uyuşturucular yüksek fiyatla satılarak müthiş paralar kazanılıyor. Çeteyi koruyanlar arasında ise geçtiğimiz günlerde intihar eden Yarbay Ali Tatar da bulunuyor. İşte mektuptan bazı bölümler: "Tğm. Ülkü Öztürk, Tğm. Sinan Efe Noyan, Deniz Harp Okulu öğrencisi Uğur Kayar, uyuşturucu trafiğinin kilit noktasında ve organizatörü konumundadırlar. Bu şahıslar uyuşturucuyu temin ederek kendi kurdukları ekipleriyle satışını sağlarlar. Kiralamış oldukları evlerde sivillerin de katıldığı fuhuş ve uyuşturucu partisi düzenlemektedirler. Partiler ve örgütsel faaliyetler için kullandıkları kendilerine bağlı çok sayıda evleri vardır. Bu partiler sayesinde uyuşturucu bağımlısı yaptıkları şahıslar, bu uyuşturucu organizasyonunun potansiyel müşterisi durumundadırlar. Değişik kanallardan temin ettikleri uyuşturucuları bağımlı yaptıkları kişilere daha pahalıya satarak ciddi bir gelir elde etmektedirler."

Ali Tatar, soruşturma kapsamında 'suç örgütüne üye olmak' iddiasıyla tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Tatar, avukatının itirazı üzerine salıverildi. Ancak savcılık, tahliye kararına itiraz etti. Tatar, hakkında yeniden tutuklama kararı çıkarılması üzerine 20 Aralık 2009'da evinde intihar etmişti.

 


İhbar mektubunda şok ayrıntılar: Uyuşturucu işinde PKK ile ortak çalışıyorlar

Dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Metin Ataç ve halefi Oramiral Eşref Uğur Yiğit'e yönelik suikast iddialarına ilişkin soruşturmanın Emniyet Genel Müdürlüğü'ne gelen bir e-maille başladığı ortaya çıktı. 15 Temmuz 2009'da gelen mailde, organizasyonun uyuşturucu ve fuhuş trafiği bütün ayrıntılarıyla deşifre ediliyor. Mektubun yazarının da söz konusu çetenin mağdurlarından bir subay olduğu anlaşılıyor. Mektuba göre, askerlerin kurduğu çete, bazı sivillerle genç teğmenleri önce fuhuş partilerine davet ediyor, ardından uyuşturucuya alıştırıyor. Organizasyonun ağına düşerek bağımlı hale gelenlere uyuşturucular yüksek fiyatla satılarak müthiş paralar kazanılıyor. İşte o mektuptan bazı bölümler: "Ülkü Öztürk'ün uyuşturucu işinde PKK ile de irtibatı vardır. Bu işlerini akrabası da olan PKK'lı E.K. ile gerçekleştirmektedir. Bu uyuşturucu organizasyonunda lider konumunda olan Ülkü Öztürk, Sinan Efe Noyan, Burak Amaç, Fatih Göktaş, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nda uyuşturucu kullandıkları ve sattıkları bilindiği halde bu organizeyi koruyan ve himaye eden üst rütbeli subaylarca örtbas edilmektedir."

Organizasyon kuleli askeri lisesi'ne de sıçradı

Mektupta, çetenin Kuleli Askeri Lisesi'ne de el attığı aktarılıyor: "Son zamanlarda Ülkü Öztürk uyuşturucu ağını Kuleli Askeri Lisesi'ne de taşımıştır. ... Adresinde kalan öğretmen teğmenler Muharrem Dinçer, İsmail Kahyaoğlu, Eren Şentürk, bu adreste uyuşturucu partileri vererek kendi çevrelerinde uyuşturucu pazarlamaktadır. Ülkü Öztürk ve arkadaşları uyuşturucuları dört evde saklamakta ve buradan da piyasaya satış yapmaktadırlar. Değirmendere'de 75. Yıl Sitesi'ndeki ev uyuşturucu deposu olarak kullanılmaktadır. Sinan Efe Noyan, Kadıköy'deki eve uyuşturucuları buradan aktarmaktadır. "


Sanıkların 34 yıl hapsi isteniyor

İddianamede, tutuklu dokuz sanığın 8 ila 34 yıl, tutuksuz 10 kişinin de 5 ila 29 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırılması istendi. Tutuklu sanıklar Alperen Erdoğan, Burak Düzalan, Yakut Aksoy ve Tarık Ayabakan'ın 'silahlı terör örgütüne üye olmak', 'kişisel kullanım amacı dışında uyuşturucu madde bulundurmak' ve 'aynı suçu işleme kararıyla birçok kişiye ait kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydetmek' suçlarından 13'er yıldan 34'er yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.

Tutuklu sanık Faruk Akın'ın 'silahlı terör örgütüne üye olmak', 'örgüt amacı doğrultusunda patlayıcı madde ve mermi bulundurmak', 'aynı suç işleme kararıyla birçok kişiye ait kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydetmek' suçlarından 13 yıl 8 aydan 33 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edilen iddianamede, tutuklu sanık Sinan Efe Noyan ile tutuksuz sanık Barbaros Mercan ve Yiğithan Göksu'nun ise 'silahlı terör örgütüne üye olmak' ve 'örgüt amacı doğrultusunda patlayıcı madde ve mermi bulundurmak' suçlarından 13 yıldan 29 yıla kadar hapsi öngörüldü. Tutuklu sanıklar Ülkü Öztürk ve Sezgin Demirel ile tutuksuz sanık Koray Kemiksiz'in 'silahlı terör örgütüne üye olmak' ve 'aynı suçu işleme kararıyla birçok kişiye ait kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydetmek suçlarından' 8'er yıldan 19'ar yıla kadar hapisle cezalandırılması istenen iddianamede, tutuklu Ali Seyhur Güçlü ile tutuksuz sanıklar Halit Mehmet Ergül, Fatih Göktaş, Burak Amaç, Burak Özkan, Oğuz Dağnık, Mehmet Orhan Yücel'in 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 7,5'ar yıldan 15'er yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.


'Amirallere operasyon' notu iddianameye girdi

Şüpheliler Faruk Akın ve Sinan Efe Noyan'ın kalmakta olduğu evde yapılan aramada ele geçirilen fişeklerin bulunduğu poşet içerisinde katlanmış vaziyette beyaz kâğıt üzerine siyah kalemle yazılmış not da iddianamede yer alıyor. Söz konusu notta, dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Metin Ataç ve halefi Eşref Uğur Yiğit'e yönelik suikast ifadesi net bir şekilde yer alıyor. İşte o not: "Alb. Tayfun Duman'dan gelecek fizibiliteye göre Uğur ve Metin Paşa'ya yapılacak operasyonun detay ve tarihlerini Levent Bektaş, Orhan Yücel Albay üzerinden iletecek. Size teslim edilen malzemeleri korunaklı bir yerde tutunuz."

İddianamede, "Şüpheliler Faruk Akın ve Sinan Efe Noyan'ın kalmakta olduğu evde yapılan aramada, niteliği dosyada mevcut ekspertiz raporunda belirtilen patlayıcı madde ve mermilerin bulunması, ayrıca mermilerin bulunduğu poşet içerisinde zamanın Deniz Kuvvetleri Komutanı Metin Ataç ve Donanma Komutanı Eşref Uğur Yiğit'e yönelik olarak yapılacak saldırıyla ilgili notun mevcudiyeti, söz konusu örgütün amacı doğrultusunda gelecekte yapmayı tasarladığı eylemlerde kullanmak üzere patlayıcı madde temin ettiğini ve sakladığını göstermektedir." ifadeleri yer alıyor.


Liselilere hap verilirdi

İhbar mektubunda, çetenin liseli gençleri de ağına düşürdüğü belirtiliyor: "Kadıköy'deki Rasimpaşa Mahallesi'ndeki ev, uyuşturucu deposu olarak kullanılmaktadır. Bu evde daha çok hafta sonları olmak üzere üst seviyede uyuşturucu partileri düzenlenir. Evde şu an Dz. Yzb. M.E., Dz. Yzb. E.T.A.'ın kız kardeşi D.G.O. ve Serkan E. kalmaktadır. Serkan E. Deniz Harp Okulu'ndan ayrılan Mert D.'nin arkadaşıdır. Deniz G. ise Deniz Harp Okulu öğrencisi Yiğit Y.'nin ortaokul arkadaşıdır. Her türlü ortamın oluşturulduğu bu evde kız arkadaşı ile gelenler, sardıkları otları tüttürenler, bir kenarda sızanlar, güzel kızlarla aynı ortamda ilişkiye girerler. Ne istersen var. Bazen evde 10-15 kişi olurduk. Deniz lisesinden bile gelenler olurdu. Onları Uğur Kayar ayarlardı. Liseliler hap takılırdı. Gereken malı Ülkü Oztürk getirirdi. Ülkü siparişleri alır paraları toplar, para yoksa borç yazar bir sonraki hafta mallarla beraber gelirdi. Uyuşturucuyu Ülkü Oztürk, Harp Okulu öğrencisi Sevinç Bayram, Tğm. Sinan Efe Noyan, Tğm. Alperen Erdoğan temin ederler. Bu şahısların uyuşturucu temin ettikleri geniş bir çevreleri vardır."

UYUŞTURUCU ALIŞVERİŞİ KASAPTA YAPILIYOR

"Kadıköy S.A. eczanesinden B.Y. isimli şahıs, uyuşturucuları Deniz Harp Okulu öğrencisi S.B. vasıtasıyla Harp Okulu öğrencisi Burak Amaç ve Fatih Göktaş'a veriyordu. Oradan da gerekli yerlere dağıtılıyordu. Bu organizasyonun en büyük uyuşturucu ayağı olan Ülkü Öztürk, Yarbay Ali Tatar'ın bilgisi dahilinde İnönü Cd. Bozkurt Pasajı no:xx (Kocaeli) adresinde bulunan S. Et adlı kasabın sahibi Levent Ç.'den temin etmektedir. Uyuşturucu alış-verişi kasapta gerçekleşmektedir."

İlk duruşma 7 Mayıs'ta amiraller şikâyetçi olmadı

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, 'amirallere suikast girişimi'ne yönelik hazırlanan iddianameyi kabul etmesinin ardından duruşma tarihini de belirledi. 9'u tutuklu 19 sanığın yargılanmasına, 7 Mayıs 2010 tarihinde başlanacak. İddianamede çetenin hedefindeki iki amiral Metin Ataç ve Eşref Uğur Yiğit'in 'müşteki' olarak yer almaması dikkat çekti.

İddianamenin tensip tutanağında, tutuklu sanıklar Faruk Akın, Sinan Efe Noyan, Alperen Erdoğan, Burak Düzalan, Yakut Aksoy, Tarık Ayabakan, Ülkü Öztürk, Ali Seyhur Güçlü ve Sezgin Demirel'in tutukluluk hallerinin devamına karar verildi. İddianameyle ilgili yazılan tensip tutanağında, sanıklarla ilgili suç maddeleri şöyle sıralandı: "Silahlı terör örgütüne üye olmak, örgüt amacı doğrultusunda patlayıcı madde ve mermi bulundurmak, suç işlemek kararıyla birçok kişiye ait kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydetmek, kişisel kullanım amacı dışında uyuşturucu madde bulundurmak, uyuşturucu ve uyarıcı madde temin etmek, ticaret yapma veya sağlama ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanunu kapsamında mermi bulundurmak."

Suç tarihini, 17 Temmuz 2009 ve öncesi olarak belirleyen mahkeme heyeti, 'Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmata ilişkin' davayla birleştirilmesi yönündeki savcılık talebinin, duruşmada değerlendirilmesi ve bu konuda karar verilmesinin bilahare düşünülmesine hükmetti. Sanık sayısının fazlalığı ve isnat edilen suçların sayısını dikkate alan heyet, duruşmaların 7, 14 ve 17 Mayıs 2010 olmak üzere her gün saat 10.00'da başlayarak 3 gün süreyle yapılmasına karar verdi. İddianamede müşteki olarak görünen Burçin Öztürk de 17 Mayıs 2010'daki 3. duruşmaya çağrılacak.

ERGENEKON DOSYASI İSTENECEK

Mahkeme heyeti, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nden, birinci ve ikinci Ergenekon dava dosyalarındaki iddianameler ile aynı mahkemenin 2009/85 esas sayılı dosyadaki iddianamenin onaylı suretlerinin, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nden istenmesi için yazı yazılmasına karar verdi. Tensip tutanağında, tutuklu sanıkların tahliye edilmesine yönelik görüş bildirdiği görülen üye Hâkim Oktay Kuban, 'sanıkların üzerlerine atılı suçları işlediklerine dair ileri sürülen delillerin hukuki niteliği itibarıyla, sanıklar hakkında kuvvetli suç şüphesi varlığını gösteren olgular ve bir tutuklama nedeninin bulunmaması nedeniyle, sanıkların tahliye edilmeleri gerektiğini' belirtti. Kuban, tutanakta, "Tutuklulukların devamı yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum." ifadesini kullandı.


Harp Okulu öğrencilerini tek tek fişlemişler: Özel görüntüleri elimizde istediğimizi yaptırabiliriz

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'ndaki çete, muvazzaf subayların yanı sıra Deniz Harp Okulu öğrencilerini tek tek fişlemiş. Teğmenlerin evlerinde bulunan belgelerde, subaylar ve öğrencilerin, dinî görüşü, etnik kökenleri ve özel hayatlarına ilişkin bilgiler yer alıyor. Yasaya aykırı şekilde arşivlenen bilgilerin şantaj amaçlı kullanıldığı belirtiliyor.

Amirallere suikast davası kapsamında tutuklanan teğmenlerin, muvazzaf subaylar ile Deniz Harp Okulu öğrencilerini tek tek fişlediği ortaya çıktı. Teğmenler Alperen Erdoğan, Burak Düzalan, Yakup Aksoy ve Tarık Ayabakan'ın Kocaeli'nin Değirmendere ilçesindeki evlerinde yapılan aramada ele geçen belgelerde, subaylar ve öğrencilerin, siyasi, dinî, sosyal görüşleri, alışkanlıkları, etnik kökenleri özel yaşamları ile ilgili bilgiler yer alıyor. Araştırmalar sonucunda oluşturulan raporda, listelerde yer alan kişilere ait bilgilerin yasaya aykırı şekilde arşivlendiği ve bunların şantaj amaçlı kullanıldığının altı çiziliyor.

Sanık Düzalan'da ele geçirilen flaş bellekte "Harp Okulu" isimli excel belgesinde 208, "Çağatay'dan gelenler" adlı word belgesinde 173, Alperen Erdoğan'da ele geçirilen belgede ise 61 öğrencinin kişisel bilgilerine yer verilmiş. Öğrencilerin, isim ve soy isimlerinin karşısında şu şekilde fişlemeler yapılmış:

PEŞİNE KIZ TAKTIK

"Milliyetçi çevreden", "Tanrı inancının olmadığı", "Ulusalcı düşüncede olduğu", "Babası ve kendisi Rotary ile alakalı", "Hizbul Tahrir-İsmail Yıldız referansı", "uyuşturucu kullanır", "Şıh", "Alevi kız arkadaşının çektiği özel görüntüleri arkadaşlarına izlettirdiği, Devamlı kadınlarla ilişkiye girdiği. Yabancı uyruklu kadınlarla ilişkiye girdiği, görüntülerinin bizde mevcut olduğu, istediğimizi yaptığı, postacılarımızdan biri olduğu", "Hıristiyan", "Kadın için her şeyi yapar", "Rum olduğu", "Allah'a inanmadığı", "Eşcinsel olduğunu bildiğimizi biliyor, istediğimizi yapar", "Uyuşturucu kullanır", "Gönderdiğimiz kadınlar sayesinde istediğimiz seviyeye getirdiğimiz", "PKK", "Arkadaşlar getirip götüremediler, peşine taktığımız üniversiteli kız istediklerimizi işliyor", "Ermeni", "Kalamış'ta Komunist bir kulübe üye...", "Dindar", "İrticayı desteklediği..,", "Her ortamda İslam'ı savunduğu...", "Ailesinin irticacı olduğu....", "Dinî terimler ve dualar kullanıyor. Orucu tam tuttuğu", "Peşine taktığımız kızı hamile bıraktı. Bebeği aldırdık. Kullandığı evin adresi.."

Sanık Sezgin Demirel'in Değirmendere'deki evinde ele geçen belgelerde askerî öğrencilerle ilgili yapılan fişlemede en ince ayrıntıların bile ihmal edilmediği görülüyor. Fişlemelerde öğrencilerin anne-babalarının öz olup olmadığından başlayarak, boyu, kilosu, göz rengi, ten rengi, ayakkabı numarası ve kaç beden elbise giydiği bilgisi dahi veriliyor.

Deniz teğmenler Burak Düzalan, Yakup Aksoy ve Tarık Ayabakan'ın evinde yapılan aramalarda ele geçen flaş bellekte ise askerî öğrencilerin şu ibarelerle fişlendiği tespit edildi:

"Kadınlara aşırı düşkün, fikri yapısı bize uygun, ailesi Balkan göçmeni, amcası polis, alkolik, cep telefonunda ayetel kürsi duası var, FG'ci takiyye yapıyor olabilir, Ermeni, Alevi dostlarımızdan, albayın referans listesinden, abisi sakallı, baba hacı anne kapalı, kız arkadaşı kapalı, ateist güvenilir, annesi kanser hastası desteklenmeli, Kürtleri ve Ermenileri sevmiyor, yalaka, üstlerle arası iyi, porno CD dağıtıcısı, psikolojik problemi var, dersleri kötü, şıh hırsız, keş, homoseksüel, komünist, tarikatçı, sapık, PKK Alevi düşmanlarımızdan, HRJ, Tekirdağ'dan yetiştirilerek yönlendirildi, arkadaşlara kız ayarlama işini verelim."


1. Ordu'ya yapılan havan saldırısı, Devrimci Karargâh işi

İddianamede yasa dışı terör örgütü Devrimci Karargah'la ilgili çarpıcı bilgiler yer alıyor. Teğmenlerden Yakut Aksoy'da çıkan flash bellekte, 27 Nisan 2009'da İstanbul Bostancı'da polisle girdiği çatışmada ölü ele geçirilen Devrimci Karargâh üyesi Orhan Yılmazkaya'yla ilgili ilginç değerlendirmeler yapılmış. Yılmazkaya'nın eğitim için gittiği PKK kamplarında çekilmiş fotoğraf ve video görüntülerinin bulunduğu belgelerde 2008'de Karacaahmet Mezarlığı'nda bulunan 4 adet havan mermisinin adresi de ortaya konuluyor. "Devrimci Karargah 1 No'lu bildiri" başlıklı metinde aynen şu ifadeler yer alıyor: "Devrimci Karargâh'a bağlı Şehit Ongan Müfrezesi TC Ordusu'nun 1. Ordu Karargahı'na yönelik bir havan saldırısında bulunmuştur..."

Flash bellekte bulunan Devrimci Karargah örgütüne ait 2 No'lu bildiride de "Devrimci Karargah olarak, 7 Ağustos 2008 tarihinde İstanbul Selimiye'de bulunan 1. Ordu Karargahı'nı havan topuyla vurduk." cümlesi dikkat çekiyor.

Karargah Evleri'ndeki uyuşturucu trafiğini yöneten Teğmen Ülkü Öztürk ise 'Düşen Bir Devrim Şehidinin Ardından' başlıklı mesajda Yılmazkaya, için şu ifadeleri kullanıyor: "Güneşten geldi, güneşe gitti o. Devrimciler devrim programını gerçekleştirmek için gereken her şeyi yaparlar; meclise girerler, dağa çıkarlar, yasal parti kurarlar, yasadışı mücadele ederler. Gerekirse üniformasını giyer Deniz'ini gemide arayan Bahriyeli, özgürlüğüne uçan pilot, dağlarda komutan olurlar."

 


İntihar eden Yarbay Ali Tatar, Harp Okulu öğrencileri için tutulan evlerden sorumluymuş

Bir süre önce intihar eden sanıklardan Yarbay Ali Tatar'ın ismi Amirallere Suikast iddianamesinde de geçiyor. Ele geçirilen belgelerde, harp okulu öğrencileri için tutulan evlerde kalacak teğmenlere ilişkin bilginin Tatar'a iletilmesi isteniyor. Söz konusu bilgiler, sanıklar Alperen Erdoğan, Burak Düzalan, Yakup Aksoy ve Tarık Ayabakan tarafından kullanılan Kocaeli ili Değirmendere'de yapılan aramada ele geçirilen flash bellekte yer alıyor.

69. sayfadaki "toplantı kararları_mayıs" isimli word belgesinde Karamürselbey Eğitim Merkezi 2009-2010 kursiyerleri için evlerde kalacak şahısların belirlendiği ifade ediliyor. Evlere yeni gelecek teğmenler hakkında bilgi, belge, fotoğraf ve kayıtların ise istenen formatta düzenlenip Yarbay Ali Tatar'a iletilmesi isteniyor.

Teğmenlerin dikkat edecekleri hususlar ise şöyle belirlenmiş: "Bu evlerde kimin kiminle kalacağının isim isim tespit edilerek yönlendirilmesi, istihbarat çalışması yapabilecek teğmenlerin ekip dışındaki teğmenlerle kalması, uzun zamandır kullanılan evlerin tekrar tutulmaması, yeni gelecek teğmenler hakkında bilgi, belge, fotoğraf ve kayıtların ise istenen formatta düzenlenip Yarbay Ali Tatar'a en geç 5 Eylül 2009'da iletilmesi, kendi aramızdaki irtibatı 2. bir tel ile kurulacak harp okulu, damyo ve lise olan irtibatlarda bu tel kullanılacak. Şüpheli olan arkadaşları evlere çağrılmayacak. Ortalıkta doküman bırakılmayacak, saklanacak. Sivil irtibatlarda tel kartı kullanılacak. Komşularla olan ilişkilerimize dikkat edilecek."


Perinçek'in ÇYDD talimatı: Parasal kaynaklar artırılmalı

Devrimci Karargah ve Poyrazköy soruşturmalarında ele geçirilen "Nisan Bülteni" isimli doküman, amirallere suikast iddianamesinde de geçiyor. İddianamedeki belgeler arasında bulunan "Başkanımızdan" ibareli "Nisan Bülteni", teğmenlerin Kocaeli'ndeki evinde yapılan aramada ele geçirilmiş. Bültende devrimci subayların ordudan tasfiye edildiğine dikkat çekiliyor. Dokümanın çıktığı harddisk'in içindeki word belgesinde "Nisan Bülteni"nin yanı sıra, "Doğu Perinçek Başkanımızın Emirleri" alt başlıklı bir başka metin daha yer alıyor. Poyrazköy sanıklarında da rastlanan bu emirler arasında Ergenekon sanığı emekli Binbaşı Levent Bektaş'ın ismi yer alırken, "Aydın Ortabaşı ÇYDD'den gelen parasal kaynakların miktarlarının Perinçek'in emirleri doğrultusunda artırılması. Diğer parasal kaynak konusunda yeni satış kanalları (maddeler) oluşturulacak." ifadeleri de dikkat çekiyor.


Teğmenlerin evinde poşetlerle esrar çıktı

Teğmenlerin kaldığı Kocaeli'ndeki evde bulunan uyuşturucular iddianamede tek tek sayıldı. Buna göre teğmen Alperen Erdoğan'ın yatak odasındaki dolabın üstünde esrar poşetleri ele geçirilmiş. Odada bulunan kıyafet dolabının üst orta kısmında valizlerin altında sarı renkli koli bandına sarılı vaziyette zulalanmış olan paket içerisinde; 6 adet çıtçıtlı poşet içerisinde kubar esrar olduğu değerlendirilen uyuşturucu maddeler, 4 adet şeffaf poşet içerisinde toz esrar olduğu değerlendirilen uyuşturucu madde, 1 adet çıtçıtlı şeffaf poşet içerisinde şampanya sarısı renkli 3 adet Captagon olduğu değerlendirilen uyuşturucu hap, aynı şekilde şeffaf kilitli poşet içerisinde aynı özelliklere sahip 2 adet captagon ve 2 adet şeffaf çıtçıtlı poşet içerisinde 3 adet, 1 adet şeffaf çıtçıtlı olmak üzere toplam 8 beyaz renkli Mitsubishi amblemi bulunan extacy hap olduğu belirtiliyor.


Genç teğmenlere kancayı Ergenekon sanığı Yıldırım'ın ekibi atıyor

Tutuklu denizci teğmenlerin Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından eski yüzbaşı ve Çağdaş Türkiye Partisi Genel Başkanı Hasan Ataman Yıldırım'la irtibatlı olduğu ortaya çıktı.

Tutuklu teğmenler Alperen Erdoğan, Yakut Aksoy ve Tarık Ayabakan tarafından kullanılan Değirmendere'deki evde yapılan aramada ele geçen flaş bellekte, Ataman Yıldırım için şu ifadeler kullanılıyor: "Genç teğmenler arasında taban çalışmaları için Hasan Ataman Yıldırım'ın ekibi yeniden harekete geçirilecek. İnternet yoğun bir şekilde propaganda faaliyetleri için kullanılacak."


'Okunacak' köşe yazarları da belirlenmiş

Soruşturma kapsamında tutuklanan teğmenlerin evlerinde yapılan aramalarda ele geçirilen dokümanlar arasında 'Öğrencilerimize okutulacak köşe yazıları' isimli belge de yer alıyor. Buna göre, cunta yapılanması, öğrencilere hangi köşe yazılarını okutacaklarını bile belirlemiş. Öğrencilere "AKP, seçimi kazanan DP adayına başörtülü olduğu için karşı çıktı", "Ermeni Patriği 2. Mesrob: Oyumuz AKP'ye", "Haraç mezat satıyorlar, Petkim siyoniste" köşe yazıları okutulmak için seçilmiş.


'Hizbuttahrir'den referanslı'

Karargâh Evleri oluşumunun yasa dışı Hizbuttahrir örgütüyle irtibatlı olduğuna dair ilginç bilgiler mevcut. "ÜLKÜDEN GELEN" isimli excel belgesinde; "Hizbultahrir-İsmail Yıldız referansı" ve "U.A Hizbuttahrir.... referansı" ibareleri yer alıyor. Türkiye'ye hilafeti getirmeyi amaçladığı ileri sürülen Hizbuttahrir ile teğmenler arasındaki irtibat dikkat çekiyor.

Zaman, 06.02.2010


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.