Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > Olimpiyat Ekonomisi

 Olimpiyat Ekonomisi
Dünyanın en büyük organizasyonu, sporun zirvesi ve her sporcunun hayali olan yaz olimpiyatları 5 Ağustos’da Brezilya’nın Rio de Janeiro şehrinde başladı. ‘’Citius – Altius – Fortius’’ yani ‘’daha hızlı – daha yüksek – daha güçlü’’ sloganıyla 203 ülkeden on binden fazla sporcu sahne alacak. Ev sahibi Brezilya’daki sağlık ve güvenlik konularındaki risklere ve yerel muhalif grupların protestolarına rağmen sporseverler bu büyük şöleni heyecanla bekliyorlar. Branşlarının en iyileri altın madalya için kıyasıya mücadele edecekler.

Olimpiyat oyunları spor pazarlaması ve sponsorluk açısından da çok önemli bir yere sahiptir. Sporda sponsorluğun tarihini değiştiren etkinlik, 1984 Los Angeles Olimpiyatları’dır. O zamana kadar düzenleyen ülkeye hep finansal yük ve borç getiren olimpiyat oyunları 1984 yılında 225 milyon dolar kâr elde etmeyi başarmıştır. Aslında 1932’de yine Los Angeles’da yapılan olimpiyatlarda kâr elde edilmiş olsa da Büyük Buhran zamanında düzenlendiği için başka aday ülke olmaması ve ülkelerin çoğunun Los Angeles’a ulaşım maliyetlerini karşılayamadığı için organizasyona sporcu göndermemiş olması, 1932 oyunlarını değerlendirme dışı bırakmamıza sebep oluyor. Sovyetler Birliği, Doğu Almanya ve Küba dahil 14 ülke tarafından boykot edilen 1984 Los Angeles Olimpiyatları’nın kâr etmesinin arkasındaki isim, organizasyon komitesi başkanı Peter Ueberroth.

Peter Ueberroth, daha önceki ülkelerin aksine bu oyunların nasıl kâr getirebileceğini düşünüp ABD Olimpiyat Komitesi ve IOC (Uluslararası Olimpiyat Komitesi) ile birlikte çalışmıştır. Olimpiyatların meşhur beş halkadan oluşan logosunu, şirketlerin reklamlarında kullanabilmeleri ve bunun karşılığında sponsorluk geliri sağlanması fikrini kabul ettirmesiyle yaklaşık 43 şirket olimpiyatlara ana sponsor olmuş ve organizasyon toplamda 225 milyon dolar kâr elde etmiştir (Schwarz ve Hunter, 2008, s 242-243). Bu başarı Peter Ueberroth’a 1984 yılında ‘Time Yılın Kişisi’ ödülünü getirmiştir.

1984 yılına kadar kâr etmemiş olsa da, olimpiyat oyunları uzun süredir gelir elde ediyor. En büyük gelir kalemini TV yayın hakları oluşturuyor. 1936 Berlin Olimpiyatları sadece bir ülkede yayınlanırken, 2000 Sydney’den itibaren olimpiyatları yayınlayan ülke sayısı 220 olmuştur. 1960 Roma Yaz Olimpiyatları’nda sadece 1,2 milyon dolar olan TV yayın gelirleri, 1984 Los Angeles’da 100 milyon dolar sınırını, 2000 Sydney'de ise 1 milyar dolar sınırını aşmıştır. 2012 Londra’da 2,5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşen TV yayın gelirlerinin 2016 Rio Olimpiyatları’nda ise 3 milyar dolar seviyesinde olması bekleniyor. Bu rakam, futbolda yayın hakları geliri en yüksek lig olan İngiltere Premier Ligi’nin yıllık yayın gelirinin yaklaşık 1,3 katına denk geliyor.

Olimpiyat için bir diğer gelir kalemi ise IOC’nin TOP (The Olympic Partner) programı çerçevesinde firmaların ödedikleri sponsorluk bedelleridir. 2016 Rio’da yaklaşık 900 milyon dolarlık sponsorluk geliri öngörülüyor. Coca Cola, Atos, Dow, General Electric, Mc Donald’s, Omega, Panasonic, Procter & Gamble, Samsung ve Visa markaları IOC’nin TOP programı çerçevesinde hem 2014 Sochi Kış Olimpiyatları’na hem de 2016 Rio Yaz Olimpiyatları’na resmi sponsor oldular.

2016 Rio için diğer haklar ve lisans bedelleri kaleminde 300 milyon dolar ve diğer başlığında 250 milyon dolar gelir öngörülüyor. IOC’ye ait tüm bu gelirleri topladığımızda Rio Olimpiyatları, Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşunu içeren ISO 500 listesine üçüncü sıradan giriyor.

Yukarıda belirtilen gelirler IOC’nin hanesine yazılırken, yerel sponsorluklar, bilet ve ağırlama/konaklama gelirleri olimpiyat oyunlarına ev sahipliği yapan ülkeye yani Brezilya’ya kalıyor. Şubat ayı sonunda 19 yerel sponsor ile yaklaşık 1 milyar dolarlık anlaşma sağlanırken, bu rakamın 1,5 milyar dolar seviyesine çıkarılması hedefleniyordu. Bu hedefin gerçekleşmesi durumunda, 2012 Londra’ya oranla yaklaşık yüzde 50 daha fazla sponsor geliri elde edilmiş olacak. Biletlerden beklenen gelir ise 330 milyon dolar seviyesinde.

Dört yılda bir düzenlenen olimpiyatlara ilgi yıllar geçtikçe daha da artıyor. Artan bu ilgi, ekonomik verilere de yansıyor. Sportif mücadelenin zirvesi olan olimpiyatlar, spor ekonomisinin de zirvesi olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. 2020 Tokyo Yaz Olimpiyatları’nda çok daha büyük ekonomik verilerle karşılaşacağımız çoktan konuşulup yazılmaya başladı.

hbrturkiye.com.tr, 08.08.2016


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.