Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Erdoğan: 'Ülkemiz hassas bir dönemde, yapılacak işlerimiz var’ diyerek, dönmeyi tercih ettik

Erdoğan: Obama beklentileri karşılayamadı
Obama'nın başkan seçildiği 2008'de ilk ziyaret ettiği ülkenin Türkiye olduğunu anımsatan Erdoğan, "Obama’nın ilk ziyaret ettiği ülkelerden olmamız, bizleri umutlandırmıştı. Ne yazık ki beklentilerimiz tam olarak gerçekleşmedi. Ortadoğu konusunda Obama’dan çok daha kararlı bir duruş bekledim. Ekonomik alanda, dış politikada beklentiler tam gerçekleşmedi” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, efsane boksör Muhammed Ali'nin cenazesine katılmak için gittiği ABD'den dönüşte uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. 

Kasım'daki ABD Başkanlık seçimleri sonrasında Washington'da oluşacak yeni yönetimden beklentileri sorulan Erdoğan, "Sayın Obama demokratların seçim kampanyasında Clinton'u destekleyeceğini açıkladı. Bizler ABD halkının tercihine saygı duyarız. İnanıyorum ki ABD halkı, kendileri için, kendi ülkeleri için en isabetli en hayırlı tercihi yapacaktır" dedi. 

Obama'nın başkan seçildiği 2008'de ilk ziyaret ettiği ülkenin Türkiye olduğunu anımsatan Erdoğan, "Obama’nın ilk ziyaret ettiği ülkelerden olmamız, bizleri umutlandırmıştı. Ne yazık ki beklentilerimiz tam olarak gerçekleşmedi. Ortadoğu konusunda Obama’dan çok daha kararlı bir duruş bekledim. Ekonomik alanda, dış politikada beklentiler tam gerçekleşmedi” dedi.

Obama'nın Suriye politikasını da eleştiren Cumhurbaşkanı, "Obama'dan tabii ki çok daha kararlı bir duruş bekledim, bekliyorum. Şu anda onu engelleyen ABD'de seçimlerin yaklaşmış olması mıdır bilemiyorum. Ama devlet politikalarında devamlık esas olmalıdır. Kaldı ki ABD'de bir başkan iki dönem görevde kalabiliyor. Obama da ikinci döneminin sonunda artık. Dolayısıyla atılması gereken adımları, kararlı bir şekilde atabilir aslında. Sizin NATO'da ortağınız Türkiye şu anda Suriye'de sınır tehdidi ile karşı karşıya. O tehdidin içinde rol alanlar sizden güç alırlarsa, Türkiye olarak bu durum bizleri tabii ki ciddi manada üzer" dedi. 

'Beni üzen Rusya'nın Suriye'deki görüntüsü'

Erdoğan "Rusya ile ilişkilerde yeni bir gelişme söz konusu mu?" sorusuna ise şu yanıtı verdi: 

"Benim üzüldüğüm konulardan biri de Rusya'nın Suriye'deki görüntüsüdür. Sayın Putin ile bizim aramızdaki hukuk ikili ilişkileri çok ileri bir noktaya taşıdı. Türkiye-Rusya ilişkileri bizim iktidarımızda en güçlü dönemini yaşadı. Ama bu denli güçlenmiş olan ikili ilişkiler, malum olaydan sonra neredeyse kopma noktasına geldi. Koptu demek istemiyorum, çünkü ben ikili ilişkilerin halen toparlanacağı ümidini taşıyorum. Çünkü ben ve Putin, ikili ilişkileri gerçekten çok ileri bir noktaya taşımıştık. Rusya ile olan ticaret hacmimiz Amerika ile olan ticaret hacmimizden daha fazlaydı. Hedefimiz 100 milyar dolara ulaşmaktı. Biz ABD ile dahi böyle bir hedef koyamadık. Böylesine güçlü olan ilişkilerin bugünkü duruma gelmesi üzücü. Temenni ederim ki ilişkilerimiz kısa zamanda toparlanır, yine o eski günlerimize çok daha güçlü bir şekilde döneriz."

'Toplumu tahrik etmemek lazım'

Cumhurbaşkanı, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir televizyon programında cezaevlerindeki PKK'lıları ziyaret ettikleri yönündeki sözlerinin 'iyi ifade edilemediği için provokasyona yol açtığını' savunurken şehit cenazelerinde Kılıçdaroğlu'na protestolarla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: 

“Bu zat (CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu) biliyorsunuz bu safhaya gelmeden önce de benzer açıklamaları yapmak suretiyle, terör örgütünün arkasında olduğu siyasi partiyle adeta eş hareket eder duruma girmişti. Eş hareket eder duruma girmesinden sonra, birçok yerde bazı eylemlerin olması bana göre bir başlangıç değil, bir sonuçtur, bir neticedir. Fatih’teki olay, bana gelen bilgilere göre, şehitlerimizin oradaki yakınlarının tavrı. Tabii ki gönlümüz böyle bir şeyi her halükârda arzu etmez, istemez. Keşke öyle bir şey olmamış olsaydı. Keşke yani orada böyle bir boş kovanın konması yaşanmasaydı. Yapılanı tasvip etmek mümkün değil. Fakat tabii ki siyasetçi de nerede ne konuşacağını gayet iyi bilmeli. Tahrikler tepkiye yol açabilir. Etki-tepki meselesi. Yani siz, hele hele böyle şehitlerimizin arka arkaya geldiği bir dönemde, toplumun hassasiyetlerini göz ardı ederseniz, bu toplum size tepki verir. Toplumu tahrik etmemek lazım. Siyasilere düşen de budur. Fakat orada, bir gün önce yapılan açıklamalar, şehit yakınlarını tahrik etmiş olmalı. Televizyondaki açıklamaları ben de dinledim. ‘Biz PKK’lı mahkûmları da ziyaret ederiz, DHKP-C’li mahkûmları da ziyaret ederiz’den kastedilenin, cezaevleri ile ilgili insan hakları komisyonu üyelerinin ziyareti olduğu iyi belirtilse, ifade yumuşatılmış olurdu. Ama ‘Parti olarak ziyaret ederiz’ ifadesini kullandığınız zaman olay tamamen provoke edildi. İfade provoke edildi. Mesela yardımcısı onu çeviriyor. Yani bu, o gece o yayını yapan TV’de de dinlendi. Daha sonra diğer TV’ler de aynen alıntı yapmak suretiyle bunu yayınlamış oldular. Burada, anamuhalefette istikametini kaybeden bir siyaset anlayışı olduğunu görüyoruz. Bu, tabii ki iyi bir gelişme değil. Temenni ederim ki toparlanırlar.”

'Maksat hasıl oldu'

Cumhurbaşkanı efsane boksör Muhammed Ali'nin Vietnam’a savaşa gitmeyi reddetmesinin kendisini çok etkilediğini belirtirken  "Bedel ödemiş biridir. Vietnam’a savaşa gitmeyi reddettiği için 5 yıl hapis, 10 bin dolar para cezası almış. Şampiyonluğu elinden alınmış, ringlerden men edilmiştir. Ama tekrar ringlere döndükten sonra, elinden alınan şampiyonluğu söke söke geri almayı da başarmıştır. Çok yardımsever bir insandı" dedi. 

Perşembe günkü cenaze namazı için "Bir müslüman olarak dini görevimizi yerine getirdik" diyen Erdoğan,  "Cuma olan tören, daha ziyade genel bir anma etkinliği biçiminde bir tören olacak denildi. Perşembe günü cenaze namazının kılındığı törene katılmakla maksadın hasıl olduğunu düşündük. O nedenle daha fazla kalmadan dönelim istedik" dedi. 

"Uğurlama törenine kalmamanız, Türkiye’ye dönüşünüzü erkene almanız çeşitli spekülasyonlara da neden oldu. Bunlara ilişkin değerlendirmeniz nedir?" sorusuna ise şu yanıtı verdi:

"Bizim buraya gelişimizdeki birinci neden, dini vecibemizi yerine getirmekti. Dini törenden sonra orada yapılacak merasim netleşmemişti. Geldiğimiz ana kadar da bu program net değildi. Buraya ulaştıktan sonda dahi programda çok sık değişiklikler yapıldığını gördük. Taslak sürekli değişiyordu. Cuma günkü programın dini bir nitelik arz etmediğini gördük. Hatta o programdan önce defin işleminin olup olmayacağı bile belli değildi. Perşembe günü cenaze namazını da eda etmiş olmamız hasebiyle, cuma günkü programa kalmaya gerek duymadık. Siyasi liderlerin katılımına dair bir şeyden de söz edilmedi. Böyle bir şey olsa kalıp ikili temaslarda da bulunma imkânı olabilirdi. Bu da olmadığı için dönmenin daha isabetli olacağını düşündük. “Ülkemiz hassas bir dönem içerisinde, orada fazlasıyla yapılacak işlerimiz var” diyerek, cumayı beklemeden dönmeyi tercih ettik."

t24.com.tr, 12.06.2016 

 


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.