Gündem
Gündem > Siyasi Gündem > Kongereden kaçan mhp genelel merkezini yargıtay yakaladı…Mahkeme, MHP kararının gerekçesini açıkladıMHP'de olağanüstü kurultay kararı veren mahkeme gerekçesini açıkladı. MHP yöneticilerinin medyaya verdiği ‘kongre için mahkemeye başvursunlar’ açıklamalarına da atıf yapan mahkeme, olağanüstü kongre çağrısının cevapsız bırakıldığını dile getirdi.
MHP'li muhaliflerin açtığı davada, "Kurultay Çağrı Heyeti" oluşturularak, partinin olağanüstü kurultaya götürülmesine karar veren Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi gerekçeyi de açıkladı. Mahkeme gerekçesinde 531 kişinin başvurusunun istenilen nitelikte olduğuna vurgulandı. Gerekçeye göre MHP yönetiminin mahkemenin görevsiz olduğu itirazı da Siyasi Partiler Kanunu'nun 14/6, 29, 121, Dernekler Kanununun 34 ve Medeni Kanununun 75. maddesi gereğince reddedildi. 531 İMZA İLE BAŞVURU YAPILDI Gerekçeli kararda, açılan dava sonrası mahkeme tarafından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından MHP'ye ait büyük kongre delege listesi istendiği, olağanüstü kongre talebinde bulunan 531 kişinin başvurusunun istenilen nitelikte olduğunun anlaşıldığı belirtildi. Siyasi Partiler Kanunu, Dernekler Kanunu ve Medeni Kanun'un ilgili maddeleri gereğince bu davada Sulh Hukuk Mahkemes'inin görevli olması nedeniyle davalı tarafın, yargı yolunun farklılığına yönelik talebinin reddine karar verildiği aktarılan gerekçeli kararda, Medeni Kanun'un 75. maddesinde; "Genel kurul, yönetim veya denetim kurulunun gerekli gördüğü hallerde veya dernek üyelerinden beşte birinin yazılı başvurusu üzerine, yönetim kurulunca olağanüstü toplantıya çağrılır" hükmünü içerdiğine işaret edildi. Bu hüküm doğrultusunda yeterli sayıda üyenin yazılı başvurusuna rağmen parti yönetimince olağanüstü kongre çağrısının yerine getirilmemesi durumunda talepte bulunan üyelerin iki seçeneğinin bulunduğu belirtilen kararda, Siyasi Partiler Kanunu'nun 104. maddesi kapsamında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına başvurarak ihtar müessesesinin işlemesi talep edilerek parti yönetimince olağanüstü kongre yapılmasını talep yoluna gidilebileceği anlatıldı. İkinci olarak da söz konusu kişilerin, Medeni Kanun'un 75/3. maddesi gereğince sulh hukuk mahkemesine başvurarak genel kurulu olağanüstü toplantıya çağırmak üzere 3 üye görevlendirilmesini talep edebilme hakkına sahip oldukları vurgulandı. Kararda; sulh hukuk mahkemesine başvuruyu engelleyen açık bir hüküm bulunmadığı, ayrıca MHP tüzüğünün 63/3. maddesinde de büyük kongre delegelerinin 1/5'inin imzası ile noterden yazılı talepleri üzerine olağanüstü büyük kongre yapılmak üzere çağrı yapılabileceği hükmü bulunduğu belirtildi. Bu madde doğrultusunda olağanüstü kurultay talebinde bulunan parti üyelerinin, sulh hukuk mahkemesine başvurusunu engelleyen açık bir Anayasa ve kanun hükmü bulunmadığına işaret edilen kararda, Siyasi Partiler Kanunu'nun 29. maddesinin de, "1630 sayılı Dernekler Kanunu'nun bu kanuna aykırı olmayan hükümleri ile siyasi partilerin her kademedeki kongreleri için de uygulanır" hükmü içerdiği bildirildi. 'MAHKEME YETKİLİDİR' Gerekçeli kararda, "Medeni Kanun'un 75. maddesinde yer alan sulh hukuk mahkemesince olağanüstü toplantı için çağrı heyeti görevlendirilmesine dair hüküm, siyasi partiler kongrelerinde özel hukukun uygulanacağı bir durum olarak belirlenmiş olup, adli yargıya özellikle atıf yapılarak bu durum tespit edilmiş olduğundan, aksi bir Anayasa ve kanun metnine rastlanılmadığı anlaşılmıştır" ifadesine yer verildi. Yargıtay içtihatlarına da yer verilen kararda "Türk Medeni Kanunu'nun 75. maddesi gereğince Çağrı Heyeti görevlendirilmesinde sulh hukuk mahkemelerinin görevli olduğu, yerleşmiş içtihatlarla kabul edilmiştir" tespiti yapıldı. MHP YÖNETİMİ KONGERE ÇAĞRISI YAPMADI Kararda, MHP'nin 1232 delegesinden 531'inin olağanüstü kongre talebinde bulunduğu, bu kişilerin talepte bulunmuş olmasına rağmen, MHP Genel Merkezince olağanüstü büyük kongre çağrısı yapılmadığının anlaşıldığı belirtildi. Anayasa Mahkemesi'nin siyasi partiler konusundaki yetkilerinin, Anayasa Mahkemesi'nin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkındaki Kanun ile düzenlendiği hatırlatılan kararda, ilgili kanunların emredici hükümlerine uymayan bir parti hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca Anayasa Mahkemesi'ne başvuru yapılabileceği, mahkemenin de aykırılık bulması halinde parti hakkında ihtar verebileceği kaydedildi. Bu düzenlemelerin adli yargıya başvuruyu engelleyen bir hüküm olmadığı vurgulanan kararda şu tespitlere yer verildi: "Adli yargıya başvurunun amacının parti içi demokrasi kurallarının gerçekleştirilmesi olduğu sonucuna varılmıştır. Adli yargıya, Medeni Kanun'un 75. maddesi gereğince üye görevlendirilmesi ve Siyasi Partiler Kanunu'nun 104. maddesi gereğince Anayasa Mahkemesi'ne başvuru hakkı birbirine paralel nitelikte düzenlemeler olup, sonuç ve yaptırımları farklı olan; Anayasa Mahkemesi tarafından ihtar başvurusu yapılmasının hukuk mahkemelerinin yargısal yetkisini engellemediği sonucuna varılmıştır. Sonuç olarak mahkememizin görevli olduğu kanaat getirilerek, davalı tarafın, yargı yolu farklılığı nedeniyle açılan davanın usulden reddine yönelik talebin reddine karar verilmiştir." Gerekçeli kararda, MHP Tüzüğünün 63/3. maddesinde büyük kongre üyelerinin 1/5'inin başvurusu üzerine olağanüstü büyük kongrenin toplantıya çağrılabileceği hükmünün yer aldığı ifade edilerek bu hükmün bu hususta partiye takdir yetkisi vermediği sonucuna varıldığı anlatıldı. 'KAYYUM KANUNLA DÜZENLENMİŞTİR' Siyasi Partiler Kanunu'nun 90. maddesinde siyasi partilerin tüzük, faaliyet ve programlarının anayasa ve bu kanun hükümlerine, Medeni Kanun'un 58. maddesinde de tüzüğün kanuna aykırı olamayacağı açıkça belirtildiği vurgulanan kararda şunlar kaydedildi: "Siyasi Partiler Kanunu*'nun 14/6. maddesinde olağanüstü toplantıların büyük kongre üyelerinin 1/5'inin başvurusu üzerine toplanacağı hükmü düzenlenmiş olup, MHP'nin iç tüzüğünün 63/3. maddesinde ise 'olağanüstü toplantılarda genel başkan ve merkez yönetim kurulunca gerek görülen hallerde veya büyük kongre delegelerinin 1/5'inin onaylı yazılı talepleri ile çağrılabilir' hükmü bulunduğu anlaşılmakla, Siyasi Partiler Kanunu ile Milliyetçi Hareket Partisi Tüzüğünün aynı konuda farklı düzenlemeler içerdiği görülmektedir.Anayasanın, Siyasi Partiler Kanunu, Medeni Kanun'un ilgili maddeleri gereğince, kanunların hiyerarşik üstünlüğü kuralı doğrultusunda; uyuşmazlığın Siyasi Partiler Kanunu'ndaki hükümlere göre çözülmesi gerektiği, Anayasa, Siyasi Partiler Kanunu ve bu kanunun atıf yaptığı Medeni Kanun ve Dernekler Kanunu'nda olağanüstü toplantıda üst yönetimin onay ve izninin bulunmasının gerektiğine dair bir hüküm bulunmamakla tüzük hükmünün yönetime takdir hakkı vermediği kanaatine varılmıştır. Siyasi partilerin organsız kalması durumunda kayyum tayininin Medeni Kanun'un 426 ve 427. maddelerinde düzenlendiği hatırlatılan kararda, organsız kalan siyasi partiye kayyum atanması ile yönetime yeterli başvuru yapılmış olmasına rağmen, yönetimin olağanüstü kongre çağrısını yerine getirmemesi durumunda Medeni Kanun'un 75. madde hükmüne başvurma yolunun tamamen farklı durumları içerdiği aktarıldı. 12 KİŞİNİN BAŞVURU KABUL EDİLMEDİ MHP tüzüğünün, yönetime takdir hakkı tanımadığının altı çizilen kararda, "Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından gönderilen büyük kongre delege listesi ile ilgili noterlikten gönderilen çağrı listesinde ismi bulunan kişilerin isimleri karşılaştırılmış, yapılan incelemede, 6 kişinin delege listesinde isminin bulunmadığı, 2 kişinin hem delege listesinde hem parti listesinde isminin olmadığı, 3 kişinin isminin mükerrer yazıldığı, 1 kişinin iki partiye birden üye olması nedeniyle, 12 kişinin başvurusu kabul edilmemiş, 531 kişi tarafından toplantı çağrısının yapıldığı kabul edilmiştir" tespiti yapıldı. Kararda, MHP'nin 1232 delegesinden 245'inin başvurusu yeterliyken olağanüstü kongre talebinde bulunanların sayısının 531 kişi olduğuna işaret edilerek, ancak parti genel merkezince olağanüstü büyük kongre çağrısının yapılmadığının mahkemeye iletildiği kaydedildi. YÖNETİCİLERİN 'MAHKEMEYE GİTSİNLER' SÖZLERİ GEREKÇEDE Gerekçeli kararda "Buna rağmen davacı vekillerince dosyaya sunulan medyaya verilen demeçlere ilişkin haber çıktılarından, genel başkan ve yöneticiler tarafından olağanüstü kongre çağrısı doğrultusunda işlem yapılmayacağı, bu hususta mahkemeye başvurmaları gerektiği yönündeki beyanlar birlikte değerlendirildiğinde davalı tarafça olağanüstü kongre çağrısının yanıtsız bırakıldığı anlaşılmakla mahkememizce açılan davanın kabulüne karar verilmiştir" denildi. Milliyet, 06.05.2016
Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız. |